Ensarioğlu "İmralı'ya Gideceğim"

Eski bakanlardan Diyarbakır Bağımsız milletvekili Adayı Mehmet Salim Ensarioğlu, seçim çalışmalarını sürdürüyor. Kentte yerel yayın yapan Özgür Haber Gazetesi'ni ziyaret eden Ensarioğlu ailesinin geleneklerine bağlı bir aile olduğunu vurguladı. Ensarioğlu "Bu yüzden ailemiz ailenin büyüğü olarak beni destekliyor" dedi.

Diyarbakır'da seçim sonuçlarını 10 HDP, 1 de kendisinin seçilmesi olarak öngördüğünü dile getiren Ensarioğlu "Kürt sorunun çözümüne katkıda bulunmak benim için onurdur. Bu yüzden seçilirsem ilk işim İmralı'ya gideceğim ve Abdullah Öcalan'ı dinleyeceğim. Eğer Öcalan o görüşmede bana 'Türkiye'nin bölünmesini ve şiddeti istemiyorum' derse o zaman ben de ona destek vereceğim" diye konuştu. Ensarioğlu, AKP'nin artık toplumun beklentilerine yanıt olamadığını belirterek, merkez sağda yeni bir oluşumun da hazırlıklarının sürdüğüne dikkat çekti.

Diyarbakır'a gezerken büyük bir ilgi gördüğünü ifade eden Ensarioğlu, halkın AKP'ye kızgın olduğunu kaydetti. Ensarioğlu "Son zamanlarda yaşanan olaylar nedeniyle halk farklı bir siyasetçiyi gördüğünde hemen kucak açıyor. Bunda her halde geçmişimizde yaptığımız hizmetler ve halka verdiğimiz güvenin de etkisi var. Bu nedenle ben de hazırlıkları süren sağdaki yeni oluşumun halkın bu güvenini toplayacak bir siyasi parti olabileceğini düşünüyorum. Bu oluşum halkın demokrasi ve barış beklentilerine de karşılık olacak ve halka zedelenen devlet güvenini de verecek" dedi.

Bölgede derin bir ekonomik sorun ve büyük bir işsizlik olduğunu dile getiren Ensarioğlu "Cumhurbaşkanı'nın uçağını, başbakanın uçağını satarsınız, iptal edersiniz, bu bölgede 200 bin kişiye iş sağlarsınız. Sarayın birkaç odasını kapatarak, işsizliğe kaynak bulabilirsiniz. Bu nedenle istihdam yaratmak zor değil diyorum yeter ki israftan ve saltanattan kısalım" dedi.

Kürt sorunun çözümü ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Süreç bitti" diyemeyeceğini dile getiren Ensarioğlu "Çünkü o Cumhurbaşkanı olarak bu devletin başı. Bu süreri de başbakanken yani hükümetin başındayken başlattı. Bu konumdaki kişilerin söyledikleri vatandaşta devletin söyledikleri olarak algılanıyor. Süreç bitti denildiğinde dolayısıyla halkın da artık devlete güveni zedeleniyor. CHP ya da MHP süreç bitti diyebilir onların dedikleri sadece kendi partilerini bağlar ama Cumhurbaşkanı, Başbakan böyle diyemez. Çünkü onların söyledikleri bir anlamda devletin söyledikleridir. Kürt sorunu bir yemek mi ki buzdolabına koydum diyorsun. Ben de bu nedenle öncelikle seçilmem halinde devlete olan bu güvensizliğin ortadan kaldırılmasına çaba göstereceğim. Çünkü güvensizlik her şeyin başlangıcıdır. Halk devlete güvenecek ki çözümün olacağına da güvensin" dedi.

Devletin son zamanlarda bölgede yaşananlar ile ilgili de yanlış yaptığını ifade eden Ensarioğlu "PKK şöyle yaptı, böyle yaptı diyerek, daha çok şiddet uygulayamazsınız. Devler öyle örgütlerle inatlaşamaz, kentleri, yaşam alanlarını tahrip edemez. Şu anda Diyarbakır'da Sur, Lice, Silvan, Bismil buralar hem sanki birer Gazze olmuş durumda. PKK yapıyor diye devlet de böyle yapıyorum dememeli. Devlet halkına tahammül edebilmeli ve tutarlı bir çözüm söylemi geliştirmeli. Devletin karnı büyük olmalı ki bazı şeyleri de içinde tutabilsin. Öyle her önüne geleni söylemesin. Buralar için bir afet bölgesi kararı alınmalı ve insanların zararları da derhal tazmin edilmeli. Buralarda esnafların vergi borçları ertelenmeli, kredi faizleri silinmeli ve kredi sağlanmalı ve devlet de hibe vermeli. Zarar gören sivil halka da maddi destek sağlanmalı" diye konuştu.

Tüm liderlerden Kürt sorunun çözümü için itidalli bir söylem ve barış dili istediklerini kaydeden Ensarioğlu şöyle devam etti:

"Ben Diyarbakır'da seçim sonuçlarını 10 HDP ve bir de başkası olarak görüyorum. O başkası da bağımsız aday olarak benim. AKP'nin milletvekili çıkarabileceğini sanmıyorum. Bizim ailemizde gelenekler önemlidir. O nedenle de ailenin büyüğü her zaman desteklenir. Bu bakımdan ailede bir ikilik olmaz ve ailenin siyasi desteği benim üzerimdedir. Seçilmem halinde Kürt sorunun çözümüne katkıda bulunmak benim için bir şereftir. Seçilirsem yapacağım ilk iş de İmralı'ya gidip Abdullah Öcalan ile görüşmek olacak. Adalet Bakanlığı'ndan bunu talep edeceğim. Döner dönmez de daha İmralı'nın önünde iken, Öcalan'ın söylediklerini gizli tutmadan kamuoyuna açıklayacağım. Eğer Öcalan bana 'Türkiye'nin bölünmesini ve şiddeti istemiyorum' derse ben de ona destek verdiğimi açıklayacağım"

Kaynak: ÖZGÜR HABER GAZETESİ