Ağrı ile kendini gösteren ve omurgayı etkileyen romatizmal hastalık "Ankilozan Spondilit", belirtileri nedeniyle genellikle bel fıtığı ile karıştırılabiliyor. Bu hastaların yaklaşık %30'u bel fıtığı tanısı alıyor ve yıllarca bu hastalık özelinde tedaviler ile hasta zaman kaybedebiliyor. Hastalığın tanısı, altta yatan ve belirtilere yol açan neden tam olarak belirlenemediğinde, ortalama 8 yıl gibi bir süre gecikebiliyor.
Erkeklerde daha sık görülüyor
'Ankilozan spondilit', kadınlara oranla erkeklerde yaklaşık 3 kat daha fazla görülür ve genellikle 20'li yaşlardan sonra ortaya çıkar. Hastalara doğru ve yeterli tedavi uygulanmadığı takdirde sorun ilerlemeye devam eder ve ağrı giderek artış gösterir. Bu durum hastaları psikolojik ve sosyal yönden olumsuz etkilemekte, yaşam kalitesini düşürmektedir.
Bel fıtığı ağrısı ile karıştırılmamalı
Bel kısmında belirgin bir ağrı olmaksızın, kalçanın bazen tek bazen de iki tarafında ortaya çıkan 'Ankilozan Spondilit', bel fıtığındaki ağrıdan farklı olarak dinlenme ile azalma göstermemekte aksine daha da artmaktadır. Özellikle 40 yaş öncesi hastalarda, sabahları uyandıktan ya da uzun istirahatten sonra belde 1 saatten fazla süren tutulma varsa ve bu tutulma egzersizle azalıyorsa, hastanın bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına başvurması önemlidir.
Fizik tedavi ve ilaç tedavisi aynı anda uygulanmalıdır
Tedavide temel amaç ağrının azaltılması, vücut pozisyonunun ve eklem hareketliliğinin korunmasıdır. Başarı şansının artması için de egzersizlerin, fizik tedavinin ve ilaç tedavisinin birlikte uygulanması gerekir. Sürekli ve düzenli yapılan egzersizlerle omurga hareketlerinin korunması amaçlanır. İlaç tedavisinde klasik ilaçlar ve yeni geliştirilen biyolojik ilaçlar kullanılır. Klasik ilaçların başında iltihap mekanizmasını baskılayan ağrı kesiciler ön plandadır. Bu ilaçlar ağrı gidermeye ve hastaların sabah rahat bir şekilde uyanmalarına katkı sunmaktadır.
Tedavi planına dikkatle uyulmalı
'Ankilozan Spondilit' hastalığının tanısının gecikmesi ya da doğru tedavi seçeneklerinin uygulanmaması durumunda hastanın omurgasında kamburlaşma oluşabilir. Bu durum estetik olmayan bir görünümün yanı sıra hastanın günlük yaşam aktivitelerini yerine getirirken zorlanmasına ve yaşam kalitesinin olumsuz etkilenmesine yol açar. Bu nedenle doktor önerisi ile ilaçların düzenli olarak kullanılması ve egzersizlere re rutin düzende devam edilmesi ile birçok sorunun önüne geçilmiş olur.
Günlük yaşam kurallarını önemseyin!
Akciğer kapasitesinin artırılması için, tüm hareketler solunum egzersizleriyle birlikte yapılmalıdır.
Yatak rahatsız etmeyecek kadar sert, gömülmeyecek kadar yumuşak ve yastık kalınlığı boyun boşluğunu dolduracak şekilde olmalıdır.
Farklı ısı uygulamaları, ağrı ve sertliğin azaltılmasında etkilidir.
Hareket yeteneklerinin daha da azalmasına neden olacağından korse kullanılmaması önerilir.
Düzenli beslenilmeli ve her hastalığın tetikleyicisi olan sigaradan uzak durulmalıdır.
Uzun süre ayni pozisyonda kalmamaya ve vücudun sürekli dik pozisyonda tutmaya özen gösterilmelidir.
Hasta, günde 20 dakika sırt üstü ya da yüzükoyun düz bir şekilde yatılmalıdır. Bacaklar karna çekili şekilde yatmaktan kaçınılmalıdır.
Son Dakika › Güncel › Kalçanızdaki ağrı dinlenmeyle geçmiyorsa - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?