Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Ok, "Burası 'ana dolu' bir coğrafyadır. O yüzden erkekler ne kadar ataerkil olursa olsun ne kadar güçlü olursa olsun ama bizim dünyayı değiştirecek aklın arkasında kadına ihtiyacımız var." dedi.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile UNICEF iş birliğinde Bolu'daki bir otelde birincisi organize edilen "Yerelde Kadın Buluşmaları Programı"nın açılışında konuşan Ok, göç politikaları ve yönetimi hakkında bilgilendirmede bulundu.
Anadolu'nun son yıllarda en çok göç alan bölgelerinden biri haline geldiğini ifade eden Ok, "Göç asla bir kriz değil, kapımızda bulduğumuz bir hadise ama Anadolu var oluşundan bu yana kavşak konumunda olmasından dolayı göç yoluna köprü olmuş bir ülke. Bizim aslında sıkıntımız kaynak ülkelerin son dönemlerde Türkiye'yi hedef ülke haline getirmesi. Bu bizim kendi iç dinamiklerimizi de zorluyor ancak bundan kaçış yok. Ben bugünkü huzurunuzu bozmak istemem ama 2050 yılında kürede yaklaşık 350 milyon insanın yerinden yurdundan koparılacağı sığınmacı ve mülteci olacağı konuşuluyor. Bunlar ciddi işler." diye konuştu.
Ok, göçün düzenli ve düzensiz olmak üzere ikiye ayrıldığını belirterek düzensiz göçün şu anda karşıya bulunulan Afgan göçü olduğunu dile getirdi.
Düzenli göçün de aile kurmak, iş yapmak, sosyal hayata katılmak, üniversitelerde eğitim almak, yatırımcı olmak amacıyla yapıldığını, Türkiye'de yaklaşık 1 milyon 70 bin civarında ikametli düzenli göçle gelen insan bulunduğunu aktaran Ok, bir taraftan onlara hizmet ettiklerini, bir taraftan da sayıları 3,6 milyonu bulan Suriyeli olduğunu ifade etti.
Göçün akıl, bilim ve mantıkla yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Ok, şunları söyledi:
"Biz göçü, akılla bilimle mantıkla yürütüyoruz ve yönetiyoruz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Uluslararası tecrübelerimiz bize bunu gösteriyor. Biz iki şeyden kopamayız, yapamayız. Osmanlı'yı kaybettiğimizde cumhuriyeti kurarken bu ekmeğin hamurunu biz çevremizdeki coğrafyadan bize gelip sığınan, son kaleye gelip sığınan evlatları ile kurduk. Hepimizin hayatında bir göç hikayesi vardır. Onu da biz bir zemine bağladık. Ayaklarımız o zemine oturuyor. Bunu da insanlık ve vicdanla yaptık. Dünyayı mutlu, huzurlu ve mamur hale getirenlerle dünyayı yaşanmaz, çekilmez bir cehennem çukuru haline getirenlerin arkasında Bolu'nun Abant'ı gibi yüce dağları gibi tek bir dağ vardır. Onun adı 'ana'dır. Onun adı 'kadın'dır. Burası 'ana dolu' bir coğrafyadır. O yüzden erkekler ne kadar ataerkil olursa olsun ne kadar güçlü olursa olsun ama bizim dünyayı değiştirecek aklın arkasında kadına ihtiyacımız var."
"Ülkemiz adeta bir güven limanı olmuştur"
Göç İdaresi Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Aydın Keskin Kadıoğlu da Türk, Suriyeli, Afgan gibi ifadelerden bağımsız olarak Türkiye'nin ortak geleceğinin mimarının kadınlar olduğunu ifade etti.
Bugün Türkiye'nin, 192 farklı milletten 5 milyon insanı sınırları içinde barındıran binbir çiçekli bahçe konumunda olduğunu vurgulayan Kadıoğlu, bu bahçenin yarısından fazlasını kadınlar ve çocukların oluşturduğunu dile getirdi.
Kadıoğlu bu toplantının göç ve uyum sürecinde kadınların da süreçte aktif olarak rol oynamasını temin etmek amacıyla düzenlendiğini belirterek, "Ülkemiz mazlumların güvenli limanı olarak evinden, yurdundan edilmiş insanlara kucak açarak adeta bir güven limanı olmuştur. Bu sadece devletimizin başarısı değil, yüce gönüllü Türk milletinin de başarısıdır. Milletimizin bu özverisinin, fedakarlığının arkasında ise analarımızın vicdanı, asırlardır süre gelen misafirperverlik geleneğimiz bulunmaktadır." dedi.
İl Göç İdaresi Müdürü Derya Erdoğan'ın da konuşma yaptığı program, panellerle devam etti.
Son Dakika › Güncel › Bolu'da 'Yerelde Kadın Buluşmaları Programı' düzenlendi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?