Endokrin Bozucu Maddelerin Etkileri Alınan Dozla Alakalı!

Endokrin sisteminin fonksiyonlarında değişiklik yaratan ve sonuçta organizmaların aleyhine çalışan, iç salgı bezleri üzerinde olumsuz etkiler yaratan kimyasallar olan endokrin bozucular, Brüksel'de gerçekleşen EuPC Hammadde Toplantısı'nda değerlendirildi.

Soya fasulyesi, havuç, kahve, şarap gibi maddelerde kimyasallardan çok daha fazla endokrin etkisi var!

EuPC Teknik Departman Direktörü Geoffroy Tillieux, 2012 yılından beri AB Parlamento'sunda bazı STK temsilcileri, politikacılar ve bilim adamları tarafından da konu edilen endokrin bozucu kimyasalların plastik sektörünü de etkilediğini, yapılan testlerde endokrin bozucu kimyasalların gerçek hayatta zararlı bir etkisi olmadığının ortaya konduğunu iletti. EuPC Teknik Departman Direktörü Geoffroy Tillieux, Mart ayında, yine Brüksel'de PlasticsEurope ve EuPC tarafından ortak gerçekleştirilen toplantıda PlasticsEurope Savunma Direktörü (Avukatı ve Çalışma Grubu Lideri) Martin Engelmann'ın endokrin bozucu bu maddelerin etkilerinin alınan yüksek dozla alakalı olduğunu belirttiğini hatırlatarak, "Endokrin bozucuların etkileri hala birçok bilim adamı tarafından tartışılmakta ve endokrinin etkileri üzerine tartışmalar bazen yanlış yöne sapmaktadır. Örneğin, soya fasulyesi, havuç, kahve, şarap gibi bazı maddelerde, AB tarafından suçlanan kimyasallardan çok daha fazla endokrin gücü olduğu kanıtlanmış bilimsel bir gerçektir. Kimyasallara yönelik düzenlemelerin, sağlığa ve çevreye belli bir dozdan sonra etkisi olan endokrin bozuculara yönelik değil de, gerçekten endişe yaratacak maddelere odaklanması gerekir. Plastik endüstrisinin genel bakış açısı, eşik değerlerinin, sadece en yüksek dozda endokrin bozucu etkisi olan kimyasalları içermesi yönündedir" dedi.

Endokrin bozucu kimyasalların tanımı ve REACH altında endokrin bozucu maddelerin eşik değerlerinin düzenlenmesi ve uygun kontrol seviyesine indirilmesine yönelik bir süredir devam eden tartışmalarla ilgi son durum hakkında bilgi veren Tillieux, özellikle alt kullanıcıların istişare süreçlerine katılmalarının önemine vurgu yaptı. Konunun en son 2-3 Nisan 2014'te düzenlenen "Endokrin Bozucular REACH İncelemesi" toplantısında REACH ve CARACAL yetkili otoriteleri tarafından da tartışıldığı bilgisini veren Geoffroy Tillieux, eşik değeri belirlenen kimyasal maddelerin REACH kapsamında değerlendirilmediğini belirtti. Tillieux, İngiltere, İsveç, İrlanda, Polonya gibi bazı ülkelerin müzakere süreçleri boyunca eşik değeri ile ilgili değerlendirmelerini ilgili otoritelerle paylaştıklarını iletirken endokrin bozucu kimyasallar için eşik değeri belirlenmesi yaklaşımına önyargılı bakılmaması gerektiğini aktardı.

Alt kullanıcılar, kullanımı yasaklanan maddelerin listesine Avrupa Kimya Birimi, ECHA web sitesinden (http://echa.europa.eu) ulaşılabilecek!

PolyComply Hoecht GmBH yetkilisi Sabine Dröege de, RACH EN FORCE ve REACH listelerindeki güncellemelere yönelik bilgiler verdi. Dröege, "REACH kapsamında ruhsatlandırılması yüksek derecede önemli olan kimyasallar listesinde 151 madde var ve bu maddelerin büyük kısmı plastik üreticileri tarafından da yoğun olarak kullanılmakta. Aday listesindeki maddeler, doğal özellikleri, kullanım alanının genişliği ve hacimlerinin yüksekliğine göre değerlendirilecek ve ruhsatlandırılmasına yönelik olarak listenin ön sıralarına çekilecek" dedi.

Yüksek derecede endişe yaratan kimyasal maddelerin 2020 yılına kadar tanımlanması ve aday listesine sokulmasına yönelik yol haritasının da hazırlandığını aktaran Dröege, mevcut durumda ruhsatlandırma listesinde 22, kısıtlama listesinde ise 67 kimyasal madde olduğunu ve alt kullanıcıların, kullanımı yasaklanan maddeleri listeden kontrol etmesi gerektiğini söyledi.

Hava konsantrasyonlarına maruz kalma sınırı uygulaması gönüllü olarak hayata geçirilmeli!

Kısıtlamanın, ruhsatlandırmanın aksine ithal edilecek maddeler için de geçerli olduğunu ve AB üye devletleri ya da ECHA tarafından kısıtlama başvurusunda bulunulabileceğini aktaran Dröege, ECHA 2013 Raporu'na göre REACH'in 2. kayıt döneminde toplamda 3000 yeni maddenin tescillendiğini ve hedeflendiği üzere tescil dosyalarının yüzde 5'lik kısmının uygunluk testlerinin yapılarak Biosidal Maddeler Düzenlemesi'nin yürürlüğüne sokulduğunu aktardı. Avrupa çapında yasal olarak bağlayıcı bir mesleki maruz kalma sınırının belirleneceğini paylaşan Dröege, yasal düzenleme yapılmadan önce işyerlerinde maruz kalındığı zaman çalışanların sağlığını olumsuz yönde etkileyen hava konsantrasyonlarına maruz kalma sınırı uygulamasının gönüllü olarak hayata geçirilmesinin önemini vurguladı.