Cenevre-2 Konferansı - Son Dakika
Güncel

Cenevre-2 Konferansı

Cenevre-2 Konferansı

Dışişleri Bakanı Davutoğlu: (2) "Bugün iki taraf tanımlandı.

22.01.2014 19:45

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Cenevre-2 Konferansı'ndan çıkan en önemli sonucun iki tarafın tanımlanması olduğunu belirterek, "Bundan sonra masa oluştuğunda kimlerin oturacağı belli. Bu çok önemli bir aşamadır. Nihayet problem çözümü söz konusu olacaksa müzakere edecek iki tarafın tanımlanmış olması ve karşı karşıya oturmuş olmaları önemli bir aşamadır. Bu sonuç şu anda çıktı" dedi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Cenevre-2 Konferansı'nın düzenlendiği Montrö Sarayı'nda Türk gazetecilerle bir araya gelerek soruları yanıtladı.

Davutoğlu, herhangi bir anlaşmayla ilgili BM denetimi ve garantisi gerekip gerekmeyeceği yönündeki soru üzerine, BM'nin şu ana kadar üstlenmesi gereken ek sorumluluklar bulunduğunu çünkü BM konvansiyonunun açık bir şekilde uluslararası güven, istikrarı ve barışı tehdit eden durumlarda BM'nin harekete geçmesini öngördüğünü söyledi.

Bu toplantıyı düzenlediği için BM Genel Sekreteri'ni tebrik ettiklerini ancak BM'nin Suriye konusunda çok geç ve yavaş kaldığını belirten Davutoğlu, bu sebeple yüzbinlerce insanın ölümüne zemin olan bir boşluk doğduğunu kaydetti. Davutoğlu, BM'nin denetimi konusunda yaptığı daha önceki açıklamalarıyla kastettiği şeyin "eğer bir anlaşma olursa bu anlaşmanın güvenilir ve uygulanabilir olmasının temel garantisinin bir BM müeyyidesi ya da çerçevesinin oluşması" olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, "Daha o aşamaya tartışmalar gelmedi. Öncelikle daha Cenevre-1'in nasıl anlaşıldığı ve nasıl bir yolla süreceği konusunda metot tartışmaları yürüyor. O aşamaya geldiğinde mutlaka BM çerçevesinin bir şekilde devreye girmesi gerekir" dedi.

Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Suriye rejiminin Dışişleri Bakanı Velid Muallim'in görüştüğü iddiasının sorulması üzerine, böyle bir görüşme olduğunu zannetmediğini, Kerry ile görüşmesinde Amerikalı bakanın bundan bahsetmediğini söyledi.

Davutoğlu, "Rusya'nın Suriye sorunuyla ilgili farklı okuması giderildi mi?" şeklindeki soru üzerine, yorum farkının devam ettiğini, Cenevre-1'den bu yana hayatını kaybeden Suriyelilerin sayısının yaklaşık 10 katına çıktığını söyledi.

Davutoğlu, "Facia daha üst boyutlarda ve bütün bunlarda sorumluluğu bulunan bir yönetim var, sorumluluğu bulunan bir devlet başkanı var. Bu sorumluluklardan kaçınması mümkün değil. Hepiniz o fotoğrafları gördünüz. Onları görüp de herhangi bir ülkenin herhangi bir insanın sorumluluk sahibi bir liderin sessiz kalabilmesi, vicdanında bir şey hissetmemesi mümkün mü? Ama bunlar maalesef şu ana kadar bu yoğunlukta bir tepki doğuracak bir netice ortaya çıkarmadı" dedi.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Ancak bu tablolar açık bir şekilde gösteriyor ki konuşmamda da vurguladığım gibi, birçok ülke dışişleri bakanının vurguladığı gibi, artık Esed'in Suriye'yi hem ahlaki olarak yönetme meşruiyeti kalmamıştır, hem de fiilen siyasi olarak yönetme kudreti kalmamıştır. Düşünün, Suriye'nin hangi şehri olursa olsun devlet başkanı olduğunu iddia eden birisinin o şehre gidememesi düşünülür mü? Hangi şehre gidebilir Beşşar Esed, orada herhangi bir şekilde halkı idare edebilmek açısından. Gidemediği bir şehir, kontrol edemediği bir ülkenin nominal olarak birkaç ülkenin tanıdığı bir devlet başkanı olarak kalmasının ne anlamı var. Önemli olan bir kişinin geleceği mi, bir bölgenin, bir halkın geleceği mi? Bu konuda herkesin tercihini net ve açık yapması gerektiği kanaatindeyim."

İran'ın konferansa katılımı ile ilgili tartışmalar konusundaki bir soruyu cevaplayan Davutoğlu, İran'ın Cenevre-2'ye katılmasının faydalı olacağını düşündüklerini ve son ana kadar bunu söylediklerini belirtti.

İran'ın katılımı konusunda BM Genel Sekreteri Ban ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile konuştuğunu belirten Davutoğlu, "Gönül isterdi ki İran da olumlu bir açıklamayla bu toplantıda bu forumda bulunsun. Çünkü İran'ın bölge ülkesi olarak bir şekilde bu süreçlere katkıda bulunması zarureti var" dedi.

Davutoğlu, İran'ın Suriye rejiminin arkasındaki en önemli desteklerden biri olduğunu hatırlatarak, "Dolayısıyla onların da elinin taşın altına koyması doğru olurdu" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile gelecek hafta İran'da olacaklarını dile getiren Davutoğlu, bu ziyarette de konunun ele alınacağını söyledi. Davutoğlu, "Önemli olan kanın durması ve Suriye'de halkın iradesini yansıtan bir yönetime geçişin sağlanması" dedi.

"Rejimin terörle mücadele vurgusunun görüşmeleri tıkama ihtimali var mı" sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, rejimin temsilcilerinin ifadelerinin hep konuyu teröre indirgemek olduğunu söyledi. Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Dünyada terörle mücadele eden ülkeler sıralansa herhalde en başında Türkiye ve şu anda Suriye muhalefetine destek veren ülkeler gelir. Hiç kimse terörü mazur gösterecek bir tavır içinde olmaz. Ama onun yanında devlet terörü de var, terör kavramının baskıya araç olarak kullanılması var. Bu açık bir ikiyüzlülük. Yani karşımıza oturup bize, yani ülkesinde 700 bin mülteciyi misafir eden bir ülkeye ya da diğer ülkelere saldırgan bir ifade kullandığınızda ya da 'teröre destek' gibi bir ifade kullandığınızda bu 700 bin insanın Suriye'den nasıl kaçtığı, niye kaçmak zorunda kaldığını sormak bizim hakkımız. Onlar terörist mi? 2,5 milyon insan birden terörist mi? Her gün varil bombalarıyla katliama maruz bırakılan şehirler, Halep bütünüyle terörist bir şehir mi? Taş üstüne taş bırakılmadı Humus'ta, bütünüyle terörist bir şehir mi? O zaman bu terörizm kavramının içini doldurmak gerekiyor. Bu, terörün en vahşi olanıdır. Düzenli bir şekilde hava bombardımanıyla bir şehri katlediyorsanız Nazi yöntemleriyle, dünyada Nazi yöntemlerinden daha büyük bir terör var mı, ya da Srebrenitsa'dan daha büyük bir terör?"

Bir şeyin terör ve insanlık suçu olması için illa gizli saklı bazı gruplar tarafından yapılması gerekmediğini ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Bir düzenli ordu da kendi halkını böyle katleder ya da bir halkı tümüyle tasfiye etme yönünde eyleme kalkışırsa bundan daha büyük bir terör olmaz. Dolayısıyla bu argümanın temeli olmadığı görüldü. Herhalde bu konuşmayı kendisinden başka kimse ciddiye almadı. Hiçbir şekilde itibarı olmayan sadece var olan gerçekleri örtmeye çalışan kötü bir savunma mahiyetindeydi. İnsanlık vicdanı da tarihte bu yaklaşımı yargılayacaktır. Biz her tür teröre en yıkıcı yıpratıcı olan Suriye rejiminin uyguladığı teröre de aynı şiddette karşıyız."

Cenevre-2 Konferansı'nın en önemli sonucunun ne olduğu sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, "Önemli çıkan sonuç, bundan bir hafta, üç hafta, birkaç ay öncesine kadar iki taraf bilinmiyordu. Yani iki taraf var ama tanımlanmamıştı. Bugün iki taraf tanımlandı. Bundan sonra masa oluştuğunda kimlerin oturacağı belli. Bu çok önemli bir aşamadır. Nihayet problem çözümü söz konusu olacaksa müzakere edecek iki tarafın tanımlanmış olması ve karşı karşıya oturmuş olmaları önemli bir aşamadır. Bu sonuç şu anda çıktı" dedi.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bundan sonra ne olacağı açıkçası Suriye rejimi ve ona destek veren ülkelerin, tarafların yapacakları katkılara bağlı. Suriye bugünkü üslubunu devam ettirirse ve ona destek verenler üslubunu değiştirmesi yönünde ağırlık koymazlarsa mesafe almak mümkün değil çünkü geçiş kavramını bile kullanmadı hiç. Bir yerde galiba diyalog dedi o da havada kalan bir şey. Böyle bir üslupla yürümez. Eğer bu sağlanırsa biz muhalefetin yapıcı bir katkı konusunda olumlu bir tavır içinde olacaklarını düşünüyoruz. Mesafe almak kolaylaşır. Uluslararası irade burada çok önemli ve BM'nin etkin bir arabuluculuğu nasıl olacak onu görmemiz önemli."

Davutoğlu, Suriye muhalefeti içindeki temsiliyet konusundaki bir soru üzerine Suriye Ulusal Koalisyonu bünyesinde bir sıkıntı olacağını düşünmediğini belirtti. PYD'nin durumu sorulan Davutoğlu, PYD'nin durumunun yaptığı tercihin sonucu olduğunu kaydetti.

PYD'ye muhalefet içinde olması için telkinde bulunduklarını hatırlatan Davutoğlu, PYD'nin rejimin yanında olmayı tercih ettiğini vurguladı. Davutoğlu, PYD'nin özellikle kimyasal silah kullanımından sonra rejime bir şey olmayacağı düşüncesiyle rejimle işbirliğini artırdığını dile getirerek, bunun üzerine muhalefetin PYD'nin Cenevre-2'ye ancak rejim içinde katılabileceğini söylediğini belirtti.

Davutoğlu, "Herkes yerini belli edecek. Nerede olduğunu, Suriye'nin geleceğini kimlerle birlikte düşündüğünü belli edecek. Rejimin Suriye içindeki bazı uydu muhalefet diye oluşan yapıları da bu masada yok. PYD'nin de bu anlamda masaya gelmemelerinin sorumluluğu kendilerine ait" ifadesini kullandı.

- Vaud

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Cenevre-2 Konferansı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement