KADRİYELİ TAKSİCİLERDEN EYLEM
ANTALYA'nın Serik ilçesinde Kadriye Taksi Kooperatifi üyesi taksiciler, korsan taşımacılığa karşı eylem yaptı.
Serik'e bağlı Kadriye Mahallesi'nde faaliyet gösteren Kadriye Taksiciler Kooperatifi üyesi esnaf, araçlarıyla geldikleri Belek turizm merkezindeki bir otel önünde eylem yaptı. Eylemdeki amaçlarının otel içerisindeki araç kiralama şirketlerinin korsan taşımacılık yapması olduğunu söyleyen esnaf, araç kiralama şirketlerinin VIP minibüs ve araçlarla otelden müşteri alıp, çeşitli yerlere götürdüklerini belirtti. Taksicilerin eylemi sırasında polis de çevrede güvenlik önlemi aldı. Yapılan eylemin yasalara aykırı olduğu bildirilerek, izin alınması konusunda uyarı yaptı.
KAYMAKAMDAN UYARI
Kaymakam Haluk Şimşek de olay yerine gelerek, taksici esnafıyla görüştü. Şimşek, "Hakkınızı arayabilirsiniz ama yol kapatmak, eylem yapmakla hakkınızı arayamazsınız. Sorun konuşularak çözülür" dedi.
'CUMHURBAŞKANIMIZ BİLE UBER TAŞIMACILIĞINA KARŞI'
Kadriye Taksiciler Kooperatifi Başkanı Abdullah Kocabıyık, "Uzun süredir bu sorun devam ediyor. Otel içerisindeki rent a car (araç kiralama) şirketi korsan taksicilik yapıyor. Bundan dolayı taksici esnafı öfkeli. Hakkını yedirmemek istiyor. Amacımız kesinlikle bölgeye zarar vermek değil. Sadece rent a car'ların kendi işlerini yapmalarını istiyoruz. Minibüslerle D2 Belgesi bulundurarak sürekli havalimanına transfer yapmalarına karşıyız. Yasal olarak bunların ücretli transfer yapma hakkı yok. Otel içerisinde rent a car şirketleri resmen korsan taksicilik yapıyor. Kaymakam Bey de geldi, otel yetkilileriyle görüşüldü. Net bir sonuç alınamadı. Bu sorunun çözümünü yetkililerden bekliyoruz. Cumhurbaşkanımız bile konuşmasında UBER taşımacılığına karşı olduğunu ve taksicilerin yanında olduğunu söyledi" diye konuştu.
Eylemin ardından taksici esnafı dağıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------
Eylemden görüntüler
Haber- Kamera: Namık Kemal KILINÇ/SERİK(Antalya),
====================================================
Kız arkadaşının annesini öldürdü, babasını ise yaraladı (4)
TUTUKLANDI
İzmir'in Torbalı ilçesinde kavgalı olduğu kız arkadaşının annesi 52 yaşında Fadime Y.'yi (Yün) göğsünden bıçaklayarak öldüren, kadının kocası 57 yaşındaki Fahri Y.'yi ise yaralayan Yusufcan Ö. (Özalp), sevk edildiği adliyede tutuklandı.
İbrahim DANIŞ/ TORBALI (İzmir),
=================================================
BBP GENEL BAŞKANI DESTİCİ: GENEL BİR AFTAN YANA DEĞİLİZ
BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, af konusuyla ilgili olarak "Kulun kula karşı işlediği, insanın insana karşı işlediği suçlarda biz şahsen genel bir aftan yana değiliz" dedi.
Ankara'dan Eskişehir'e gelerek Vişnelik Mahallesi'ndeki özel bir hastanede kız bebek dünyaya getiren yeğeni Tuğba Köse'yi ziyaret eden Mustafa Destici, hastane çıkışında gazetecilerin yönelttiği soruları yanıtladı. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin gündeme getirdiği af konusuyla ile ilgili soru üzerine Destici şunları söyledi:
"Sayın Bahçeli ile ben af konusunu görüşme fırsatımız oldu. Tabi kendisinin ciddi kaygıları var, haklı endişeleri var. Bu konuda da ileri sürdüğü haklı bir takım gerekçeler var. Ben ona saygı duyuyorum. Ama BBP olarak af konusunda görüşümüz şudur; biz insanın insana karşı işlediği, yani kulun kula karşı işlediği suçlarda af yetkisinin devlete ait olamayacağını, ancak bir insanın kendisine karşı işlenen suçtan dolayı o suçun sahibini ancak kendisinin af edebileceğine inanıyoruz. Bizim bakışımız bu. Ama devlet kendisine karşı işlenen suçları af etmekte böyle bir karar alabilir, böyle bir yetkiyi kullanabilir. Milletin verdiği yetkiyi bu yönde kullanabilir. Ama dediğim gibi kulun kula karşı işlediği, insanın insana karşı işlediği suçlarda biz şahsen genel bir aftan yana değiliz. Ancak ve ancak o kişi helallik verirse ancak o şekilde olabilir diye düşünüyoruz. Bir kere daha söylüyorum, sayın Bahçeli'nin endişelerine, gerekçelerine de kendisi açısından değerlendirmelerine de saygı duyuyorum."
'İLKESEL OLARAK BEDELLİ ASKERLİĞİ DOĞRU BULMUYORUZ'
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici bedeli askerlik konusundaki görüşlerini de açıklayarak şöyle konuştu:
"İlkesel olarak bedeli askerliği doğru bulmuyoruz. Lakin eğer çıkacaksa buradan elde edilecek gelirin bir kısmının SMA hastalarına ayrılmasını arzu ediyoruz diye aylar önce bir açıklamada bulununca bu konuda bize de hayli soru soruldu. Orda da SMA hastalarıyla ilgili de bir sonuç alındı. Yani tamamıyla da olmasa da bir sonuç alındı. Ama bedelli askerlik konusunda şunu söylüyorum; bir problem var. 500-600 bin sayıdan bahsediliyor. Hatta daha üstünden 700-800 binden bahsediliyor. Dolayısıyla da asker alma idaremizde bir problem var. Sistemimizde bir problem var. Öncelikle bu problemin ortadan kaldırılması lazım. İkinci olarak bu yığılmaya da bir sonuç bulunması lazım. Bunun ben direkt bedelli olarak çözümünden yana değilim. Yani mutlaka ama mutlaka bu şuanda bedelli askerlik bekleyenler, asker kaçağı konumunda olanlar yada ertelemiş olanlar kaç yüz bin ise mutlaka ama mutlaka bir askeri elbiseyi giymeli, temel bir eğitimi almalı, ondan sonra da herkesin kendi bütçesine göre ve mesleğine göre bir çözüm üretilmelidir diyorum. Yani sadece direkt parayı ver, sen askerlikten kurtul, parası olmayan askerlik yapsın buna karşıyım. Bunu doğru bulmuyorum. Bir uygulama gelecekse yoksul için de gelsin, fakir için de gelsin, parası az olan için de gelsin, parası çok olan için de gelsin. ve kiminin parası, kiminin eğitimi, kiminin yaptığı iş, kimi gücüne göre bir para ödesin. Yani herkese böyle eşit bir şeye ben şahsen doğru bulmuyorum. Direkt şu kadar yaş, şu kadar para. Ben bunu doğru bulmuyorum. Bunu haksızlık olarak görüyorum, adaletsizlik olarak görüyorum. Ama bir çözüm üretilmeli. Çözüm şöyle olmalı; mutlaka askere alınmalılar, temel eğitim görmeliler. Eğer bir bedel konacaksa herkesin bütçesine göre olmalı. Bir mesleği varsa da o mesleğinden istifade edilebilir. Dolayısıyla böylece hem şehit aileleri incinmemiş olur hem de gönüllü olarak askerliğimizi yapan kahramanlarımız da bir burukluk hissetmezler. Bunların hepsinin düşünülüp ona göre bir ortak akılla çözüm bulunması da gerekiyor. Bu problemin çözülmesi gerekiyor. Sayın başbakan açıkladı işte, 15-16 yılda eritilecek bir yığılmadan bahsediyor. Dolayısıyla bu yığılmanın da ortadan kaldırılması lazım."
Görüntü dökümü:
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'nin gazetecilerin sorularını yanıtlaması
Haber-Kamera: Kemal ATLAN-Hakan TÜRKTAN-ESKİŞEHİR/DHA
===================================================
Karamollaoğlu: Dip dalga geliyor
SAADET Partisi (SP) Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu, Ali Koç'un Fenerbahçe Kulübü Başkanlığı'na seçildiği Seçimli Olağan Genel Kurulu'na ilişkin "Kongrede yaşananların, bu seçimde de yaşanacağına inanıyorum. Dip dalga geliyor" dedi.
Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ANSİAD) aylık olağan toplantısının konuğu SP Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu oldu. Bir otelde yapılan söyleşide Karamollaoğlu, Fenerbahçe Kulübü'nde dün gerçekleştirilen ve Aziz Yıldırım'ın 20 yıl sonra başkanlık koltuğunu Ali Koç'a devrettiği Olağan Genel Kurulu değerlendirdi. Karamollaoğlu, "Kongrede yaşananların, bu seçimde de yaşanacağına inanıyorum. Bir dip dalga geliyor. Seçim kararından önce konferanslar verirken de bir dip dalga oluştuğunu hissettim. Dip dalga geliyor. Kamuoyu araştırma şirketleri 'Eskiden 3 kişiye soru sorar, 2'sinden cevap alırdık' diyor. Şimdi diyorlar ki 'Son günlerde 100 soru soruyoruz, 10'u ancak cevap veriyor'. Vay canına. Bu dip dalga manasına geliyor. Bu dip dalga bizim istikametimizde su yüzeyine çıkacak. Herkes hayal kurar. Biz de güzel hayal kurmayı arzu ediyoruz; ama bu hayalin gerçeğe yakın olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
'FARKLI SÖYLEMLERE İHTİYAÇ VAR'
Türkiye'deki siyaset üslubunu ve insanların bu konudaki münasebetlerini tasvip etmediğini kaydeden Karamollaoğlu, bunun kısır çekişmeye neden olduğunu söyledi. Üslup nedeniyle kutuplaşmanın oluştuğunu savunan Karamollaoğlu, "Siyasiler olarak biz hasım değiliz, sadece rakibiz. Vatandaşa iyi hitap edersek memlekette huzur ve barış olur. Farklı söylemlere ihtiyaç var. Çok aykırı fikirleri sil baştan reddederseniz durumunuzu ileri götüremezsiniz. Siyasette mesafe kat etmek istiyorsak mutlaka farklı fikirlerin gündeme gelmesine imkan tanımamız lazım" dedi.
Türkiye'nin yönetiminde birinci kıstasının kuvvetler ayrılığı prensibi olduğunu dile getiren Karamollaoğlu, "Adalet bir ülkede sağlanmıyorsa devlet yoktur, baskıcı rejim vardır. Adalete güven kalmadı, rafa kaldırıldı. Olağanüstü hal (OHAL) adaletin rafa kaldırıldığı bir haldir. Yeri geldiğinde OHAL olabilir; ancak bir dönem ya da iki dönem uygulanabilir. Adalet çalışmıyorsa haksızlık yapma ihtimali artar ve isyan duygusunu körükler. Ahlaki değerlerin korunması gerekiyor. Ahlaki değerler korunamıyorsa o zaman yolsuzluklar artar. İsraf, baskı ve haksızlıklar artar. İnsanlar yönetimde bulunanların gönlünü almak için başka yöntemlere başvururlar ve yalakalık artar. 'Aya köprü kuracak' denilse ve 'Buna bile inananlar var' denmesini afaki ve yanlış görüyorum" diye konuştu.
'RÜZGARIN ÖNÜNDE SAVRULAN YAPRAK GİBİYİZ'
Sayıştay ve Devlet Denetleme Kurumu'nun fonksiyonlarını kaybettiğini de savunan SP Lideri Karamollaoğlu, Devlet Planlama Teşkilatı'nın ise planlama yapmadığını, sadece istatistik tuttuğunu ileri sürdü. Türkiye'deki büyük yatırımların fizibilite etütlerini görmeye ihtiyaç olduğunu vurgulayan Karamollaoğlu, Çanakkale Köprüsü'nün fizibilite projesinin olup olmadığını sordu. 'Kanal İstanbul' projesinin etrafında rant olup olmadığının sorulması gerektiğini de dile getiren Karamollaoğlu, işsizliğin olmadığı, dış ticaretin eksi vermediği bir ülke istediklerini aktardı. Dış politikada Türkiye'nin sözüne değer verilen bir ülke olmasını istediğini belirten Karamollaoğlu, "Posta koymamız bize itibar edildiğini göstermez. ABD Başkanı Trump yapıyor, elinde güç var; ama itibarı yok. Trump gibi mantalite ile ülkemizin yönetilmesi mümkün değil. Rüzgarın önünde savrulan yaprak gibiyiz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------
Salon detay
Temel Karamollaoğlu konuşma
Haber: Hasan DEMİRBAŞ- Kamera: Mehmet KILIÇASALN/ANTALYA-DHA)
==================================================
MERAL AKŞENER: 'TİKA'YI KAPATACAĞIM' DEMEDİM
İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'nı (TİKA) kapatacağı yönünde bir ifadesinin olmadığını belirterek, "Ben 'TİKA'yı kapatacağım' demedim. TİKA yılda 4 milyar dolar harcıyor, senin, sizin paranızdan. Elbette soracağım ağalara; Bu 4 milyar dolar yıllığı nereye harcadın kardeşim?" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, Kırıkkale Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitingde partililere seslendi. Seçim vaatlerini sıralayan Meral Akşener, "Biz şu iddia ile geliyoruz; önce demokrasi, adalet ve hukukun üstünlüğünü egemen kılacağız, adaleti sağlayacağız. İnsanların rahat nefes almasını sağlayacağız ve 5 yıl içinde Türkiye'nin gıda ithal eden bir ülkeden tarım ürünleri ihraç eden bir ülke haline gelmesini sağlayacağız. Gençlerimize ya iş bulacağız ya onlara iş sağlayacağız ve işi buluncaya kadar her gencimize 500 liralık 'vatandaşlık maaşı' vereceğiz. Onlar da diyor ki 'Nereden bulacağız'? Ben de diyorum ki 'lüks araçlardan, onlara ödenen kiralardan, bakan, bakan yardımcılarının karısının, kızının, damadının bindiği araçlardan hepsini indireceğim'. Polislere 3600 ek göstergeyi sağlamayı bana nasip edecek inşallah. Kredi kartı borçları var. Bunları bir defaya mahsus sileceğiz ve vatandaşımıza rahat nefes aldıracağız. Bunları yaparken en önemli mücadelemiz israfla mücadele olacak. Türkiye bir israf cenneti. İtibarı saltanatla ölçenler itibarın kalple, yürekle olduğunu unutanlara, israfın ortadan nasıl kaldırıldığını Allah'ın izniyle göstereceğiz" dedi.
'BİR YÜZÜKLE YOLA ÇIKANLARIN GEMİCİK FİLOLARI VAR'
Mitinglerde vatandaşların cebinde ne kadar parası olduğunu sorduğu için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından eleştirildiğini söyleyen Meral Akşener şöyle konuştu:
"Sayın Erdoğan diyor ki 'Millete para soruyor. Sana ne milletin cebindeki paradan. Kendi cebindeki parana bak'. Hadi oradan be. Bir siyasetçinin, devlet adamının görevi; vatandaşının ne yediğini ne içtiğini, cebinde ne kadar para olduğunu bilmek ve onu artırmaktır. Kendi cebine bakmak değil."
'TİKA'YI KAPATACAĞIM DEMEDİM'
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'nı (TİKA) kapatacağını söylemediğini vurgulayan Meral Akşener şöyle devam etti:
"Sayın Başbakana kadar yalan söylemek nasıl oluyor anlamadım. Ben TİKA'yı kapatacakmışım, bununla ilgili bana çemkiriyor. Ben 'TİKA'yı kapatacağım' demedim; ben 'TRT'yi satacağım, YÖK'ü kapatacağım' dedim. Ben, 'TİKA'sından AFAD'ına, bu çiftlik haline gelmiş kurumların neyi nereye harcadığına bakacağım' dedim. TİKA yılda 4 milyar dolar harcıyor senin, sizin paranızdan. Elbette soracağım ağalara; 'Bu 4 milyar dolar yıllığı nereye harcadın kardeşim?' Onun için korktular, iftira atıyorlar ve yalan söylüyorlar. Gençlerimize iş imkanı yaratacağım. Öğretmenlerin hepsini kadrolu öğretmen haline getireceğim. Devlet memuriyetinde liyakati esas alıp, hakkı olanın herhangi bir yerden torpil getirmeden hakkını aldığı bir sistem kuracağım. Sorular çalındı bu ülkede. Hani FETÖ ile mücadele ediliyor ya her şeyi konuşuyorlar. Huzurunuzda ilan ediyorum; KPSS'ye girip hakkı yenilmiş çocukların haklarını iade edeceğim."
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
Erhan GÖĞEM-Nursima KESKİN/ KIRIKKALE,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni - 15 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?