Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilmesine ilişkin, "Mağdurun değil teröristlerin yanında yer alan basın yayın kuruluşlarını şiddetle kınıyorum. Sayfalarını ve ekranlarını teröristlerin propagandalarına sonuna kadar açan bu kuruluşlar, bana göre savcımızın şehit edilmesine onlar ortak olmuşlardır" dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki altıncı muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmada, geçen hafta Çağlayan Adliyesi'nde yaşanan terör saldırısını hatırlattı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın, odasına giren iki terörist tarafından şehit edildiğini, aynı olayda iki teröristin de güvenlik güçleri tarafından ölü olarak ele geçirildiğini anımsatan Erdoğan, bu alçakça saldırıda şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Kiraz'a Allah'tan rahmet, ailesine, meslektaşlarına, sevenlerine ve tüm millete baş sağlığı diledi.
Erdoğan, şehit savcının ismini ve aziz hatırasını ilelebet yaşatacaklarını, işlemlerin tamamlanmasının ardından Çağlayan Adliyesi'nin artık şehit savcının ismiyle anılacağını söyledi.
Bu olayın birçok bakımdan üzerinde hassasiyetle durulması, dersler çıkartılması, ibret alınması gereken bir hadise olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Öncelikle bir kısım basın yayın kuruluşlarının en başından itibaren bu hadiseyi, insanlığa, ahlaka, vicdana, hakka, hukuka sığmayacak şekilde verdiklerini ifade etmek isterim. Mağdurun değil teröristlerin yanında yer alan basın yayın kuruluşlarını şiddetle kınıyorum. Sayfalarını ve ekranlarını teröristlerin propagandalarına sonuna kadar açan bu kuruluşlar, bana göre savcımızın şehit edilmesine onlar ortak olmuşlardır" diye konuştu.
Teröristlerin bu eylemdeki amaçlarının asla intikam olmadığını, savcının eyleme konu edilen hadisenin faillerini bulmak için çalışan, bu yönde gayret gösteren ve önemli mesafe kaydeden birisi olduğunu dile getiren Erdoğan, "Savcımızı öldürmenin, şehit etmenin, eyleme konu edilen olayın aydınlığa kavuşturulmasına hizmet etmeyeceği de ortadadır, açıktır. Tam tersine bu saldırının amacı, hadisenin karanlıkta kalarak terör örgütünün ve onlarla aynı çizgideki tüm kesimlerin meseleyi bir propaganda olarak kullanılmasını temin etmektir. Teröristlerin propaganda aracı olarak hizmet veren basın yayın kuruluşları da bilinçli olarak aynı amaca hizmet ediyorlar" şeklinde konuştu.
"Geçmişte pek çok örneği yaşandı"
Erdoğan, "Demokrasinin hak ve özgürlüklerin beşiği olarak kabul edilen batı ülkelerinde böyle bir duruma asla şahit olamazsınız. Bu ülkelerde terörün ve teröristin propaganda aracı haline dönüşen basın yayın kuruluşlarının kapısına anında hukuk eliyle kilit vurulur" dedi.
Türkiye'de bu konuda çok yanlış, sıkıntılı bir durum olduğunu, batı ülkelerinin de bu konudaki çifte standardını çok iyi bildiklerini anlatan Erdoğan, kendi ülkelerinde bu noktada en küçük bir harekete izin vermeyen ülkelerin, Türkiye'nin benzer tedbirleri almaya kalktığında, demokrasi ve özgürlük adına hemen karşılarına dikildiğini kaydetti. Erdoğan, bunun, Türkiye'deki bir kısım basın yayın kuruluşunun da sürekli ortaya koyduğu bir yaklaşım olduğunu, geçmişte pek çok örneğinin yaşandığını söyledi.
Erdoğan, teröristler tarafından otobüste diri diri yakılan masumları görmezden gelenlerin, terör eylemi gerçekleştirirken ölenleri, adeta bayraklaştırdığını vurguladı.
Her iki hadise karşısında aynı tavrı göstermeleri halinde samimiyetlerine, dürüstlüklerine, demokrasi ve özgürlük iddialarına inanacaklarını ama gerçeklerin ortada olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Masumu unutturanlar, teröristleri baştacı ederek, teröriste çiçek çocuk muamelesi yaparak, asıl niyetlerini, kişiliklerini, amaçlarını ifşa ediyorlar. Türkiye bu anlayışla yoluna devam edemez. Bu konuda mutlaka en azından batı ülkelerindeki standartlara yakın bir uygulamayı biz de hayata geçirmeliyiz. Batıdaki güya basın meslek kuruluşları, insan hakları örgütleri tarafından hapisteki gazeteciler diye sürekli önümüze çıkartılanlar işte bu tür teröristlerdir. Geçen geldiler ve içerideki basın serbest bırakılması konusunu bakanımızla da benimle de görüştüler. Dedim, sizin bu basın mensubu dediklerinizin kim olduğunu biliyor musunuz? Bunlar polis katilidir, bekçi katilidir, bankamatik soyguncusudur. Eline bir tane basın kartı uydurmuş, onunla beraber dolaşanlar bunlar. Bunların şu anda mahkumiyetleri kesilmiş. Bunlar asker öldürmüştür, bomba atmışlar, ruhsatsız silah kullanmışlar. Gazeteci diye bunları sıfatlandırıyorsunuz ve ülkemiz aleyhine bunları malzeme olarak kullanıyorsunuz, var mı başka diyeceğiniz dedim, hiçbir şey söyleyemediler. Ama döndüler, döndükten sonra gene aynı şeyleri yazdılar, çizdiler, raporlarına döktüler. Artık bu oyunları hep birlikte bozacağız."
-"O senin yaptığın hareketler eski Türkiye'deydi"
Savcının öldürülmesi olayında bir açıklama yaptığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Dedim ki adalet saraylarına giren tüm insanlar buna avukatlar da dahil hepsi aranmalıdır. Düşünebiliyor musunuz, vakanın olduğu günde hemen örgüt, o örgütle dayanışma içinde olanlar, adalet sarayına cübbeleriyle girerken, 'bizi arayamazsınız, çantalarımızı arayamazsınız' gibi ifadeler kullanmaya başladılar ve hemen bağlı oldukları baro ve barolar, 'asla biz buna müsaade etmeyeceğiz' dediler. Bu yargının susturulmasıdır, bu avukatların susturulmasıdır' dediler.
Çok açık ve net olarak söylüyorum. Evet herkes aranacak, aranmalıdır. Danıştayda yaşanan olay olduğu zaman, bunlar kıyamet koparmadılar mı? Ne dediler: 'Mürteciler, Danıştay mensubumuzu şehit ettiler.' Sonra arkasından yine bunlar çıktı. Bizler bir şeye inanıyorsak, bunun hakkını vereceğiz. Sen avukat mısın? Dürüst müsün, tamam niye aranmaktan çekiniyorsun? Çantanı da göster, x-ray'den geçsin. Sen de x-ray'den geç, iş olsun bitsin. Çünkü yarın vatandaş 'güvenlik güçleri görevini yerine getirmedi, aramadı' diyor. Hakikaten öyle. Sahte bir cübbe koltuğunun altında, bir diğeri de elinde şemsiye, düşünebiliyor musunuz içeri giriyorlar, 6 kat yukarı çıkıyorlar, savcımızın odasına girmek suretiyle bu fiili işliyorlar."
"Şimdi sormak lazım ey Baro Başkanı; Sen de telefonla görüştün bu teröristlerle, hangi neticeyi aldın?' Hiçbir netice alamadın, hani senin sözün çok dinleniyordu, alsaydın ya bir netice, niye alamadın" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu terörist, terörist. Bunu diyeceksin ve sen de bulunduğun makam sebebiyle gazetelere böyle çarşaf çarşaf ilanlar vermek suretiyle kimseyi ürkütemezsin. O senin yaptığın hareketler, eski Türkiye'deydi. Artık eski Türkiye yok, şimdi yeni Türkiye var. Sen de tüm avukatları temsil etmiyorsun, bunu bil, bir. İki yargı olayının da sen üçte birinin şu anda ancak bir bölümünü temsil ediyorsun. Adeta yargı adına da konuşuyorum havasına girme. O da ayrı bir konu. Bunları milletçe çok iyi bilmemiz lazım. Eğer bunları milletçe çok iyi bilirsek, işte böyle ikide bir bunlar ortaya çıkmak suretiyle bizlere kan ağlatmazlar."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanlığında Muhtarlar Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?