Haliç Üniversitesi'nde "Beslenme ve Diyetik" Sempozyumu

Haliç Üniversitesi'nde düzenlenen sempozyumda, medyada yayınlanan yanlış diyetlere nasıl engel olunabileceği tartışıldı.

Haliç Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu "Beslenme ve Diyetetik 2. Öğrenci Sempozyumu", üniversitenin Mecidiyeköy'deki yerleşkesinde gerçekleştirildi.

Sempozyumda, İstanbul'daki çeşitli üniversitelerde öğrenim gören Diyetetik Bölümü öğrencileri, Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu ile Prof. Dr. Muazzez Garipoğlu başkanlığında,  "Dünden bugüne diyetisyenlik", "Yaşam kalitesi için beslenme", Beslenmede medya yönlendirmesi" ve "Diyetisyenin toplumu bilinçlendirmedeki rolü" konularında sunumlar yaptı.

Sunumların ardından sağlıklı beslenme ve diyet konularında medyada kimi zaman ölümcül sonuçlara sebep olan diyetlerin yayınlanması tartışıldı. Haliç Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Filiz Açkurt, medya yayınları konusunda bir üst kurul oluşturulması önerisinde bulundu. Bu konuda yasal anlamda bir güç oluşturulması gerekliliğine dikkat çeken Açkurt, "Bir üst kurul olmalı ve onun denetimden geçmeden, sağlıkla ilgili medyada hiçbir şey yayınlanmamalı. Bence bunun çözümü budur. Belirli süzgeçlerden geçmeden bilgi verilmemesi gerekir" dedi.

"Medyada denetim sorunu var"

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu da, sağlıkla ilgili medya yayınlarında denetim sorunu olduğunu ifade etti. Öğrencilere, bilimsel, günün sosyal şartlarına ve beslenme kültürüne uygun olarak yeterince donanımlı olmaları tavsiyesinde bulunan Elmacıoğlu, "Yeterince donanımlı ve olayın özüne vakıfsak, birçok alanda fikir yürütenlerle savaşmak mümkün olur" diye konuştu.

Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Funda Şensoy ise öğrencilere meslek örgütüne üyelik konusunda uyarıda bulundu. Medyadaki sağlıklı yaşam konusundaki yayınların sadece Türkiye'de değil, dünyada da tartışılan bir konu olduğuna dikkati çeken Şensoy, bu işte her zaman kötü olanların eleneceğini söyledi.

Şensoy sözlerini, "Eleğin üstünde yalnızca iyiler kalacaktır. Kendi içimizdeki olumsuz ve kötü örnekleri elemenin en güzel yolu, kendi meslek örgütümüze üye olmamız. Üye sayısı yeterince artıp, birliğimiz Türk Tabibler Birliği kadar güçlendiğinde, içimizdeki olumsuz örnekleri meslekten men etme hakkına bile sahip oluruz. Biz kendi içimizdeki düzeltmeyi yaptıktan sonra başkalarını eleştirmek çok daha kolay olacak" şeklinde sürdürdü.

Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Zeynep Koç ise, medya yayınlarında diyetisyenlerin rant kaygısı nedeniyle bazen doğru bildiklerinden saptıklarını öne sürdü.

Zeynep Koç, "Rant kaygısı nedeniyle bazı diyetisyen arkadaşlarımız, medyada doğrusunu bildigi halde, bazen bundan sapabiliyorlar. Biz doğru olandan sapan arkadaşlarımızı görüyoruz. Ancak serbest piyasa ekonomisi var. Bu konuda bizlere düşen görev, eğitim vererek insanların dogru ve yanlışı ayırt etmelerini sağlamaktır." - İstanbul