Can Dündar'ın Duruşmasını İzlediği Jinha Muhabiri Canözer, Tahliye Edildi

Diyarbakır'da 19 Aralık günü yapılan bir protesto gösterisini takip ederken gözaltına alınıp, tutuklanan JİNHA muhabiri Beritan Canözer'in tahliye edilmesine karar verildi. Duruşmayı izleyen Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, "İçerideki son gazeteci de çıkana kadar ve tüm davalar düşene kadar bunların takipçisi olmak durumundayız. Bu bizim hem meslek onurumuz hem bu ülkenin özgürlük mücadelesidir" dedi.

Diyarbakır'ın Sur İlçesi'nde devam eden operasyonların protesto edildiği bir gösteriyi takip ettiği sırada 19 Aralık günü gözaltına alınan ve hakkında 'Terör örgütü üyeliği' suçundan dava açılan JİNHA muhabiri Beritan Canözer'in tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması yapıldı. Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanık Beritan Canözer'in tutuklu bulunduğu Bakırköy Kadın Cezaevi'nden güvenlik gerekçesiyle getirilemediği bildirildi. Duruşmaya Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, HDP Milletvekileri Nursel Aydoğan ile Ziya Pir, çok sayıda gazeteci ve avukat katıldı. Duruşmada savunma yapan Canözer'in avukatları, gazeteci olan müvekkillerinin haber takibi sırasında heyecanlı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındığını söyledi. Avukatlar 3 aydan bu yana tutuklu olan Canözer'in profesyonel bir gazeteci olduğunu belirterek tahliyesini istedi. Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme Beritan Canözer'in tahliyesine karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

BÜTÜN GAZETECİLER SERBEST BIRAKILANA KADAR DAYANIŞMA GÖSTERMEK ZORUNDAYIZ

Duruşmayı izlemek için adliye binasına gelen Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, gazetecilerin bir birinin sesine ve soluğuna ihtiyacı olduğunu belirterek, "Çünkü bir gazetecinin içeride olması demek, bütün gazeteciliğin içeride olması ve tutsak düşmesi demektir. İçerideki son gazeteci de çıkana kadar ve tüm davalar düşene kadar bunların takipçisi olmak durumundayız. Bu bizim hem meslek onurumuz hem bu ülkenin özgürlük mücadelesidir. Bu yüzden omuz vermeye geldik. Bütün gazeteciler serbest bırakılana, bütün davalar düşene kadar bu dayanışmayı göstermek zorundayız. Gerçekten bu görüntülü ortama bağlanarak yargılama son derece adaletsiz bir uygulama. Tamamen savunma hakkını engelleyen bir dayatma yapılıyor. Bize de yapıldı ve reddettik. Bu giderek yaygınlaşan bir uygulamaya dönüşüyor. Sanıkların hakim karşısında yargılanma hakkı vardır. Bunun yerine hiç bir şey konamaz. Biz aynı dönemlerden geçtik. Bize omuz verenlere şükran borcumuz var. Hem de sonuna kadar davanın takipçisi olacağımızı kanıtlamak için buradayız" dedi.