GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
Müzeden detaylar
Müzenin kurucusu Özay Gündoğan'la röportaj Çanakkale'de "düşmanın gücünü" gösteren müze
Gelibolu Yarımadası'nda 101 yıl önceki Çanakkale Savaşları'ndan kalma işgal güçlerine ait top, tüfek, mermi ile yaşam malzemelerinin birçoğunun halen kullanılabilecek durumda olması, buna karşın Türk askerlerinden kalanların ise genellikle işlevini yitirmesi, düşmanın teçhizat ve ekipman bakımından üstünlüğünü ortaya koyuyor
Eceabat'ta bir özel müzede sergilenen İngiliz, Fransız, Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerine ait savaş gereçleri ile yaşam malzemelerinin çoğu, sapasağlam görünümüyle ziyaretçilerin dikkatini çekiyor
Müzenin kurucusu Gündoğan:
"Bunların hepsi de o günün şartlarında çok kaliteli malzemeler. Yine de atalarımız iman gücüyle o teknolojiyi yenmiş"
İSMAİL ERSAN - Türk askerinin denizde ve karada destanlar yazdığı Çanakkale Savaşları'ndan sonra cephe hattında bulunan ve günümüzde 1915 Anafartalar Savaş Müzesi'nde sergilenen top, tüfek ve mermiler ile tabak, kaşık, çatal gibi yaşam malzemeleri, İtilaf Devletleri'ne ait birliklerin ekipman ve teçhizat bakımından ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.
Eceabat ilçesi Büyük Anafarta köyündeki özel müzenin kurucusu Özay Gündoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çiftçilikle uğraştığını, bir dedesinin Çanakkale Savaşları'nda şehit düşmesi, diğerinin ise gazi olması nedeniyle müzeyi oluşturduğunu söyledi.
Hem dedelerinin hem de bu coğrafyada şehit olan ecdadın hatırasını canlı tutmak ve geçmişte yaşananları bugünkü nesillere aktarmak için bir şeyler yapma gereği duyduğunu vurgulayan Gündoğan, şöyle konuştu:
"Yıllarca ders kitaplarında Anafartalar okundu, yazıldı, çok yere ismi verildi. Müze kurma çalışmasına 1980 yılında başladım. Daha önce böyle bir şey kurmak aklımda hep vardı. Asıl bu fikrimi tetikleyen, köyümüze gelen bir yarbayın evinde Çanakkale Savaşları'nda kullanılan objelerden evine bir köşe yapma isteğiydi. Onun bu isteğiyle harekete geçtim. 'O evinin köşesine bir yer yapmak istiyorsa, ben de bu köyde savaşın cereyan ettiği yerde bir müze kurmalıyım' dedim. Yani onun evinin bir odasına yapmak istediğini, köyümde yapmak istedim. Yine de benden istediği için yarbaya birkaç obje verdim. Köyümüze gelen ve köylüden toplanan hurdaların olduğu arabaları aradım. İçlerinde bulduğum, savaştan ne kaldıysa gücüm yettiğince satın aldım. Bedelini ödedim ve müzeme koydum. Yıllarca objeler aldım. Bunun yanında eş dostun da katkısı oldu. Kimileri bedel karşılığında da olsa müzeye katkıda bulundu."
"En basit malzemeleri bile kullanılabilir durumda"
Özay Gündoğan, müzesindeki objelerden, işgal güçlerinin en basit malzemelerde dahi güçlü olduğunun anlaşıldığına dikkati çekti.
Çocukluğunda savaşları anlatan büyüklerinden İtilaf Devletleri'ne bağlı birliklerin çok güçlü olduğunu duyduğunu aktaran Gündoğan, "Ben de bu objeleri topladığımda gerçekten onların söylediklerinin ne kadar doğru olduğunu gördüm. Bugün birtakım objelere baktığımızda, onların o maddi üstünlüğünü kabul etmek gayet mümkün. Kullandıkları araç gereçlerin çoğu halen sapasağlam" dedi.
Özay Gündoğan, İngilizler, Fransızlar, Avustralyalılar ve Yeni Zelandalılardan kalan top, tüfek ve mermi gibi savaş gereçlerinin yanı sıra üniforma, çatal, kaşık, tabak gibi objelerin kullanılabilecek durumda olduğunu, Türk askerlerinin kullandığı eşyaların ise birçoğunun işlevini yitirdiğini, hatta çürüdüğünü belirtti.
Yine o dönem işgal gücü askerlerin kaşıklarının metal olduğunu dile getiren Gündoğan, şöyle devam etti:
"Ben daha askerlerimizin kullandığı kaşıkları göremedim ama onların metal kaşıkları halen var ve kullanılabilecek vaziyette. Çaylarını süzmek için süzgeç şeklinde kaşıkları dahi mevcut. Bizim askerler sac karavana içinde yemeklerini yerken, onlardan bazıları porselen tabaklarda yemek yemiş. Müzemizdeki objelerin yüzde 90'ı İngilizler, Fransızlar, Avustralyalılar ve Yeni Zelandalılardan kalma. Bunların hepsi de o günün şartlarında çok kaliteli malzemeler. Yine de atalarımız iman gücüyle o teknolojiyi yenmiş."
Müzenin gelecek nesiller için eğitici bir işlevi bulunduğunu, müzeyi her Türk evladının gelip görmesi ve ibret alması gerektiğini söyleyen Özay Gündoğan, "Müzede çatal, kaşık, tabak ve konserve kutuları, sıhhi sağlık malzemeleri mevcut. Hem yaşatmak için hem de nasıl çabucak imha ederiz, yok ederiz bunun üzerine de malzemeler var. Zaten düşmanın amacı da yok etmek, dağıtmak, soyu tüketmekti. Top, tüfek, boş kovan ve mermiler de var. Düşmanlar adeta buraya topyekun gelmiş. Eğlencelik eşyaları dahi var. Mızıka, içki şişeleri" diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › Düşmanın Gücünü' Gösteren Müze - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?