AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 2013-14 akademik yılı için Erasmus programı kapsamında AB'den Türkiye'ye yaklaşık 51 milyon avro kaynak aktarıldığını söyledi.
Bakan Bağış, Erasmus Programı 2013 yılı hibe dağıtım sonuçlarını, Ulusal Ajans'ta düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.
Bağış, AB Bakanlığı'nın Hayatboyu Öğrenme Programları'ndan Erasmus'un yeni dönem sonuçlarının, eğitim görecek gençlere, Türkiye'ye ve AB'ye üyelik sürecine hayırlı olmasını diledi. Programın kültürleri birleştiren, önyargıları yıkan, kişileri korkularıyla yüzleştirdiğini belirten Bağış, "Avrupa'yı Türkiye'ye, Türkiye'yi Avrupa'ya taşıyor" dedi.
Programın gençler için birçok faydası bulunduğunu anlatan Bağış, "2013-14 akademik yılı için program kapsamında AB'den Türkiye'ye yaklaşık 51 milyon avro kaynak aktarıldığını" ifade etti.
"Türkiye bu rakam ile 33 ülke arasından Almanya, Fransa ve İspanya'dan sonra dördüncü sıradadır" diyen Bağış, Türkiye'nin AB üyesi olmadığı halde bu başarıyı yakalamasının anlamlı olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin birçok alanda olduğu gibi bu sıralamada da birçok AB ülkesini geride bıraktığını dile getireren Bağış, şözlerini şöyle sürdürdü:
"Sadece verilen destek ile değil programa katılan personel ve öğrenci sayısı ile de Türkiye listenin üst sıralarında yer alıyor. 2004'te AB'ye sadece bin 481 öğrenci ve personel gönderen Türkiye, bu yıl 18 binden fazlası öğrenci ve 4 bin civarı öğretim elemanı olmak üzere 22 binden fazla vatandaşını AB'ye gönderecek. Bu programlara en fazla talebin geldiği ülkelerden birinin Türkiye olması gençliğimizin ne derece dinamik ve bilgiye aç olduğunu gösteriyor. İşte geleceğin Türkiyesinin gençleri bu gençlerdir."
Bugün Türkiye'de 154 üniversitenin Erasmus programının yararlanıcısı haline geldiğini bildiren Bağış, AB sürecine ilk başvuru yapıldığı dönemde Türkiye'de 14 üniversitenin olduğunu, 2002'de AK Parti'nin göreve geldiğinde bu rakamın 76 olduğunu hatırlattı. Bağış, "Ama biz göreve geldik, 10.5 yılda 100'e yakın üniversiteyi ülkemize kazandırdık. Sadece üniversite açmadık, üniversitenin ve bilimin önündeki fırsatların kapılarını da araladık" diye konuştu.
İstanbul'dan gönderilen öğrenci ve personel sayısı 6 bin -
Bakan Bağış, Erasmus programına sadece İstanbul'dan gönderilen öğrenci ve personel sayısının 6 bin olduğunu, Ankara'dan ise 3 bin kişinin bu programa katıldığı bilgisini paylaştı. İzmir'den katılımın da bin 700'ü bulduğu bilgisini veren Bağış, Türkiye'nin birçok faklı şehirlerinden binlerce gencin program sayesinde Avrupa'ya giderek kişisel gelişimlerinden Türkiye-AB sürecine varıncaya kadar birçok alanda önemli kazanımlar elde edeceğini dile getirdi.
2013-14 akademik yılında programa en fazla öğrencinin Sakarya Üniversitesi'nden katıldığını anlatan Bağış, İstanbul Gelişim Üniversitesi, Bezmialem Vakıf Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'nin aralarında bulunduğu yeni kurulan 10 üniversitenin programdan 635 bin avro kaynak ayrıldığını kaydetti. Bağış, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne, deprem sonrası mağduriyetini gidermek için bu yıl ilave olarak 35 bin avro hibe tahsis edildiğini belirtti.
Türkiye'ye gelen öğrenci sayısı her sene artıyor -
Bakan Bağış, 2010-11 döneminde bin 965 öğrenci Türkiye'ye gelmişken bugün bu sayının 10 bin 193 olduğunu söyledi. Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizde misafir berekettir. Bu gelen misafirlerimiz, Türkiye'ye hem bereket getirecek hem de sağlanacak diyalog sayesinde Türkiye'ye karşı oluşan önyargıları parçalayacaktır. Hem bizim gençliğimiz hem de AB'nin gençliği bu programlar sayesinde Türkiye ile Avrupa arasındaki mesafeleri hızla kapatacaktır. Bizim, gençliğimiz konusunda ümidimiz tamdır. Çünkü bu gençliğimizin kanında onlarca devlet kurmuş, üç kıtada at koşturmuş, dünyaya düzen getirmiş bir medeniyetin DNA'sı kodlanmıştır. Hani Gazi Mustafa Kemal "Muhtaç olduğun kudret" diyor ya, işte o kudret bizim her gençliğimizin genlerinde mevcut. Tek gereken onu açığa çıkarmaktır. Biz inanıyoruz ki bu programlar sayesinde de o muhteşem güç ortaya çıkacaktır."
Türkiye'nin gelecekte vizyonu geniş gençlere ihtiyacı olacağını vurgulayan Bağış, ülkenin 2023, 2053 ve 2071 vizyonları ve hedeflerinin bu gençlik tasavvuruyla hayata geçeceğini ifade etti.
"Deve kuşu başını kuma gömdü diye dünya durmaz" -
Konuşmasında AB'nin Türkiye'ye uyguladığı vize prosedürüne değinen Bağış, Türkiye'yi vize garabetiyle tecrit etmek isteyenlerin sadece kendilerini tecrit edeceğini kaydetti. Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Deve kuşu başını kuma gömdü diye dünya durmaz. Ya da Mevlana'nın dediği gibi iki parmağını gözünün ucuna koyduğunda sen bir şey göremiyorsun diye bu alem yok değildir. Ne tecride, ne korkuya, ne de daha olumsuz gelişmelere imkan tanımadan yeni diyalog köprüleri kurmalıyız. Türkiye her geçen gün birer birer dünya ülkeleri ile vizeleri kaldırmaya devam ederken AB'nin Türkiye'yi vizeye tabi tutması akıl ve mantıkla bağdaşmaz. Biz Türkiye olarak AB'nin dünyaya açılan kapısı olmaya talibiz fakat AB ne yazık burnunun dibindeki güzelliklere kayıtsız kalmaktadır. Ümidimiz odur ki Yol Haritası sürecinde devam eden olumlu atmosfer ve yapıcı yaklaşımlar artık somut neticelerini vermeye başlasın ve ufukta görülen vizesiz Avrupa'nın yolu daha da kısalsın."
"Mursi'nin dik duruşunu takdir ediyoruz" -
Mısır'da yaşanan gelişmelere de değinen Bağış, dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla yoğun telefon mesaisi yürüttüğünü, Avrupalı yetkilileri, Mısır'da demokrasiye ve millet iradesine saygı konusunda sesini yükseltmeye davet ettiklerini kaydetti. Görüştüğü muadilleriyle demokrasinin savunulması konusunda dünyaya en net mesajın iletilmesi için bunun bir fırsat olduğunu dile getirdiğini söyleyen Bağış, "Ülkemizin hassasiyetini onlar da paylaştılar ve en üst düzeyde açıklamalarını yaptılar. Ama maalesef bu çağrılar Mısır'da korkulan senaryonun uygulamaya geçmesine engel olamadı. Bütün dünyanın gözü önünde seçilmiş bir hükümete darbe yapıldı. Son 50 yılını bir diktatörün iki dudağının arasından çıkacak söze bakarak geçiren Mısır'ın demokrasi serüveni kısa oldu. Özgürlük çığlıklarının sembolü olan Tahrir Meydanı dün darbe çığırtkanlığıyla lekelendi. Bu darbe girişimine karşı Sayın Mursi'nin dik duruşunu da takdir ediyoruz. Bugün Türkiye olarak bu gelişmelerden büyük üzüntü duyuyor ve an itibariyle Mısır'da halkın iradesinin tekrar yerleştirilmesinin en önemli husus olduğunu düşünüyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi en ağır işleyen demokrasi bile darbeden evladır" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'ye yakışan demokrasinin yanında durmasıdır" diyen Bağış, demokrasinin sadece güçlü olanların istediği zaman kullanacağı bir sistem olmadığını, her şartta herkes için var olması gerektiğine vurgu yaptı.
Egemen Bağış, konuşmasının ardından gazetecilerin Gezi Parkı eylemlerine Erasmus öğrencilerinin de karışmasıyla ilgili iddiaları yanıtladı.
Bağış, Gezi parkı olayları sürecinde 3 kişinin göz altına alındığını söyledi. Öğrencilerden ikisinin kendilerinin yaptığı girişimler sonucu hemen serbest bırakıldığını anlatan Bağış, üçüncü kişiyle ilgili şu bilgiyi paylaştı:
"Emniyetten aldığımız bilgi çerçevesinde yasadışı bir örgütle bağlantısı olduğu, polis müdahalesinde, onların bir mekanına sığındığı, çıktıktan sonra tekrar yasadışı örgüt mensuplarıyla bazı eylemler içerisinde bulunduğu ve gözaltına alınma sürecinde polise mukavemet gösterdiği hatta şiddet uyguladığı bilgiler çerçevesinde kendisi sınırdışı edilmiştir."
Bağış, daha sonra danışmanlarının uyarması üzerine sınırdışı edilen öğrencinin geçen yıl Erasmus programıyla Türkiye'ye geldiğini, bu yıl başka bir kanalla ülkeye giriş yaptığını aktardı. Bağış, "Dolayısıyla sınır dışı edilen bir Erasmus öğrencisi yok" dedi.
"Bazen istenmeyen şeyler olabiliyor" diyen Bağış, "Buraya yurt dışından gelen kişinin yasadışı örgütün tuzağına düşmüş olması, onlar tarafından kandırılmış olması, buraya gelecek her öğrencimizin aynı akibete uğrayacağı anlamına gelmez" dedi. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Erasmus Programı 2013 Yılı Hibe Dağıtım Sonuçları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?