Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Mısır'daki Gelişmeleri Değerlendirdi Açıklaması

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin Mısır'da herhangi bir tarafı tutmadığı ve tutumunun ilkesel olduğunu belirterek, "Seçilmiş kişi (Muhammed) Baradei olsaydı, Baradaei karşısında bu haksızlık yapılmış olsaydı biz ilkesel olarak yine aynı yerde dururduk" dedi.

Davutoğlu, TRT 1'de katıldığı bir programında, Mısır'da ordunun yönetime el koymasını ve ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Devrik Cumhurbaşkanı Mursi'nin zaten çok kötü bir ekonomik miras devraldığına işaret eden Davutoğlu, "Diyelim ki politik olarak hata yapmıştı. Politik hatalar ve buna verilen tepkiler nasıl idare edilir, bazen kriz yönetimiyle idare edilir. Bazen kriz yönetimiyle çıkarsanız yeni bir çerçeve koyarsınız. Türkiye'deki demokratikleşme paketleri gibi ve toplumun önünü açarsınız. Ama yapılmaması gereken şey özgürlüklerin atrafa bulmasıdır" diye konuştu.

Davutoğlu, 1 yıllık Mursi iktidarının birçok hatasından bahsedebileceğini ancak siyasetin doğru yapmak kadar hata da yapmak ve onu düzeltme sanatı olduğunu söyledi. 1 yıl içinde en azından hiçbir televizyon ve gazete kapatılmadığına işaret eden Davutoğlu, darbe sonrasında ise ilk 24 saat içinde yüzlerce insanın tutuklandığını, Mursi yanlısı yayın organları kapatıldığını ve bir anda Mübarek dönemini hatırlatan uygulamalar başladığını kaydetti.

Davutoğlu, uzun dönemli dönüşümü durdurmanın tarihin "yatak değişimi"ni eski yatağa döndürerek bir şekilde devam ettirmenin, kurumsal değişimleri öngörememek ve eski siyaseti sürdürmeye çalışmanın tarihe direnmek anlamına geldiğini belirtti. Davutoğlu, "Bu aslında Mursi'ye direnmek değil, bu tarihe karşı direnmek. Tek çözüm burada özgürlük alanlarının genişletilmesi, bir an önce halk iradesine dayalı siyasi yapının ortaya çıkması ve bu siyasi yapının kurumsal değişimlerle ilgili bütüncül bir perspektifle nasıl tanzim edileceğiyle ilgili plan projesini ortaya koyması. Buna karşı çıkanlar da kendi projelerini ortaya koyarlar ama bu siyasi rekabet içinde olur. Orduyu bu rekabete soktunuz mu en büyük hatayı yapmış olursunuz" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin politikaları ile Ortadoğu'nun geleceği arasında belki de son yüzyılda ilk defa bu kadar örtüşen bir durum doğduğunu dile getiren Davutoğlu, bölgesel sorumluluklardan kaçılamayacağını dile getirdi.

Arap Baharı'yla ilgili uzun vadeli dönüşümlere dikkat çeken Davutoğlu, bölgenin kaderinde etkili olan Mısır, Türkiye ve İran gibi güçlü devlet geleneğine sahip ülkelerin son 60-70 yıl içinde ilk defa ilkesel bakımdan aynı noktada buluşma ihtimalini yakaladıklarını söyledi. Davutoğlu, "Burada maalesef bu taleplere tutum noktasında İran'da bir farklılaşma doğdu. Biz bu doğal akışın hız kazanacağı safta yer aldık. Bu tutumuzun ahlaki olarak zihni olarak siyasi olarak da doğru olduğu kanaatindeyim, hiç şüphem yok. Bu dönemde yine Türkiye ve Mısır, Kavalalı Mehmet Ali Paşa döneminden bu yana ilk kez bu kadar üst düzey ilişki geliştirme imkanı doğdu" dedi.

Mübarek'in hemen ardından duruma hakim olan askeri yönetimin bir diktatörlükten demokrasiye geçiş misyonu üstlendiğine işaret eden Davutoğlu, bugünkü askeri yönetimin ise seçimle iş başına gelmiş bir cumhurbaşkanını görevden aldığını, dolayasıyla aralarında bir fark olduğunu dile getirdi.

-Türkiye'nin ilkesel tutumu

Davutoğlu, dün Singapur'da bir araya geldiği dışişleri bakanlarıyla görüşmesinde bazılarının sitemkar biçimde "Türkiye bir tarafı mı tutuyor?" diye sorduklarını, kendisinin de cevaben "Hayır seçilmiş kişi Baradei olsaydı Baradaei karşısında bu haksızlık yapılmış olsaydı biz ilkesel olarak yine aynı yerde dururduk" yanıtını verdiğini aktardı. Darbe olayı karşısında önemli olanın Müslüman Kardeşler'in ya da Mursi'nin durumu değil, seçilmiş bir lidere yapılan muamale olduğunun altını çizen Davutoğlu, şunları söyledi:

"Sayın Başbakanımız da bunu her iki  konuşmasında çok net bir şekilde ortaya koydu dün. Eğer Türkiye ve Mısır aynı eksende durmaya devam ederse demin söylediğim uzun dönemli dönüşümün odağı burası olacaktır. Çünkü nihayet Türkiye ve Mısır bütün o dönüşümleri kendi içinde yoğun ve doyasıya yaşamış bir ülke. Şimdi bizim yine de hiç vazgeçmeyeceğimiz tepkimiz, şu Mısır'da bu kısa dönemlik kırılma aşılsın halk iradesine dayalı siyasal tanzim kendi içinde kendi iradesinde yapılsın."

- Ankara