Köye Geri Dönüş Komisyonu Kuruldu

Diyarbakır'da bazı sivil toplum örgütleri çözüm süreci ile birlikte köye dönüş komisyonu kurdu.

Diyarbakır'da aralarında Baro, İHD, Tabipler Odası ve Göç-Der'in de bulunduğu sivil toplum örgütleri çözüm süreci ve silahları susmasının ardından köye dönüş komisyonu oluşturdu. İHD Diyarbakır Şube binasında komisyonun görevlerini Amed Göç-Der adına avukat Semra Baylan yaptı. Kürt sorununun çözümünde son dönemdeki gelişmeleri memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen Baylan, geçmiş yıllardaki çatışmalı süreçte yaklaşık 4 bin yerleşim biriminin boşaltıldığını belirtti. Baylan, milyonlarca kişinin yerinden, yurdundan edildiğini belirterek, şöyle dedi

Normalleşme süreciyle birlikte yerinden edilen nüfusun büyük bir kısmı kendi ilçelerine, köy ve mezralarına dönmek istemektedir. Hiç kuşkusuz bu istek temel bir insan hakkı olmanın yanı sıra, bu olanağın sağlanması aynı zamanda ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan da bir çok problemin kısmen de olsa aşılmasına vesile olacaktır. Dolayısıyla devletin yerinden edilen bu yurttaşların kendi habitatlarına dönmesini sağlaması, en azından kolaylaştırması büyük önem arz etmektedir.

Avukat Baylan, devlet yetkililerin önemli önlemleri hemen alması gerektiğini belirterek bu önlemleri şöyle anlattı

Öteden beri devam eden çatışmalar nedeniyle gerek örgüt, gerekse güvenlik güçleri tarafından boşaltılan yerleşim yerlerine yakın çok sayıda mayın döşendiği bilinmektedir. Çatışmalar sırasında patlamayan ve büyük risk oluşturan savaş artığı mayınların ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu anlamda ordu mensupları tarafından döşenen mayınların haritaları derhal kamuoyuna açıklanmalı, vakit geçirmeksizin bu mayınlar etkisiz hale getirilmelidir. Aynı şekilde örgüt mensupları tarafından döşenen mayınların da varsa haritaları derhal kamuoyun açıklanmalıdır. Eğer harita yoksa bilinen mayınlı alanlar örgüt tarafından kamuoyuna açıklanarak, kamu makamları da bu uyarılar çerçevesinde gerekli tedbirleri almalıdır. Koruculuk sistemi dönüşler önünde önemli engeli oluşturmaktadır. Suç karneleri oldukça kabarık olan bu sistem lav edilmesi, silahlarının geri alınması bir zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır. Köy yakma ve boşaltma vakalarının ağırlıklı olarak 90'lı yılların ilk yarısında gerçekleştiği düşünüldüğünde, yaklaşık 20 yıllık bir süre boyunca bu yerleşim birimlerinin insan insansız olduğu gerçeği karşımıza çıkımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla bu köyle de elektrik, su, yol, okul, ve sağlık ocakları bulunmamaktadır. Bu standartlar asgari düzeyde de olsa sağlanmadığı sürece yerinden edilen nüfusun kalıcı olarak yerlerine dönmesi beklenemez. Bu çerçevede bu gibi sorunlar bir an önce çözülmezli, KÖYDES projelerinde boşaltılan yerleşim yerlerine pozitif ayrımcılık tanınmalıdır. Bizler bu süreçte bizler vatandaşların sağlıklı koşullar oluşturularak köye geri dönüşlerinin takipçisi olacağız.