Emekli Büyükelçi Lütem: Ermenilerin Doğu Anadolu Topraklarını Kolonize Etme Tutumu Var

Emekli Büyükelçi ve Avrasya İncelemeleri Merkezi Onursal Başkanı Ömer Engin Lütem, Atatürk Üniversitesi Türk- Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından Kültür ve Gösteri Merkezinde ikincisi düzenlenen 'Uluslararası Türk-Ermeni İlişkileri ve Büyük Güçler Sempozyumu'nda bir konuşma yaptı. Lütem, Anadolu'da Ermeni çeteleri tarafından katledilen 518 bin Müslüman Türk'le ilgili yeni bir siyaset geliştirilmesi gerektiğini bildirdi. Anadolu'da yaşanan katliamın belgelendiğine işaret eden Lütem, şunları söyledi:

"Bunlar Ermeni arşivlerinde mevcut. Artık bizim bölgede olanların üzerinde çalışmamız lazım. Uluslararası arenada anlatmak için dışarıdan da belge bulmak lazım. Ermenilerin kaynaklarından belge almalıyız. Bu yapılabilir. Bu konuyu artık uluslararası alana taşımamız gerekiyor. Bu bence Türkiye'nin siyasi bakımdan yapması gereken yeni bir adımdır. Böylece siyasi olarak bir adım atılırken, hem de bizim şehit olan 518 bin Müslüman Türk'e olan vicdani borcumuzu ödemeliyiz. Soykırım iddiası Birleşmiş Milletlerin 1948 sözleşmesinin ikinci maddesine göre gerçek değildir. Çünkü 1915'de yapılan tehciri Osmanlı devleti çok iyi planlamış bu iş için tahsisat ayırmıştır. 1,5 milyon Ermeni'nin öldürüldüğü iddia ediliyor. Peki bunların toplu mezarları nerede? Yüzlerce toplu mezar olması lazım. Bu yok, çünkü tehcir sırasında ölen Ermeni sayısı 8 ila 12 bin arasında. Tazminat için bir hukuki gerekçe olması lazım, o da yok. Ermeni mallarının iadesi ise 1919-1922 yılları arasında isteyen Ermeniler mallarını geri alabilmiştir. Toprak konusunda Ermenilerden bir talep yok."

ERMENİLERİN SİNSİ PLANI

Ermenilerin Türkiye'den toprak talep etmesinin uluslararası arenada hoş karşılanmayacağına dikkati çeken Ömer Engin Lütem, bu nedenle

Ermenilerin Türkiye'den toprak talebinden ziyade oturma ve çalışma izni almanın peşinde olduğunu vurguladı. Ömer Engin Lütem, "Doğu'da Ermeni'lere ikamet izni verilmesi, serbest ticaret yapmalarına izin verilmesi ve tabii zenginliklerin, madenlerin işletmelerine müsaade edilmesi gibi Taşnakların bir kolunun yeni bir çalışması var. Toprağı ele geçiremiyoruz, ama arka kapıdan girerek bu toprakları konolize edelim gibi bir bir tutumları var" diye konuştu.

HAYAL KIRIKLIĞI

Sözde soykırım iddialarının 100'üncü yılında Ermenilerin dünya ülkelerinden beklediği desteği göremediğini aktaran Emekli Büyükelçi Lütem, 1991'in Eylül ayında bağımsız olan Ermenistan'ın iddialarını şimdiye kadar 24 ülke parlamentosunun kabul ettiğini bildirdi. 100'üncü yıl nedeniyle büyük beklenti içinde olan Ermenilerin iddialarını sadece 3 parlamento eklendiğini ifade eden Lütem, bu durumun iddia sahiplerinde hayal kırıklığı yarattığını belirtti. Ermenilerin bir amaçlarının da Türkiye ile Azerbaycan arasını bozmak olduğunu ifade eden Emekli Büyükelçi Lütem, Ermenistan'a olan sınır kapısının 1993'te Karabağ'ın işgalinin ardından kapatıldığını, Ermenilerin işgalden vazgeçinceye kadar kapıların açılmayacağını vurguladı. Lütem, "Türkiye'nin 2 ülke, tek millet olarak Azerbaycan'ı desteklemesi doğaldır. Ayrıca biz Azerbaycan'ı stratejik olarak da desteklemek zorundayız. Güçlü bir Azerbaycan, Türkiye için büyük fayda sağlar. Azerbaycan, Kafkasların yükselen yıldızıdır. Yarın daha iyi, daha zengin olacaktır" dedi.

PROF. DR. KÜRKÇÜOĞLU: SOYKIRIM LEKESİNİ KALDIRMAK İSTEDİK

Atatürk Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu, ecdada sürülen sözde soykırım lekesini ortadan kaldırmak için sempozyumu organize ettiklerini bildirdi. Sempozyumda 100 yerli ve yabancı bilim adamının 100 yıl öncesinde yaşananları belgeleriyle 25 ayrı oturumda ortaya çıkaracağını anlatan Prof. Dr. Kürkçüoğlu, 100 yıl önce Sevk ve İskan Kanunu'na imza atanları bir tarihçi olarak saygıyla selamladı. Prof. Dr. Kürkçüoğlu, "Bu kanun olmasaydı Doğu'da bir Ermenistan devleti kurulacak, başkenti de Erzurum olacaktı" diye konuştu.