Anayasa Mahkemesi, Şanlıurfa'daki cezaevi yangınında oğlu hayatını kaybeden kadının bireysel başvurusunda, yaşam hakkı kapsamında, "yaşamı koruma yükümlülüğü" ile "etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü"nün ihlal edildiğine karar verdi.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Şanlıurfa E Tipi Ceza İnfaz Kurumundaki C-15 koğuşunda 16 Haziran 2012'de gece saatlerinde çıkan yangında 13 kişi yaşamını yitirdi. Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturmada, yangından sağ kurtulan şüpheliler ve ceza infaz kurumu personeli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Başsavcılığın kararına yapılan itirazın Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmesi üzerine yangında oğlu ölen Meral Eşkili, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Eşkili, etkili bir soruşturma yapılmadığını, yangının çıkmasına engel olma ile yangına müdahale etme konusundaki yükümlülüklerin yerine getirilmediğini iddia etti.
Yüksek Mahkeme, yaşam hakkı kapsamında, "yaşamı koruma yükümlülüğü" ile "etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü"nün ihlal edildiğine karar verdi.
Kararda, kişinin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığını koruma hakkının, birbiriyle sıkı bağlantıları olan, devredilemez ve vazgeçilmez haklardan olduğu, devletin bu konuda pozitif ve negatif yükümlülükleri bulunduğu belirtildi.
Bu kapsamda, devletin yetki alanındaki tüm bireylerin yaşam hakkını gerek kamusal makamların gerek diğer bireylerin gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı korumakla yükümlü olduğu ifade edildi.
Tutuklu ve hükümlülerin, daha önce sahip oldukları pek çok özgürlükten mahrum kalmaları ve günlük yaşamlarında ciddi bir değişim yaşamalarının doğal bir sonucu olarak ruh sağlığının bozulabildiğine işaret edilen kararda, bu kişilerin kendilerine zarar verme riskinin artabildiği bildirildi.
Kararda, bu nedenle yasal ve ikincil düzenlemelerin, cezaevi yetkililerine bu kişiler hakkında daha duyarlı ve dikkatli olma görevi yüklediği belirtildi. Aynı düzenlemeler uyarınca yetkililerin tutuklu veya hükümlülerin hayatlarının tehlikeye atılmasını önleyici tedbirler alınmasını sağlaması gerektiği belirtildi.
Somut olayda, yangının çıktığı koğuşta kapasitenin çok üzerinde tutuklu ve hükümlünün bulunduğu aktarılan kararda, bu durumun cezaevi yetkililerine, tutuklu ve hükümlülerin yaşamını koruma konusunda yüklenen dikkat ve özen yükümlülüğünü daha da artırdığı kaydedildi.
"C-15 koğuşundaki belirtilere rağmen tedbir alınmadı"
Kararda, yangın ihtimaline karşı etkili bir müdahalenin sağlanması ile tutuklu ve hükümlülerin tehlikeli alanlardan bir an önce uzaklaştırılması konusunda öngörülmesi mümkün bazı eksikliklere rastlandığı bildirildi.
Koğuşlarda kamera ve yangın alarm sistemi bulunmadığı belirtilen kararda, "Disiplin olaylarının sıklıkla yaşandığı C-15 koğuşundaki tutuklu ve hükümlülerin Ceza İnfaz Kurumunun güvenliğini tehlikeye sokabilecek eylemlerde bulunabileceklerine dair öngörülebilir belirtiler bulunmasına rağmen bu konuda gerekli tedbirlerin alınmadığı görülmektedir" denildi.
Ayrıca kararda, devletin pozitif yükümlülükleri kapsamında bu tür olaylarda sorumluların belirlenmesine imkan tanıyan bağımsız bir soruşturma yürütülmesi gerektiği kaydedildi.
Yürütülen soruşturmanın ise kapsamı ve sonuçları itibarıyla, ihmallerin ortaya çıkarılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte olmadığı belirtildi.
Son Dakika › Güncel › Cezaevi Yangınında 'Hak İhlali' Kararı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?