Anadolu cumhuriyet Başsavcılığı tarafından darbe girişimine ilişkin haklarında başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan eski HSYK 1. Daire Başkanı ve Anadolu İş Mahkemesi Hakimi olan İbrahim Okur'un aralarında bulunduğu 19 hakim ve savcının tutuklanma gerekçeleri ortaya çıktı.
"HİÇBİR BAĞLANTIM YOKTUR"
Anadolu Sulh Ceza Hakimliği'nde ifadesi alınan ve tutuklanan şüphelilerden İbrahim Okur'un sorgusunda, "Söz konusu FETÖ örgütüne üyeliğim ya da herhangi bir yardımım söz konusu değildir. 15 Temmuz'da meydana gelen olaylar ile uzaktan yakından herhangi bir ilgim yoktur. Olayın olduğu andan itibaren sosyal paylaşım sitesinden darbeye karşı paylaşımlarım da mevcuttur" dediği öğrenildi.
"DARBENİN YAPILDIĞI SAATLERDE OKEY OYNAMAKTAYDIM"
Tutuklanan savcılardan Ahmet Erdik'in ise, "Darbenin yapıldığı saatlerde adliye lojmanlarında, lokalde savcılarla beraber okey oynamaktaydım. Gerekirse savcı beylerinde şahit olarak dinlenmelerini istiyorum. Her hakim savcı gibi ben de meslektaşlarımın her hangi bir gruba ya da örgüte üye olup olmadığını bilemediğimden görüşmem kadar olağan bir şey olamaz. Görüşmek suçsa bir diyeceğim yoktur" diye konuştuğu öğrenildi.
"HER AN YENİ DARBE GİRİŞİMİNDE BULUNULMASININ MUHTEMEL OLDUĞU..."
Anadolu 1. Sulh Ceza Hakimliği kararında, 15 Temmuz tarihinde Türk silahlı Kuvvetleri bünyesinde görev yapan silahlı FETÖ/PDY terör örgütü mensubu olan bir kısım askerlerin Türkiye Cumhuriyeti Hükumeti'ne ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na yönelik darbe girişiminde bulundukları kaydedildi.
Kararda, "Sevk edilen şüphelilerin her ne kadar Hakimlik ve Savcılık mesleğini yapıyor olsalar da, silahlı terör örgütü olan FETÖ/PDY üyesi oldukları, örgüt üyeliği bilinç ve kastı ile örgütün diğer mensupları devletin tüm silah imkanlarını kullanan askerler tarafından yapılan darbe girişimine fikir ve eylem birliği olarak katıldıkları, ayrıca ülkemizde halen darbe tehlikesinin henüz ortadan kalkmadığı, her an yeni darbe girişimlerinde bulunulmasının muhtemel olduğu, şüphelilerin önceki darbe girişimine verdikleri fikir ve eylem desteği gibi yeni darbe girişiminde bulunulması halinde aynı şekilde yeni girişimlere de destek verme ihtimallerinin oldukça yüksek olduğu, ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verilmesi kamu adına talep edildi" denildi.
"DEVLET KADEMELERİNDE ETKİN POZİSYONLARA GELDİKLERİ"
Şüphelilerin görevleri sırasında işlemiş oldukları suçlarla ilgili ihbarların geldiği anlatılan kararda, "Sistematik olarak yıllardır, ekonomik, sosyal, siyasal ve hukuksal alanlarda devlet kademelerinde etkin pozisyonlara geldikleri, toplum tarafından da bunun bilinen tartışılmaz gerçek olduğu, var olduğu kesin olan şeyin ispata muhtaç olmadığı, 1980 ve 28 Şubat darbeleri ile bu FETÖ yapılanmasının önünün bilinçli olarak açıldığı kanaatine varılmıştır" cümleleri kullanılmıştır.
"KALBİNİ ESİR ALABİLECEK KADAR DERİN ÇALIŞMALAR YAPTIKLARI"
Kararda, "Bu darbelerden bu yapının hep güçlenerek çıktığı, bu darbeler arasında F.G.'nin danışıklı olarak saklandığı, örgüt üyelerine mağdur rolü oynayarak 12 Eylül darbesinde İzmir Kaynaklar yolu üzerindeki yola yakın yerlerde saklanıyormuş gibi rollere büründüğü, vatanını ve milletini seven Türk Gençliği'nin yasaya ve hukuka uygun olan ekonomik ve sosyal, kültürel yapılanmalara yönelmeleri engellenerek, özellikle Türk Gençliği'nin ve Türk Milleti'nin bu yapının sistemine kanalize edilerek aklı ve kalbini esir alabilecek kadar derin çalışmalar yaptıkları, bunun Türk Milleti'ni hedef aldığı kanaatine varılmıştır" denildi.
"KANSER HÜCRESİ GİBİ BİR YAPILANMA"
Kararda, "15 Temmuz olaylarının, 17/25 Aralık, 7 Şubat ve MİT TIR'ları olaylarında açıkça ortaya çıktığı, güçlü bir yapı olması ve uluslararası destek bulması nedeniyle Türk Milletinin bugüne kadar sabır göstererek bu yapıdan kurtulma fırsatını 15 Temmuz tarihinde yakaladığı, kanser hücresi gibi bir yapılanmayla Türk Devleti'ni ve Türk Milleti'ni hasta ve tepki veremez kontrol altında tutmaya, maddi ve manevi olarak sömürmeye dönük bir yapı olduğu, bu örgüte ait birçok firma ve kuruluşun logo ve amblemlerinde dahi bunun bariz olarak görüldüğü kanaatine varılmıştır" denilerek "Kimse Yok mu" ve "Sızıntı" gibi şirketlerinde Yahudi sembollerinin kullanıldığı anlatıldı.
"TÜRK MİLLETİNİN KİŞİLİĞİ İLE DARBENİN ENGELLENDİĞİ"
Örgütün kontrol altına almaya çalıştıkları kişi ya da şahısları pasifize ettiği belirtilen kararda, "Dine hizmet adı altında faaliyet gösterip buradan elde edilen gelirlerin yıllardır yurt dışına aktarıldığı, Türk Milleti'nin alın teri olan birikimlerinin yurt dışında kimler tarafından kullanıldığının bilinmediği, bu yapının AB, ABD ve Ortadoğu'da birtakım istihbarat güçleri ile kontrol altında tutulduğu, bazılarının ibadete düşkün iken bir anda namazını kılmayarak ve içki içerek sözde ülkücü ve sosyal demokrat kisvesi altında tedbir dedikleri yöntemlerle gizlendikleri, sonuç olarak çok iyi hazırlanmış silah kullanmadan devleti ele geçirebilecek bir yapı kurulduğu, 17/25 Aralık hukuk darbesi ile bu başarılamayınca kendilerine yönelik tasfiye çalışmalarından da haberleri olduğundan bu sefer içinde bulundukları TSK'yı kullanarak silah zoruyla bunu başarmaya çalıştıkları, ancak her şeyin farkında olan aziz Türk Milleti'nin irfan ve basiret sahibi kişiliği ile bu darbenin engellendiği kanaatine varılmıştır" cümleleri kullanıldı.
"HSYK'YI ELE GEÇİREREK..."
Tutuklamaya sevk edilen şüpheliler ile örgüt arasındaki ilişki bağının kurulduğu ifade edilen kararda, "Yıllardır organize bir şekilde kendilerinden olmayan kamu çalışanlarının Emniyet Müdürlüğü, askeriye, tıbbiye, mülkiye ve adliye gibi kurumlarda binlercesinin sicilleri bozularak terfi ettirilmediği veya memurluktan atıldığı, bunlar yapılırken hiçbir hukuk kuralı tanınmadığı, kendilerine olan güvenin 12 Eylül 2010 tarihindeki referandumla HSYK'yı da ele geçirerek kendilerine olan güvenin aşırı boyutlara çıkmasıyla rahat hareket etmeye başladıkları kanaatine varılmıştır" denildi.
"DEVLET VE MİLLETİN SALDIRIYLA KARŞI KARŞIYA OLMASI NEDENİYLE"
Mahkeme şüphelilerin tutuklanmasına ilişkin kararında, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milleti'nin açık bir saldırıyla karşı karşıya olması nedeniyle de şüphelilerin bu aşamada tedbir maiyetinde tutuklanmalarında hukuki yarar olduğu, yaşanan olayın vahameti de dikkate alındığında hakimliğimizde oluşan şüphenin haklı ve makul olduğu, kaçma ve delilleri karartma şüphesi altında oldukları kanaatine varılmıştır" cümleleri kullanıldı. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › İşte Hakim ve Savcıların Tutuklanma Gerekçeleri - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?