Güneydoğu Asya'daki Göçmen Trajedisi

Myanmar, Bangladeş sınırındaki geçici kampta kalan 28 göçmenin geçen hafta tekneyle kaçmasının ardından güvenlik önlemlerini arttırdı.

Arakan Emniyet Müdürü Nay Myo, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Arakan eyaletinin batısındaki Maungtav bölgesinde geçen hafta yaşanan olayın ardından güvenlik önlemlerinin arttırıldığını söyledi.

Budistlerle ve Arakanlı Müslümanlar arasındaki toplumsal şiddet olaylarına işaret eden Myo, "Bölgedeki sorunlar henüz çözülmemişken, gereksiz sıkıntılar ortaya çıksın istemiyoruz" diye konuştu.

Arakan Göçmen Ofisi'nden bir yetkili de konuyu doğrulayarak, "Aralarında kadın ve çocukların da olduğu 28 kişi, geçen hafta tekneyle kamptan kaçtı. Bangladeş makamlarını konuyla ilgili bilgilendirdik. Bölgede sert güvenlik önlemleri alındı" dedi. Göçmenlerin kampta kalmak istemediklerini kaydeden yetkili, "Bizden sürekli kendilerini ülkelerine geri göndermemizi istiyorlardı. Fakat Bangladeş makamları yavaş çalışıyor" ifadesini kullandı.

Kaçan göçmenlerin yerleri henüz tespit edilemezken, Bangladeş makamlarının da göçmenlerin akıbeti konusunda bilgi sahibi olmadığı kaydedildi. Bangladeş sınırındaki kamptan daha önce de kaçanların olduğu, bu 28 kişinin ise kampta son kalanlardan oluştuğu belirtiliyor.

Myanmar makamları, mayısta yaşanan krizde açık denize terk edilen, 851'i Bangladeşli, 195'i Bengali toplam bin 46 kişiyi kurtardığını duyurmuş, bunların Bangladeşli olduğu tespit edilen 777'si Bangladeş'e iade edilmişti.

Arakanlı ve Bangladeşli binlerce göçmen, insan kaçakçıları aracılığıyla Güneydoğu Asya ülkelerine göç etmeye çalışıyor. Mayıs ayında insan kaçakçılarının, içinde kadın ve çocukların da bulunduğu tekneleri açık denizde terk etmesiyle binlerce kişi denizde mahsur kalmıştı.

Myanmar hükümetince Bangladeş'ten gelen göçmenler olarak görülen, "Bengall" olarak nitelenen Arakanlı Müslümanlar, 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybettikleri için "devletsiz" sayılıyor. Birleşmiş Milletler tarafından "eziyet gören dini azınlık" olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, yaklaşık 50 yıl süren cunta rejiminin ardından 2011'de iktidara gelen Tein Sein hükümetinin başlattığı reform sürecinden hiçbir şekilde yararlanamamıştı. Arakanlı Müslümanlar hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.

Arakanlı Müsmümanların dramı, 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çıkan çatışmalarla dünyanın gündemine gelmişti. Myanmar'ın 60 milyonluk nüfusunun büyük bir kısmını oluşturan Budistler tarafından düzenlenen saldırılarda çoğunluğu Müslüman çok sayıda kişi yaşamını yitirmişti. Yüzlerce ev ve iş yerinin ateşe verildiği çatışmalar yüzünden 125 bin kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.