İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlarla ilgili, "Operasyonlar esnasında hiçbir mülkiyet bilerek ve gereksiz yere yıkılmamış, terörist unsurlarca kullanılan, tuzaklama yapılan veya tünellerle başka evlere bağlanan ikametler teröristlerin ve tuzaklamaların temizlenmesi amacıyla kullanılmıştır. Hiçbir sivil vatandaşın şahsi eşyası gasp edilmemiştir." ifadesi kullanıldı.
Bakanlık, Uluslararası Af Örgütü'nün 6 Aralık 2016 tarihli "Yerinden edilenler ve mülksüzleştirilenler: Sur sakinlerinin evlerine dönme hakkı" başlıklı raporuna ilişkin basın açıklaması yaptı.
Vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak için ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının, sürekli gözden geçirildiği ve şartlara göre gerektiğinde kaldırıldığı belirtilen açıklamada, terörle mücadele operasyonlarında ilerlemeler kaydedildiğinde, bu tedbirin uygulanmasının önemli ölçüde azaltıldığı ifade edildi.
Sivillerin hiçbir zaman kanunsuz bir uygulamaya maruz kalmadığı, sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı yerlerde her türlü ihtiyaçlarının karşılandığı kaydedilen açıklamada, terörist faaliyetler sonucu ciddi hasarların oluştuğu konut ve işyerlerinde hasar tespiti yapılması amacıyla, ilgili valiliklerin talebi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ekipler görevlendirildiği, bu ekiplerin çalışmalar yaptığı anlatıldı.
Terör eylemleri veya terörle mücadele operasyonları nedeniyle zarar gören kişilere, devlet tarafından tazminat ödendiği belirtilen açıklamada, 2004'ten bugüne kadar zarar tespit komisyonlarına toplam 405 bin 453 başvuru yapıldığı, bunlardan 211 bin 31'ine toplam 3 milyon 731 bin 916 lira 332 kuruş ödendiği ifade edildi.
Açıklamada, Diyarbakır Valiliğince, Sur ilçesindeki terör olaylarında zarar gören 603 esnafa 2 milyon 917 bin 497 lira, bin 730 vatandaşa ise 2 milyon 873 bin 489 lira nakdi ödeme yapıldığı belirtildi.
Bölgedeki çatışmalar sırasında, halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak ve sağlık hizmetlerini kesintisiz olarak sağlamak için gerekli önlemlerin alındığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"155 Polis İmdat, ambulans çağırmak veya yiyecek istemek için faal olarak kullanılmıştır. Bombalı tuzaklar, hendek ve barikatlara rağmen 112 Acil Yardım Çağrı Merkezi faaliyetlerini kesintisiz sürdürmüştür. Binalarda saklanan PKK'lı teröristlerin ateş etmeleri ve bombalı saldırılarda bulunmalarına rağmen günlük ihtiyaçların dağıtımı ile elektrik ve su hizmetleri kesintisiz bir şekilde sağlanmıştır. Sokağa çıkma yasağı süresince ihtiyaçların karşılanması amacıyla açılan eczane, süpermarket ve fırınlardan ihtiyacını karşılayan sivil halk sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle herhangi bir cezai yaptırıma maruz kalmamıştır. Sivil halkın sağlık, eğitim gibi en temel kamu hizmetlerini dahi almasını engellemeye yönelik olarak ambulanslara, hastanelere, okullara saldıran PKK terör örgütü, tüm bu terör eylemlerinin sorumluluğundan kaçabilmek için yoğun bir propaganda faaliyeti yürütmektedir."
"Telafi eğitimi için düzenleme"
Terör örgütünün açmış olduğu hendeklerin can güvenliği riski oluşturması nedeniyle, bölgede yaşayan halkın dışarıya çıkamadığı veya bulundukları yerlerden bir süreliğine ayrılmak durumunda kaldığı belirtilen açıklamada, ailelerin gündelik hayatlarının durma noktasına gelmesi nedeniyle psikolojik olumsuzlukların yaşandığına dikkat çekildi.
Bireylerin, terörün yol açtığı endişenin beraberinde hendeklerin, tuzaklanmış patlayıcıların oluşturduğu risk nedeniyle işlerine gidemediği, ekonomik açıdan kayıplar yaşadığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Sokağa çıkma yasağı uygulanan yerleşim birimlerinde, halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması ve özellikle sağlık hizmetlerinden yararlanılması için her türlü tedbir alınmıştır. Çatışma bölgelerine daha hızlı müdahale edilebilmesini teminen, Sur başta olmak üzere sokağa çıkma yasağı uygulanan ilçelerimize zırhlı ambulans araçları tahsis edilmiştir. Bu araçlar sayesinde çatışma bölgesindeki yaralılar zamanında alınarak yerinde tedavi edilmiş veya hastaneye nakilleri gerçekleştirilmiştir. Basın yayın organlarına da yansıdığı üzere terör örgütünce bölgedeki pek çok eğitim kurumu hedef alınmıştır. Bu nedenle, terör eylemlerinden zarar gören eğitim kurumlarının tamirat ve tadilatına başlanmış olup, sokağa çıkma yasağı sebebiyle eğitimin aksadığı yerlerde telafi eğitimlerinin gerçekleştirilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmıştır."
Açıklamada, telafi eğitimleri kapsamındaki öğrencilerin sağlık taramasından geçirildiği, bu öğrencilere nakdi yardımın yanı sıra, giyim ve öz bakım malzemeleri verildiği, kaynak kitap ve kırtasiye temin edildiği, her türlü barınma ihtiyaçlarının karşılandığı aktarıldı.
"Suriçi'nde bin 129 bina tamamen yıkıldı"
Terörden zarar gören vatandaşların mağduriyetlerini gidermek amacıyla, göç etmek zorunda kalan ailelere kira yardımı yapılması da dahil olmak üzere, sosyal ve ekonomik alanda destekleyici tedbirler alındığı belirtilen açıklamada, göç eden ailelerin gittikleri yerlerde de izlenerek, aldıkları sosyal ve ekonomik yardımların devamlılığını sağlayacak adımların atıldığı anlatıldı.
Bölücü terör örgütünce yapılan eylemler nedeniyle bölgede pek çok yapının hasar gördüğü, kültürel miras niteliğindeki birçok tarihi yapının tahrip olduğu, hatta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı ifade edilen açıklamada, bu durumun tarihi doku üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra can ve mal kaybına yol açma riskini artırdığına dikkat çekildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Yaşanan terör olayları sonucu Suriçi bölgesinde bin 129 adet bina tamamen yıkılmış, bin 269 adet bina az hasar almıştır. Bununla birlikte 626 adet tescilli veya korunmaya değer yapı da hasar görmüştür. Bu rakamlar Suriçi'nde hasarın ve riskin boyutunun ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir. Diyarbakır Sur ilçesinde, 2016 yılında, 31 adet taşınmaz malikleri ile anlaşma tutanağı imzalanarak, 21 adet taşınmaz satın alma yolu ile, 398 adet taşınmaz (gecekondu dönüşüm projesi) acele kamulaştırma yolu ile kamulaştırılarak tescil edilmiştir. 68 adet taşınmaz hakkında hukuk mahkemeleri tarafından kamulaştırma kararı verilmiş olup, bu kararlar taşınmaz üzerine şerh edilmiş, ancak tescil işlemi yapılmamıştır. 2015 yılında toplam 12 adet taşınmazda kamulaştırma işlemi yapılmıştır. Sur'un yüzde 98'inin istimlak edildiği yönünde raporda yer alan bilgi tamamen asılsızdır."
Açıklamada, vatandaşların mağduriyetinin giderilmesi ve düzenli bir yaşama geçebilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığının açtığı ofisler aracılığıyla görüşmeler yapıldığı bildirildi.
"Ağır ithamlar kabul edilemez"
Suriçi bölgesinde yaşayan vatandaşların bir kısmının tapu sahibi olmasına rağmen, bir kısmının hak sahipliğini kanıtlayıcı belgesinin bulunmadığına dikkat çekilen açıklamada, bu duruma rağmen her iki grubun da malik olarak değerlendirildiği belirtildi.
"Devletin, kişilerin yerinden edilmesi politikası bulunduğu" yönündeki ağır ithamların kabul edilemez olduğu vurgulanan açıklamada, vatandaşlara Sur ilçesine geri dönüşleri için olanaklar sunulduğu ifade edildi.
Çatışma sürecinde zarar gören altyapının onarılması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ihale yapıldığı, üstyapı ve yol çalışmalarının devam ettiği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Özel mülkiyete gayrimeşru şekilde güvenlik güçlerince el konulduğu iddiaları örgüte müzahir kesimlerce maksatlı olarak yapılmış iddialardan ibaret olmakla birlikte teröristlerce üs olarak kullanılan, tuzaklama yapılarak boşaltılan ikametlere tuzaklamaların temizlenmesi esnasında sadece girilerek müdahale edilmiştir. Operasyonlar esnasında hiçbir mülkiyet bilerek ve gereksiz yere yıkılmamış, terörist unsurlarca kullanılan, tuzaklama yapılan veya tünellerle başka evlere bağlanan ikametler teröristlerin ve tuzaklamaların temizlenmesi amacıyla kullanılmıştır. Hiçbir sivil vatandaşın şahsi eşyası gasp edilmemiştir."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › İçişleri Bakanlığından 'Uluslararası Af Örgütü Raporu' Açıklaması (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?