Darbe Girişiminde Kartal Köprüsü ve Samandıra Gişelerindeki Olaylara İlişkin Dava

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Kartal Köprüsü ve Samandıra gişelerinin kontrol altına alınmaya çalışılması ve 11 kişinin yaralanmasına ilişkin 29'u tutuklu 117 askerin yargılandığı davada, 4 sanığın savunması alındı.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmada, savunması alınan tutuklu sanık Altan Elibol, suçlamaları reddederek, 15 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yaptığını, 2014 yılında Harp Akademisini kazandığını, 15 Temmuz'da 2. sınıfta olduğunu ve hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile ilgisinin olmadığını savundu.

Sanık Elibol, 15 Temmuz'da Ahmet Zeki Gerehan'ın kendilerine konuşma yapacağını anlatarak, "Genelkurmaydan emir geldiği söylendi. Darbe ya da sıkıyönetim ile ilgili olarak bir şey söylenmedi. 5-10 dakika süren toplantının tamamı öğrenci subaylarının isimlerinin okunmasıyla geçti. Genelkurmaydan gelen emir üzerine bilgilendirme yapıldığını düşündüm. Binbaşı Ahmet Serdar Topalca, 23. Motorlu Piyade Alayı'na gideceğimizi ve terör olaylarının olabileceğini söyledi. Bu bilgilendirmenin darbeyle ilgili olabileceği aklımda yoktu. Öğrenci olduğum için eğitim ve terörle ilgili olduğunu düşündüm. Zaman zaman bu durumlar oluyordu." diye konuştu.

Toplantıdan sonra mezuniyet provasına gittiğini söyleyen sanık Elibol, sivil aracıyla alaya gittiğini, Anadolu yakası istikametinde askerleri gördüğünü, radyodan köprülerin kapatıldığını öğrendiğini, terör olaylarından şüphelendiğini, alayda Ömer Faruk Özköse'nin kendisine G-3 tüfeğiyle şarjör verdiğini öne sürdü.

"Alay komutanını darbeci olarak kafamda netleştirmedim"

Birliklere personel olarak takviyeye gittiklerini ileri süren Elibol, "Kartal Köprüsü'ne gittiğimde İsmail Çakmak oradaydı. Askerler, vatandaşlara terör olayı olabileceğini bu sebeple evlerine gitmelerini söylüyordu. Vatandaşlardan darbe teşebbüsünü duydum. Ömer Faruk Özköse'yi arayarak, durumu anlattım. 'Kışlaya dönün' emri verdi. Kışlada kendi rızamla polise teslim oldum. Kanunsuz emri gerçekleştirmedim." iddiasında bulundu.

Mahkeme heyeti başkanı Ali Öztürk, "Niye evine ya da akademiye gitmedin, alaya gittin?" sorusuna sanık Elibol, "Alay komutanını darbeci olarak kafamda netleştirmedim. Şüpheler, iddianameyi okuduktan sonra gelişti." diye cevap verdi.

Başkan Öztürk'ün "Hiç sosyal medyada girerek, haberleri okumadın mı? Arayıp akrabaların sana söylemedi mi?" sorusuna, sanık Elibol, "Sadece eşim aradı. Köprü kapalı dedi." yanıtını verdi.

"1 dolar Afganistan'dan kaldı"

Sanık Murat Atmaca da savunmasında, suçlamaları reddederek, 2015 yılında Harp Akademilerinde eğitime başladığını, örgütle hayatının hiçbir döneminde ilişkisinin olmadığını, Afganistan'a gittiği dönemden cebinde 46 doların kaldığını, kendisinde bulunan 1 doların bunların arasında olduğunu iddia etti.

Atmaca, 15 Temmuz'da kendisine verilen hiçbir emirde suç unsurundan bahsedilmediğini bildirerek, "Ben askerliğin gereğini yaptım. 15 Temmuz'da verilen emirler, terör olaylarının olabileceğiyle ilgiliydi. Suç teşkil etmiyordu. Kartal Köprüsü'ne gittik. Ömer Faruk Özköse, beni İsmail Çakmak'ın emrine verdi. Bazı vatandaşlar, 'darbe mi yapıyorsunuz?' diye sorular sordu. Ömer Faruk Özköse, bize 'dönün' emri verdi. Ben dönemedim, aracın kasasında linç edildim. Darbeci olsam üzerimde silah var, kullanmaz mıydım?" ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti başkanı Ali Öztürk, 2 müştekiyi yaraladığına dair iddialar olduğunu ve kendisinin fotoğraftan teşhis edildiğini hatırlatarak, Atmaca'ya "Ne diyorsun?" şeklinde soru yöneltti. Sanık Atmaca da soru üzerine, "Araçtan hiçbir şekilde aşağıya inmedim. Suçlamalar, yalancı tanıklığa girer. Bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunuyorum." dedi.

Bunun üzerine bir kısım müştekiler ve müşteki kısmında oturan bazı izleyiciler, sinirlenerek salonu terk etti.

"Aracın anahtarı olmadığı için kışlaya dönemedim"

Tutuklu sanık Ersin Gelen ise savunmasında, Ahmet Zeki Gerehan'ın Genelkurmaydan emir geldiğini söylediğini, hiçbir birliğin komutasını almadığını, vatandaşların 'kışlaya dönün' demesi ve telefondan haberleri göstermesi ile kısa bir şok yaşadığını ileri sürdü.

Sanık Gelen, araçla dönmek istediği zaman anahtarların olmadığını, halkın kalabalıklaştığını, sivil bir polisin kendisini aracın içine alarak, emniyete götürdüğünü iddia etti.

Savunmaların ardından duruşma, yarına ertelendi.