Küresel Piyasalardaki Dalgalanmanın İstihdam

25. Avrupa İnsan Yönetimi Konferansı'na küresel piyasalardaki dalgalanmanın istihdam ve insan kaynakları stratejilerine etkisi damgasını vurdu

Türkiye Personel Yönetimi Derneği (PERYÖN) ev sahipliğinde, "Yakınsama: İnsan Yönetiminin Kolaylaştırıcı Rolü" ana teması ile bugün (29 Eylül 2011) başlayan 25. Avrupa İnsan Yönetimi Konferansı'nda da küresel piyasalardaki dalgalanmanın insan kaynaklarına etkisi gündemin ilk sırasına oturdu. Konferansın açılış konuşmacısı Avrupa İnsan Yönetimi Derneği Başkanı (EAPD), Duurstede Groep Kurucu ve Başkanı Pieter Haen, yangın yerine dönen Dünya piyasalarında gelecekte sakinleşme yaşansa da, bu sürecin istihdama olacak etkisinin insan kaynakları yöneticilerinin en önemli konularının başında geldiğini söyledi.

Türkiye Personel Yönetimi Derneği (PERYÖN) önderliğinde düzenlenen 25. Avrupa İnsan Yönetimi Konferansı, The Stage Of Dreams'in görkemli dans performansı ile Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi'nde bugün başladı.

İngiltere, Fransa, İtalya, Avusturya, Almanya, Hollanda, Yunanistan başta olmak üzere 30'u Avrupa'dan olmak üzere 42 ülkeden sektör liderlerinin katılımıyla gerçekleştirilen 25. Avrupa İnsan Yönetimi Konferansı'nın açılış konuşmasını yapan PERYÖN Yönetim Kurulu Başkanı Selen Kocabaş, ülkelerin, sektörlerin, şirketlerin birbirlerine yaklaştığı, görev tanımlarının birbirine karıştığı, iş yapmanın zorlaştığı günümüzde, insan kaynaklarının katölizör yönünün altını çizdi.

Konferansın açılış konuşmacısı olan Cem Boyner ise, "Ben Bir Fikir Satıcısıyım" başlıklı oturumda katılımcılarla fikirleri satmanın kendi tanımladığı 6 kuralını hikayeleriyle anlattı. Türkiye'nin en büyük gıda-dışı perakende operatörünün CEO'su Cem Boyner ilk kuralın dinleyicinin dikkatini çekebilmek olduğunu söyledi. Yoğun enformasyonun, mobil iletişimin, dikkati çalacak birçok unsurun arasında, fikirleri aktarmanın zorluğundan bahsetti. Tüketiciyi, dinleyiciyi yakalayabilmek için sadece 3-4 saniye zamanın olduğunu belirten Cem Boyner, "fikirleri aktarırken karşıdakilerin heyecanlanması için duygusal boyutun da yakalanması gerektiğini ekledi.

İki bine yakın katılımcının ilgiyle dinlediği Cem Boyner, "Bazen projelerimizi mükemmel olduğundan emin olduğumuz için satamayabilirsiniz. Harika projelerin kendi kendini satacağından çok fazla emin olmak, o projenin sahipsiz kalmasına neden olabilir." dedi.

Cem Boyner: "Fikirlerimizi, heyecanlarımızı satabildiğimiz kadar varız."

"Olağanüstü bir teklifi, olağanüstü fikirleri kendinizden çok emin olduğunuz için küçük bir hata ile mahvedebilirsiniz. Kısacası 'Asla Emin Olmayın!' diyerek bu konunun önemine dikkat çekmek istiyorum." diyen Boyner, meslek hayatı boyunca yaşadığı deneyimlerle önerilerini destekledi.

Son olarak "Şampiyonları, takipçileri uçurur!" diyerek, yöneticilerin takipçilerinin liderleri öne çıkardığını ve dolayısıyla daha önemli olduklarının altını çizdi.

EAPM Başkanı Pieter Haen ise açılış konuşmasında, konferansın uluslararası piyasalarda başlayan dalgalanmanın çalışma hayatına olacak etkisi ve insan kaynakları yöneticilerinin gelecek dönemde önem vermesi gereken stratejilerin konuşulması için büyük bir fırsat olduğunu söyleyerek başladı.

Haen,"yangın yerine dönen" diyerek altını çizdiği uluslararası piyasalardaki dalgalanmanın işgücü piyasasında da büyük bir etki yaratacağı uyarısında bulundu. İnsan kaynakları yöneticilerinin bu yaşanan dalgalanmanın istihdam ve şirket çalışanlarına etkisi konusunda çalışmalar yapmaları gerektiğini söyleyen Haen, ayrıca gelecek dönemde Dünya'daki yeni istihdam politikalarının da iyi belirlenmesi gerektiğini söyledi.

Avrupa'nın 2030 yılına gelindiğinde, büyümesini sürdürmesi için 45 bin yeni istihdama ihtiyacı olacağını, ancak mevcut nüfus artışının bu olanağı sağlamadığını belirten Haen, insan kaynaklarının artık küreselleşen Dünya'da farklı demokratif yapıdaki çalışanları ve yetenekleri nasıl şirketlere getireceği yönünde çalışma yapmaları gerektiğini belirtti.

25. Avrupa İnsan Yönetimi Konferansı, sektör liderlerini buluşturdu

Ana konsepti "Yakınsama: İnsan Yönetiminin Kolaylaştırıcı Rolü" olarak belirlenen 25. Avrupa İnsan Yönetimi Konferansı'na 29 Eylül 2011 Perşembe günü gerçekleştirilen "Küresel Göçebe İşgücü", "Beslenme Çantası Oturumları", "İnsan Yönetiminde Büyük Değişim Çağı: HR 2.0 Uygulamaları"oturumlarının yanı sıra, "Türkiye'nin Yeni Anayasasında Çalışma Hayatı Nasıl Düzenlenmeli" oturumu oldukça ilgi çekti.

İstanbul, Küresel Göçebelerin Tercih Ettiği Şehirlerden Biri

25. Avrupa İnsan Yönetimi Konferansında "Küresel Göçebe İşgücü" adlı oturumda konuşan Mercer Yönetici Ortağı ve Orta Doğu Yetenek Yönetimi Lideri Jım Matthewman ve Mercer Yönetici Ortağı Sibel Yücesan, Türkiye'deki küresel göçebelerden ve Türkiye'yi tercih eden küresel göçebelerden bahsetti.

Bir ülkeden diğer bir ülkeye sürekli göç eden ve 5-10 yıl boyunca aynı firma veya farklı bir firmada ülkeler arası iş değişikliği yapan kişilerin Küresel Göçebe olduğunu ifade eden Matthewman, çok uluslu bir şirketin %10'unu oluşturan bu ekibin, %90'dan daha etkili olduğunu ifade etti.

En çok küresel göçebe barındıran şehirlerden birinin İstanbul olduğunu belirten Matthewman, "Türkiye'deki 20'li yaşlardaki nüfusun fazlalığı bilgi akışını sağlıyor ve bu da Türkiye ekonomisini canlı tutuyor, buna paralel çok uluslu şirketlere Türkiye cazip geliyor" dedi.

Sibel Yücesan ise, Türk Küresel Göçebelerin en çok Batı Avrupa, Rusya ve Azerbaycan'ı tercih ettiğini söyledi.

Yeni Anayasa ve Çalışma Hayatı

Konferansın öğleden sonra en çok izleyici çeken oturumlarından biri de, Gazeteci Balçiçek İlter'in moderatörlüğünü yaptığı Türkiye'nin Yeni Anayasasında Çalışma Hayatı Nasıl Düzenlenmeli paneli oldu.

Sendika Yöneticisi Mustafa Paçal, anayasa ve yasalarda özellikle çalışanların sendika ve toplu sözleşme hakkına ilişkin hala AB'nin çok gerisinde bir noktada bulunulduğunu belirterek, "İnsan haklarında AB normlarında, çalışan haklarında Afganistan normlarında olamayız. Anayasada çalışma hayatı düzenlenirken bu standartlara dikkat edilmesi gerekiyor." dedi.

PERYÖN Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yiğit Oğuz Duman ise, yeni anayasa ve yasalar düzenlenirken, çalışma yaşamında devletin daha yalın olması gerektiğini, işçi, işverenin ve düzenleyici kurumların daha aktif ve yetkili olması gerektiği belirtti. Duman, çalışma hayatına ilişkin yasalar belirlenirken işçi ve işverenin yanı sıra taraf olan işçi ve işveren ile kamunun dışında tüm bu üçgende asıl aradaki yönetimi tanımlayan PERYÖN gibi kurumların varlığının çok önemli olduğunun altını çizdi.

Oturumda özellikle istihdamın arttırılması ve çalışma hayatında AB normlarına ulaşılması için devletin kayıt dışı istihdam konusunda yapması gerekenler tartışıldı.

Küresel Yetenek Yönetiminde Zorlukları Açmak oturumunun konuşmacısı Ahmet Esen, stratejik iş planıyla İK stratejisinin uyumlu olması gerektiğine dikkat çekerken, özellikle işveren gözünden şirketlerde performans ve yetenek açısından "yıldız" olabilecek çalışanların yetiştirilmesi konusuna değindi. "Mevcut işini küçümseyen şirketlerin büyüme şansı olmamalıdır" şeklindeki iddialı açıklamasıyla katılımcıların İK'da yetenek yönetiminde global boyut ve zorluklardan bahsetti.

Agah Uğur: "Önce mevcut sosyal sorumluluklara destek verin"

Avrupa Birliği Konseyi'nin 2011'i "Avrupa Gönüllü Faaliyetler" yılı ilan etmesi sebebiyle gündeme gelen özel sektörde kurumsal gönüllülük, 25. Avrupa İnsan Yönetimi Konferansı'nda ele alındı.

"Şirketlerinde Gönüllülükle Fark Yaratanlar" oturumunda konuşmacı olarak yer alan Borusan Grubu CEO'su ve ÖSGD (Özel Sektör Gönüllüleri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Agah Uğur, kurumlarda gönüllülük hareketini uzun vadeli kılmak için bireysel refleksin oluşmasının çok önemli olduğunu ifade etti. Üst yönetimin proje lideri olarak yer alması gönüllülük esasının oluşmasındaki en önemli kriterlerden biri olduğunu dile getiren Agah, "Şirketler olarak küçük sosyal sorumluluk projeleri yerine mevcut STK projelerine destek verirsek, topluma daha fazla katkıda bulunuruz" dedi.

Oturumun diğer konuşmacısı Bilim İlaç Genel Müdürü ve ÖSGD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Erhan Baş ise Türk insanının kısa süreli gönüllülük projelerinde çok başarılı olduğunu ekleyerek "Uzun süreli gönüllülük projelerinde motivasyon kaybına uğruyoruz. Bu projelerde liderlere büyük görev düşüyor" dedi.