Sağlık Bakanlığı'nın şeker ve tuz kullanımıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına valilikler aracılığı ile gönderdiği genelge kapsamında lokantalar, kafeteryalar ve yemekhanelerde şeker ve tuz kullanımına yönelik düzenleme yapıldı.
Ege Üniversitesi sosyal tesisleri, kantin ve yemekhanelerinde uygulamaya konulan düzenleme ile ilgili Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kampüs Polikliniği İç Hastalıkları Uzman Dr. Hulusi Sam konu hakkında açıklamalarda bulundu. Şeker ve tuzu "beyaz zehir" olarak tanımlayan Dr. Sam, hükümetlerin bu tür yasaklayıcı önlemlerden ziyade halkı eğiterek ve bilinçlendirerek farkındalık yaratması gerektiğini söyledi.
"TUZ VE ŞEKER BEYAZ ZEHİRDİR"
Dr. Sam, "Hekimler olarak daima halk salığına önem veriyoruz. Tuz ve şeker konusunda yasaklamaya gitmek yerine bilinçlendirme ve bunları destekleyecek politikalar uygulanmalıdır. Halk sağılığı birimlerinde seminerler yapılmalı ve insanlar bu konu hakkında bilinçlendirilmeli. Yasakçı politikalar hiçbir zaman tutmaz. Tuz ve şeker kesinlikle beyaz zehirdir. 20-25 sene önce sofralarda doğal olan kaya tuzu kullanılırdı. Sonrasında iyot eksikliği nedeniyle iyotlu hükümet tuz üretimine izin verdi. İşte bu en tehlikeli tuz. Tuz dediğimiz aslında sodyumdur. Birçok gıda maddesinde farkına varmadan aldığımız bir mineraldir. Bizim sofralarda kullandığımız tuz ise tamamen tat verme amaçlı olup vücut için herhangi bir gerekliliği bulunmamaktadır. Bu nedenle bireyler öncelikli olarak bu konuda bilinçlendirilmeli ve birey kullanıp kullanmama kararını kendi vermelidir" diye konuştu.
"GLİKOZ ŞURUBU KULLANIMI SERBEST BIRAKIP ŞEKERİN YASAKLANMASI YANLIŞ"
Bilimin her zaman duyguların ve bir takım politik tutumların önünde olması gerektiğini vurgulayan Dr. Sam; "Bilime göre hareket etmemiz gerekmektedir. Sofralardaki şekere müdahale edilmeden önce diğer gıda maddelerinin içinde yer alan ve tatlandırıcı olarak kullanılan glikoz şurubunun ithalatına ve üretimine izin verilmemelidir. Asıl önlem başlangıçta bu şekilde alınmalıdır. Sorun haline gelmeden çözüme kavuşturulmalıdır. Tıpkı tedaviden önce hastalığın ortadan kaldırılması gibi. Örneğin sigara konusunda yapılan düzenlemeler uygulama aşamasında sıkıntı yaratmıştır. Yasaklar insanlar üzerinde caydırıcı bir etkiye sahip olamamıştır. Fakat sigara konusunda yayınlanan kamu spotları oldukça faydalı ve halkı bilinçlendirici niteliktedir. Aynı şekilde tuz ve şekerin bilinçli kullanımı yönünde yapılacak kamu spotları da yasaklardan daha etkili olacaktır. Bu yönü ile genelgenin bir göz boyama niteliğinde olduğunu ve uygulamanın geçerlilik kazanamayacağını düşünüyorum" dedi.
TUZ VE ŞEKER KULLANIMININ ZARARLARI
Tuz ve şekerin vücutta tahribat yarattığını ifade eden Dr. Sam; "Tuz aslında vücudumuz için gerekli. Vücudumuz için gerekli olan tuzu sebzelerden karşılıyoruz. Bizim besinlerimize fazladan kattığımız tuz sadece tat verici ve vücut için oldukça zararlıdır. Göz, kalp, tansiyon ve böbrek fonksiyon bozuklukları gibi pek çok hastalığa neden olmaktadır. Aynı şekilde şekeri de unlu gıdalar ve yağlar ile karşılamaktayız. Fazladan kullandığımız şeker başta obezite olmak üzere kalp ve damar tıkanıklığı ve pankreas problemleri yaratmaktadır. Bunun yanı sıra görme bozukluğu gibi günlük hayatımızın kalitesini düşüren pek çok hastalığın ana kaynağını oluşturmaktadır" diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › Ege'de Tuz Ve Şeker Kullanımına Son - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?