İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "Anayasaya Aykırılık" İddiasıyla İlgili Kararı - Son Dakika
Güncel

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "Anayasaya Aykırılık" İddiasıyla İlgili Kararı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararından: ''TBMM'nin mahkemelerin kapatılması şeklinde yapılan yasal düzenleme HSYK'ya verilen yetkinin gaspı niteliğindedir.

10.03.2014 18:47

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "Anayasaya aykırılık" iddiasıyla ilgili kararında, "TBMM'nin mahkemelerin kapatılması şeklinde yapılan yasal düzenleme HSYK'ya verilen yetkinin gaspı niteliğindedir. Kanunun uygulanmasının istenilmesi Anayasanın 137. maddesinin 1. fıkrasına göre kanuna aykırı emir niteliğindedir" ifadelerine yer verildi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, basın mensuplarına dağıttığı, Anayasanın 152. maddesi uyarınca "Anayasaya Aykırılık" iddiasıyla ilgili gerekçeli değişik iş kararında, Ergenekon davası sanığı eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'la ilgili Anayasa Mahkemesi'nin kararına değindi.

Mahkeme, İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 7 Mart Cuma günkü yazısında Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer'in tahliye talebinden bahsederek, dosyaya ilişkin kısa karar ile tutuklanma yazısını istediğini, mahkeme tarafından aynı tarihte verilen cevapta, tahliye talebi konusunda kendilerine de başvuru yapıldığı, istenilen belgelerin gönderilemediği ve karar verildiği zaman bildirileceğinin belirtildiği aktarıldı.

Dosya içeriği gönderilmeden ve incelenmeden, tutukluluğun devamını gerektiren hususlar değerlendirilmeden Başbuğ hakkında tahliye kararı verildiği savunulan kararda, mahkemelerin görev tanımları anlatılarak, şunlar kaydedildi:

"Yasa koyucunun iradesinin artık Terörle Mücadele Mahkemelerinin olmaması olduğu düşünülse bile, suç yeri İstanbul olan dosyaların, özellikle gerekçesinin yazım aşaması süren mahkememizin dosyasının, başka mahkemeye devri söz konusu olmayacağından, bu dosya ile ilgili olarak mahkememizin yargı yetkisinin halen devam ettiği sonucuna varılmıştır. Bu sebeplerle koruma tedbirleri hakkında mahkememizin yargı yetkisi halen devam etmekte olup, nöbetçi mahkemelerin bu konuda karar vermesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir."

Mahkeme heyeti kararda, 6526 sayılı yasa ve Terörle Mücadele Kanununa eklenen geçici 14. maddenin 5. fıkrasında, halen yargılaması devam eden ve kovuşturma süreci tamamlanmamış davalarla ilgili hususlarda, dosyaların devir işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, devredilen dosyalara ilişkin koruma tedbirleriyle ilgili karar vermeye, mahkemelerin bulunduğu yer hakim ve mahkemelerinin yetkili olduğunu vurguladı.

Mahkemelerin kuruluşu görevinin Anayasanın 142. maddesi uyarınca TBMM tarafından verilmiş bir görev iken Anayasanın 159/8. maddesi uyarınca bir mahkemenin kaldırılması görevinin ise Adalet Bakanlığı'nın "bir mahkemenin kaldırılması teklifi" ile bağımsız Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından karar verilebileceğinin düzenlendiği belirtilen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararında, "TBMM'nin mahkemelerin kapatılması şeklinde yapılan yasal düzenleme HSYK'ya verilen yetkinin gaspı niteliğindedir. Kanunun uygulanmasının istenilmesi Anayasanın 137. maddesinin 1. fıkrasına göre kanuna aykırı emir niteliğindedir" ifadelerine yer verildi.

Mahkemenin Anayasanın 152. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi'ne "Anayasaya aykırılık" başvurusunda bulunduğu bildirilen kararda, kuvvetler ayrılığı prensibine göre, TBMM'nin 6526 sayılı yasanın 1. maddesi ile yaptığı kanuni düzenlemeyle mahkemenin kaldırılamayacağının değerlendirildiği, görev yapan hakimlerin yetkilerinin de aynı şekilde bağımsız HSYK tarafından değerlendirilmesinin gerektiği, bu sebeple mahkemenin koruma tedbirleri konusunda yetki ve görevinin devam ettiği şeklinde değerlendirme yapıldığı anlatıldı.

Mahkemenin yaptığı değerlendirmelerin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın benimsediği güçler ayrılığı prensibinin bir yansıması olduğu savunulan kararda, 1982 Anayasası'nın 138. maddesine de uygun olduğunun görüldüğü kaydedildi.

Kararda, 1982 Anayasasının 159. maddesinin 8. fıkrasında, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesinin, adli ve idari yargı hakim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme yüksek ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapma konusundaki karar verme yetkisinin HSYK'ya verildiği ifade edildi.

Kararda, hiçbir kurum veya kişinin, Anayasanın tanıdığı bu yetkiyi aynı nitelikte bir norm ile değiştirmedikçe kullanamayacağı, Anayasanın 159. maddesinin 8. fıkrasını kaldırır nitelikte olan yasal düzenlemenin, Anayasanın 175. maddesi kapsamında değiştirilmesi için gerekli olan sayısal çoğunluk sağlanarak Anayasal değişiklik yapmak yerine yasa ile bu konuda değişiklik yapılmasının doğal hakim ilkesine ve yargının bağımsızlığını düzenleyen Anayasanın 138. maddesine aykırı olduğu öne sürüldü.

Kararda, "Yeni yürürlüğe giren yasanın TBMM tarafından kabul edilip Cumhurbaşkanı tarafından onaylandığını bu durumda özel yetkili mahkemelerin TBMM tarafından kaldırıldığının ortada olduğu ve bunun da Anayasaya aykırılık teşkil ettiği" görüşü dile getirildi. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ile bu mahkemelerde görevli hakim ve savcıların da bir anlamda azledildikleri kaydedilen kararda, bunun görevli hakim ve savcıların da TBMM tarafından azledildikleri anlamına geldiği ve Anayasaya aykırılık durumu teşkil ettiği savunuldu.

"Ergenekon" davasında 15 günlük makul sürenin de gerekçeli karar yazılması için yeterli bir süre olmadığı" bildirilen kararda, bu durumlarla ilgili olarak Anayasa Mahkemesine başvurma kararı alındığı belirtildi. - İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 'Anayasaya Aykırılık' İddiasıyla İlgili Kararı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement