Doğu Türkistan Vakfı'nca, bazı medya organları ve sosyal paylaşım sitelerinde yer alan "Sosyal Medyada Doğu Türkistan ile ilgili bilgi kirliliği" başlıklı haber ve yorumların maksatlı olduğu bildirildi.
Vakıf Genel Sekreteri Ömer Kul, yazılı açıklamasında, "Doğu Türkistan ile ilgili bilgi kirliliği" başlıklı maksatlı yapılan haber ve yorumların, Çin idaresinin mağdur ve mazlum Doğu Türkistanlıların haklı ve insani mücadelesini dünya kamuoyu nezdinde gölgeleme çalışması olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Sosyal medyada paylaşılan birkaç resim üzerinden Doğu Türkistan'da yaşanan katliamların, işkencelerin, milli ve dini kısıtlamaların yok gibi gösterilerek Çin yönetiminin gönüllü avukatlığının yapıldığını savunan Kul, paylaşımların, Doğu Türkistan davasına gönül veren resmi vakıf ve derneklere ait olmadığını, bölgede yaşanan olaylara ilişkin insani, dini ve milli sorumluluk taşıyan herkesin konuyla ilgili paylaşımlar yaptığını vurguladı.
Bu paylaşımlarda zaman zaman bazı yanlışlıklar veya hatalar olabileceğini dile getiren Kul, şöyle devam etti:
"Bu yanlışlık veya hatalar Çin devletinin Doğu Türkistan'ı işgal altında tuttuğu, katliam gerçekleştirdiği, milli ve dini baskılar yaptığı gerçeğini de asla değiştirmez. Söz konusu bilgi kirliliğinin sebepleri araştırıldığında, Doğu Türkistan'daki insanların ne derece ağır şartlar altında yaşadıkları, milli ve dini bir mücadele verdikleri de ortaya çıkacaktır. Dünyanın en büyük açık hava hapishanesi durumundaki Çin, Doğu Türkistan'la ilgili haber, video ve görsel malzemenin dışarıya çıkartılmaması için azami bir sansür ve baskı uygulamaktadır. Bu da zaman zaman kısıtlı olan bilginin kirlenmesine sebep olmaktadır. Bir diğer önemli husus da Çin devletinin yapmış olduğu bilgi kirliliğidir. Çin devleti de Doğu Türkistan'da yaşanan olaylara karşı tutumunu meşrulaştırmak veya kendini haklı duruma çıkarmak, buna mukabil insanca yaşama arzusundaki topluluklarının kamuoyu desteğini azaltmak, kendisine yönelecek tepkileri de en aza indirmek gayesiyle bu tür paylaşımlar ve yanlış bilgiler de üretmektedir."
Kul, paylaşımlardaki kişilerin Doğu Türkistanlı olmadıkları şeklindeki açıklamalara da değinerek, Çin'de baskı, şiddet ve işgale sadece Doğu Türkistanlıların maruz kalmadığını, Tibetliler, Moğollar, Demokratik Çinliler ve Falun Gong gibi birçok dini, siyasi veya milli grubun da aynı kaderi yaşadığını belirtti.
Söz konusu resimlerden bazılarının bu topluluklara ait olabileceğini ifade eden Kul, "Bu resim ve bilgiler ister Doğu Türkistanlı ister Tibetli isterse farklı bir etnik, dini veya siyasi bir gruba ait olursa olsun bu durum Çin'deki devlet terörü gerçeğini değiştirmez" ifadelerini kullandı.
Kul, söz konusu haber ve yorumlarda Doğu Türkistan davasının en büyük sivil toplum kuruluşu olan Dünya Uygur Kongresi'nin, Çin idarecilerinin yaptığı gibi açık hedef olarak gösterildiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Dünya Uygur Kongresi Başkanı Sayın Rabia Kader'in Amerika'da yaşadığının imalı bir şekilde ifade edilmesi aslında Çin'de her türlü devlet terörünün uygulandığının ve insanların zorla vatanından hicret etmek zorunda bırakıldığının da önemli bir kanıtıdır. Bu durumu, daha basit bir ifadeyle kendileri gibi düşünmeyen herkesi pan-Amerikanist ilan etmeyi, hastalıklı komünist fikirlerin tipik bir hezeyanı olarak değerlendiriyoruz. Çin'deki despot ve eli kanlı rejimin bütün dinlere karşı tavır aldığı belirtilen söz konusu haber-yorum bile acı gerçeği ortaya koymakta olup, dini baskı ve devlet eliyle yapılan terörün sadece Doğu Türkistan'da değil, bütün Çin'de yaşandığının da itirafı hükmündedir. Söz konusu haber ve değerlendirmeler bir bütün olarak incelendiğinde, bunun tek bir kaynaktan çıktığı, Komünist Çin devletinin Türkiye ve dünya kamuoyundaki kara propagandasının bir örneği olduğu anlaşılacaktır. Komünist rejimin ateşli taraftarı olduğu görülen bu haber-yorum sahipleri olsa olsa içimizdeki Çinliler veya Kuzey Kore lideri sevdalılarıdır.
Vakıf olarak, Çin devletinin yerli işbirlikçileri tarafından ortaya atılan ve tamamen haklı Doğu Türkistan davasını Türkiye ve dünya kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırma amaçlı bu tür yazı ve değerlendirmeleri açıkça kınıyoruz. Doğu Türkistan Vakfı olarak, dün olduğu gibi bugün ve yarın da Doğu Türkistan'da yaşanan katliamları, insanlık dışı muameleleri, milli ve dini baskıları anlatmaya, Türkiye ve dünya kamuoyunu doğru bir şekilde bilgilendirmeye devam edeceğiz."
Son Dakika › Güncel › Doğu Türkistan'da Müslümanlara Yönelik Saldırılar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?