Eski Kaymakama 22,5 Yıl Hapis İstemiyle Dava

Erzurum'da FETÖ/PDY üyesi olduğu, örgütün sözde "mülkiye büyük bölge yapılanması"nda yer aldığı ve ByLock aracığılıyla talimat aldığı öne sürülen Muş'un Hasköy ilçesi eski kaymakamı Ahmet Özkan hakkında, 7,5 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Cumhuriyet Başsavcılığı, İçişleri Bakanlığınca 25 Haziran 2018'de FETÖ/PDY üyesi olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen Özkan hakkındaki soruşturmayı tamamladı.

FETÖ/PDY'nin tanımı, kuruluşu ile yapılanmaya yönelik bilgilere ve tanık beyanlarına yer verilen 15 sayfalık iddianame, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

İddianamede, Özkan'ın, 2014 ile 2016 yılı aralık ayları arasında Erzurum'un Şenkaya ilçesinde kaymakamlık görevi yaptığı anımsatılarak, ardından Muş'un Hasköy ilçesinde görevlendirildiği bilgisine yer verildi.

Özkan'ın "mülkiye büyük bölge yapılanması"na yönelik operasyonda aralarında vali yardımcıları ve kaymakamların da olduğu şüphelilerle beraber 27 Haziran 2018'de gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alındığına işaret edilen iddianamede, zanlının delil durumu göz önünde bulundurularak soruşturma kapsamında tutuklandığı vurgulandı.

Doğmamış oğluna isim istedi

"Harun" kod adlı Feramuz Hakan Durukal'ın sözde "Erzurum büyük bölgesi mülkiye imamı", "Birol" kod adlı Bilal Öcal'ın da "Erzurum mülkiye imamı" olduğu aktarılan iddianamede, Birol'un kullandığı ByLock hesabına ait tespit ve değerlendirme tutanağının incelenmesinde söz konusu ID'ye bağlı isimsiz kullanıcıların tespitinin yapıldığına işaret edildi.

İddianamede, Özkan'ın irtibatlı olduğu "Birol" kod adlı Bilal Öcal'dan, sözde "Erzurum büyük bölgesi mülkiye imamı" Durukal'a iletilmek üzere ilginç bir talepte bulunduğunun belirlendiği kaydedildi.

Öcal'ın bunun üzerine terör örgütünün kriptolu haberleşme uygulaması "ByLock"taki hesabından, Durukal'ın kullandığı hesaba "Abi Şenkaya Ahmet çocuk ismi istiyor. Erkek ismi. Oğlunun adı Esat, bilgilerinize" şeklinde mesaj attığı, bunun üzerine Durukal'ın "Vedat" ismini verdiği ifade edilen iddianamede, Özkan'ın da bunun üzerine 1 Mart 2016'da dünyaya gelen oğluna bu ismini verdiği ve kullanıcı adının da "vedat2016" olarak tespit edildiği anlatıldı.

İddianamede, inceleme sonucunda örgüt tarafından Özkan'a verilen "ByLock" hesabından sadece Öcal ile görüşmeler yaptığına işaret edildi.

Tanık olarak dinlenen T.D, iddianameye yansıyan beyanında, darbe kalkışmasını duyduktan sonra idarecilerinden siyasi parti temsilcilerine kadar herkesin sokağa çıktığını anlatarak, "Hatırladığım kadarıyla o dönem Şenkaya kaymakamı olan Ahmet Özkan konutundan çıkmadı. Daha sonra kaymakamın koruması olan M.E'nin bana söylediğine göre kendisi de Özkan'ı aramış ve 'darbe olduğu söyleniyor, ne yapalım, talimatınız nedir? Askerin dışarı çıktığına ve tankların yürüdüğüne dair görüntüler var' demiş. Özkan da 'Yok ya ne darbesi. Ben ilçe jandarma komutanını arayayım, size dönerim' karşılığını vermiş. Ardından M.E. tekrar aramış ama telefonuna ulaşamamış" ifadesini kullandı.

Özkan'ın ifadesi

Tutuklanmadan önce dosya kapsamında da yer alan emniyet ve savcılık ifadesinde örgüte müzahir herhangi bir ev ile yurtta kalmadığını ve terör örgütünün haberleşme programını kullanmadığını öne süren Özkan, örgüt bağlantısı, ByLock ve çocuğuna isim verilmesi yönünde talepte bulunduğu iddialarını reddetti.

Özkan, ifadesinde "Vedat" ismini verdiği çocuğunun Atatürk Üniversitesi Yakutiye Araştırma Hastanesinde dünyaya geldiğini belirterek, "Oğlumun dünyaya gelmesi ve isminin konulması sürecinde örgütle hiçbir şekilde irtibatım olmamıştır. Tüm beyanlarımda bunu ifade etmeye çalıştım. Söz konusu yazışma içeriklerini kabul etmiyorum, benimle ilgisi yoktur. Yapılan analiz ve değerlendirme yanlıştır. 'Birol' kod adlı şahsı tanımıyorum. ByLock kullanmadım ve çocuğumun doğumuna ilişkin herhangi bir yazışma yapmadım. İçerikte belirtilen kişinin başka biri olduğunu düşünüyorum." dediği belirlendi.

İddianamede, mevcut delil durumu ve tanık beyanları doğrultusunda sanık Özkan'ın, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 3. ve 5. maddeleri uyarınca cezanın yarı oranda artımı talep edilerek "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.