Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "ABD, Suriye'deki durumu kontrol altına almak için birkaç adım atmalıdır. Türkiye ile birlikte çalışarak, Münbiç yol haritasının daha fazla gecikmeden hayata geçirilmesini sağlamalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Altun, El Cezire haber sitesi için yazdığı makalede, "Suriye iç savaşı, Obama yönetiminin 2015'te terör örgütü DEAŞ ile mücadelede YPG'yi taşeron olarak kullanma kararından itibaren Türkiye-ABD ilişkilerinde temel anlaşmazlık alanı oldu." ifadelerini kullandı.
Obama'nın Suriye'deki DEAŞ tehdidini ortadan kaldırmak için seçtiği yolun, Türkiye'yi 3 sebeple endişelendirdiğini belirten Fahrettin Altun, "Öncelikle YPG, 1980'li yıllardan itibaren Türkiye'de en az 40 bin insanı katleden PKK terör örgütünün Suriye koludur." şeklinde değerlendirme yaptı.
Washington yönetiminin Türkiye'ye doğrudan tehdit oluşturan terör örgütü YPG'yi eğitip donatarak, "NATO müttefikinin güvenlik endişelerini ciddiye almadığı" mesajını verdiğini ifade eden Altun, makalesinde şu değerlendirmelere yer verdi:
"İlaveten ABD, YPG gibi bir terör örgütüne destek vererek, farkında olmadan bölgede faaliyet gösteren ılımlı Özgür Suriye Ordusu gibi meşru aktörler ile yasa dışı unsurlar arasındaki çizgiyi flulaştırdı.
Son olarak, ABD'nin uyguladığı plan stratejik anlamda hatalıydı. Zira Washington, sürecin hiçbir aşamasında, aşırı sol, sosyalist bir ideolojiye bağlı olan YPG'nin sadakatinden emin olamadı.
Bu sebeplerle, ABD Başkanı Donald Trump'ın geçtiğimiz günlerde Amerikan askerlerini Suriye'den çekme ve ülkesinin YPG terör örgütüyle iş birliğini sonlandırma kararı Türkiye tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Öte yandan, Trump yönetiminin kimi kesimler tarafından 'büyük bir hata yapmakla ve ABD'nin Suriye sahasındaki kazanımlarını geri çevirmekle' itham edildiğini görüyoruz."
3 temel yanılgı
Fahrettin Altun, Trump yönetiminin Suriye'den çekilme kararına yönelik eleştirilerin 3 temel yanılgı üzerine inşa edildiğini belirtti.
Bunlardan ilkinin, terör örgütü YPG'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda her zaman hakim güç olduğu yanılgısı olduğunu bildiren Altun, "Esasen örgüt, Suriye iç savaşının ilk aşamalarında bu bölgelerin kontrolünü zorla ele geçirmiş ve Washington'un askeri yardımları sayesinde büyük bir toprak parçası üzerinde kontrol sağlamıştır." ifadesini kullandı.
İkinci yanılgının, Türkiye'nin ABD askerlerinin çekilmesinin ardından bölgede "Kürtleri katledeceği" yönündeki iddialar olduğunu aktaran Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, "Bu iddia kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Tam aksine, bugün birçok Suriyeli Kürt Türkiye'yi bir güvenli liman olarak görmekte, kendi ülkelerinde faaliyet gösteren örgütlerden buraya sığınmaktadır. Nitekim Türkiye, terör örgütü DEAŞ'ın Suriye ve Irak'ta gerçekleştirdiği saldırılardan kaçan on binlerce Kürt, Hristiyan ve Yezidi mülteciye kapılarını açmıştır. Bugün bu mültecilerin çoğunun, YPG unsurlarından korktukları için köylerine (eğer hala yerle bir edilmediyse) dönmekten çekindiklerine şahit oluyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Donald Trump'ın Suriye'den çekilme ve DEAŞ ile mücadele sorumluluğunu Türkiye'ye devretme planını eleştirenlerin çoğunun Ankara'yı, haksız bir şekilde "saldırgan bir tutum içindeymiş gibi" tasvir ettiğine işaret eden Altun, Türkiye'nin tam aksine, planlarında teröristler, savaş koşullarında terör örgütü PKK'nın Suriye koluna katılmak zorunda kalan ılımlı unsurlar ve yerel halk arasında kesin bir ayrım yaptığını aktardı.
Makalesinde "Bizim Suriye'deki tek hedefimiz, radikalleşmenin temelinde yatan sebepleri ortadan kaldırarak terör örgütü DEAŞ'ın yeniden ayağa kalkmasını engellemek, savaşın yaralarını saracak fiziki ve toplumsal altyapıyı kurmak ve bu sayede vatandaşlarımıza yönelik terör saldırılarını engellemektir." ifadelerini kullanan Fahrettin Altun, şunları kaydetti:
"ABD çıkarlarını değil, geçmişte yapılan hataları savunuyorlar. Bu 3 temel yanılgıya ek olarak, aralarında DEAŞ ile mücadele özel temsilcisi Brett McGurk'un da olduğu ABD'li bazı eski yetkililerin, Trump yönetiminin Suriye politikasını Amerikan çıkarlarını değil, kendi karar ve uygulamalarını savunmak için eleştirdiğini görüyoruz. Trump'ın Suriye'den çekilme kararını protesto etmek amacıyla görevinden ayrılan McGurk, son günlerde ancak YPG güdümündeki Suriye Demokratik Güçlerinin, Suriye'nin kuzeyinde önceden DEAŞ kontrolünde olan topraklarda istikrarı sağlayabileceğini iddia etti. Ancak bölgede yaşanan güncel gelişmeler, ABD vatandaşlarının vergilerinden milyarlarca dolar destek alan YPG'nin, DEAŞ tehdidini ortadan kaldır(a)madığını gösteriyor."
"Münbiç yol haritası daha fazla gecikmeden hayata geçirilmeli"
Altun, geçen hafta Münbiç'te terör örgütü DEAŞ'ın üstlendiği intihar saldırısında 4 Amerikan vatandaşının hayatını kaybettiğini hatırlattığı makalesinde, şu görüşlere yer verdi:
"YPG unsurları, McGurk'un da aralarında bulunduğu ABD'li yetkililer tarafından verilen taahhütlere rağmen bu bölgeden çekilmeyi reddediyor.
Pazartesi günü ise YPG'nin kalelerinden biri olan Haseke bölgesinde bulunan ABD askerleri bir bombalı araç saldırısından kılpayı kurtuldu. Amerikan askerlerine yönelik saldırılarda yaşanan ani artış, YPG'nin, DEAŞ tarafından Suriye'nin kuzeyinde gerçekleştirilen faaliyetleri durdurmadığı veya durduramadığı anlamına geliyor.
ABD, Suriye'deki durumu kontrol altına almak için birkaç adım atmalıdır. Türkiye ile birlikte çalışarak, Münbiç yol haritasının daha fazla gecikmeden hayata geçirilmesini sağlamalı, Amerikan güçlerinin çekilmesini Türk Silahlı Kuvvetleri ile eşgüdüm içerisinde yapmalı ve Türkiye'nin terörden etkilenen yerlerde istikrarı sağlama ve yeniden inşa faaliyetlerini desteklemelidir."
Son Dakika › Güncel › Düzeltme - 'Suriye'de Hedefimiz, Radikalleşmenin Sebeplerini Ortadan Kaldırmak' Başlıklı... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?