İZMİR'de, 8 yıldır diyalize giren Ahmet Müşfik Karaca (60) ile 4,5 yıldır diyaliz hastası olan Ahmet Bayar (42), gönüllü donör olan yakınlarından yapılan çapraz nakil ile sağlıklarına kavuştu. Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok, çapraz nakil ile yakınları, kendilerine donör olamayan hastalara çözüm sunduklarını söyledi.
Muğla'nın Milas ilçesinde köftecilik yaparak geçimini sağlayan 3 çocuk babası Ahmet Bayar, böbrek yetmezliği hastalığı ve diyaliz ile yaklaşık 9 yıl önce babası Muammer Bayar'a 'polikistik böbrek' tanısı konulmasıyla tanıştı. Hastalığı genetik miras aldığı babasından 3 yıl sonra aynı tanıyla diyalize girmeye başladı. Eşi Muammer Bayar'ı 1.5 yıl önce kaybeden Sevgül Bayar(61), oğlu için gönüllü donör oldu. Ancak nakil için başvurdukları İzmir Kent Hastanesi'nde kan gruplarının uyuşmadığı saptandı. 4.5 yıldır diyalize giren Ahmet Bayar adını kadavra listesine yazdırdı. Yıllar geçtikçe de umudu azalmaya başladı.
EŞİ İLK GÜNDEN VERİCİ OLDU AMA UYMADI
Aynı çaresizliği yaşayan bir başka hasta ise İzmir'de yaşayan 2 çocuk babası emekli memur Ahmet Müşfik Karaca oldu. Eşi Nuran Karaca(59) tanı konulduğu gün gönüllü verici oldu. Ancak kan grubu uyuşmadığı için donör olamadı. Karaca, 8 yıl boyunca hastane hastane dolaşıp, kadavra listelerine adını yazdırdı. Yaklaşık 4 ay önce kızı Alara Karaca'nın(18) önerdiği İzmir Kent Hastanesi'ne geldi.
YOLLARI KESİŞTİ
Kadavra listelerinden bekledikleri haber bir türlü gelmeyen Ahmet Müşfik Karaca ve Ahmet Bayar'a, Kent Hastanesi'nde çözüm olarak 'çapraz nakil' önerildi. Gönüllü vericilerinin böbreklerinin, karşılıklı birbirlerine nakledilebileceği söylendi. İki aile 10 Ocak'ta bir araya gelip tanıştı, çapraz nakil önerisini kabul etti. 16 Ocak günü Opr. Dr. Işık Özgü, Opr, Dr. Uğur Saraçoğlu ve Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok'tan oluşan ekip, çifte operasyonu gerçekleştirdi. Sevgül Bayar'dan alınan böbrek Ahmet Müşfik Karaca'ya, Nuran Karaca'dan alınan böbrek de Ahmet Bayar'a nakledildi.
DUYGULARINI DİLE GETİRDİLER
Yıllarca doya doya su bile içemediğini söyleyen Ahmet Müşfik Karaca, "Şu anda çok iyiyim. Herhangi bir sıkıntım yok. Diyalizin zorluklarından kurtuldum. Diyalize girdiğinizde mecburen hayatınızda bazı kısıtlamalar oluyor. Buna katlanmak zorunda kalıyorsunuz. En basiti istediğiniz kadar su içemiyorsunuz, bazı perhizleriniz oluyor, seyahat kısıtlamaları oluyor" dedi. Eşi Nuran Karaca da "O kadar mutluyum ki hem birine can verdik hem de eşim kurtuldu. Biz sekiz yıl kadavradan nakil bekledik. Bir telefon bile gelmedi. Umutlarımız sönmeye başlamıştı. Şimdi ailece çok mutluyuz. Evde bir bayram havası var" diye konuştu.
Ahmet Bayar da "Kendimi yeniden dünyaya gelmiş gibi hissediyorum. Şu an çok mutluyum. Hayata daha güzel bakıyorum. Temennim, diyalize bağlanan tüm hastaların sağlıklarına kavuşması. Her iki aile de yeniden doğmuş gibi. Bu dünya ayrı bir dünya oldu bizim için" dedi. Eşini böbrek yetmezliğinden kaybeden, oğlunun da diyalize mahkum olmasıyla kahrolan anne Bayar da duygularını, "Bu sevincim anlatılmaz" diyerek, dile getirdi.
ÇAPRAZ NAKİL KADAVRADAN BAĞIŞ BEKLEYENLERE ÇÖZÜM
Çapraz naklin, kadavra listesinde bekleyen hastalara çok önemli bir çözüm sunduğunu belirten İzmir Kent Hastanesi Böbrek Nakli ekibinden Doç. Dr. Ok şunları söyledi:
"Biliyoruz ki hastalar yıllarca o listede bekleyebiliyor. Kadavra listesinde beklendiği zaman diyaliz hastalarının ölüm oranları 5 yılda yüzde 50'lere varıyor. Bu oldukça yüksek bir oran. Bizim 20'nin üzerinde çapraz nakilli hastamız var. Çapraz nakilli hastalar için kadavra bekleme listesine benzer şekilde ayrı bir havuz oluşturduk. Burada doku uyumsuzluğu olan, kan grubu uymasına rağmen bazen uyum testlerinde problemi olan hastalar ya da kan grupları birbiriyle tutmayan hastalar olabiliyor. Bunları listeye ekleyip, kendilerine uygun hasta bulduğumuzda biraraya getirip olabildiğince hızlıca nakillerini yapmaya çalışıyoruz. Aileler için büyük bir mutluluk oluyor."
- İzmir
Son Dakika › Güncel › Çapraz Nakille İkinci Hayata Başladılar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?