MHP'den Ağrı Dağı'ndaki Törene Sert Tepki

Yeniçeri, TBMM'de basın toplantısı düzenledi ve dün Doğubayazıt'ta DBP, HDP ve Sivil Toplum Örgütleri, 1926-30 yılları arasındaki Ağrı Dağı isyanında yaşamını yitirenleri anmak amacıyla etkinlik düzenlediği programa tepki gösterdi. Çözüm sürecini eleştiren Yeniçeri, 'Çatışmasızlık, önce silahlı sonra silahsız olarak Türkiye sınırlarının dışına çekilme, ardından silah bırakma ve dağdakilerin sivil siyasi hayata dönüşü olarak demokratik çözüm diye bir proje Türkiye'ye pazarlandı. Çözüm sürecinin geldiği aşamayı Demirtaş'ın tekliflerinden çıkarmak mümkündür. 'Ulusal birlik sadece siyasi birlik olarak ifade edilmemeli ortak savunma kurumları oluşturulmalı, ortak savunma mekanizmaları kurulmalı. Gerekirse ortak ordulaşmaya kadar gidilmesi tartışılmalıdır' diyerek bir Kürt ordusu kurulmasından Demirtaş bahsediyor ve bu Kürt ordusunun komuta konseyinin de PKK'ya verilmesi gerektiğinden üstü kapalı söz ediyor. Demirtaş hızını alamamış olacak ki bir süre sonra da 'IŞİD barbarlığına karşı PKK savaşıyor, Türkiye PKK'ya silah yardımı yapsın' önerisini getirmiştir. Sözde 'Çözüm Süreci'nin başında müzakerenin PKK'nın silah bırakması için başlatıldığının iddia edildiği günlerden PKK'nın silahlandırılmasının talep edilmesi aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Demek ki bizim söylediklerimiz birer birer gerçekleşiyor. İktidarın söyledikleri de birer birer yalanlanıyor. Demek ki ortada bir demokratik çözüm diye bir şey yoktur. Ortada Güneydoğu'nun Türkiye'den çözülmesi süreci vardır. Ortada TSK'nın bölgeye hakimiyetini geri çekerek bölgede PKK'nın Kürk silahlı kuvvetleri haline çevrilerek bölgede hakimiyetini sağlanması vardır. Bunu anlamayanlar zeka, ahlak ve vatanseverlik duygusundan noksan olanlardır. Gelinen yer ortadadır. Çözüm süreci 'Güneydoğu'nun Türkiye'den çözülmesi sürecidir' derken biz aslında bu varılacak nihai hedefi ifade etmiştik. AKP, yaşanan bölücü kalkışmalar karşısında devekuşu gibi kafasını kuma gömmüş 'çözümö ve 'süreçö sayıklamasıyla meşguldür.ödedi:

Yeniçeri, sözlerini şöyle sürdürdü: 'PKK'nın ilk katillerinden Mahsum Korkmaz'ın Bakan Efkan Ala'nın tabiriyle 'fiberglasö heykelinden sonra dün de Ağrı Dağı'ının eteğinde PKK'lılar Türkiye Cumhuriyeti'nin sembolik mezarının anıtını açtılar. Heykel dikilirken haberi olmayan yetkililer ve devlet Türkiye Cumhuriyetinin sembolik anıtı mezar olarak dikilirken de orta yerde yoktu. Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı gerçekleştirilen Ağrı Dağı isyanında ölen hainler için Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'ndeki küçük Ağrı Dağı'nda tören düzenleniyor. Tepeden tırnağa silahlı PKK'lılar da bu törene katılıyor. Küçük Ağrı Dağı eteklerinde düzenlenen etkinliğe HDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu, Doğubayazıt Belediye Eş Başkan Vekili Bora Çoktin, DBP İlçe Eş Başkanı Mehmet Karadağ, HDP İlçe Eş Başkanı Ali Çakan, DTK delegeleri, Sivil Toplum Örgütlerinin yöneticileri, PKK'nın 20 kişilik Ağrı Dağı silahlı grubu ile yaklaşık 1000 kişi katılıyor. Bütün hain bölücü emelliler hep biraya gelmişler. Ortada MİT yok, güvenlik güçleri, polis yok. Ortada Türkiye Cumhuriyeti devleti yok.Ne var hainler ittifakı var. Sahneye hain İhsan Nuri'nin, 'Ben ölürsem bile Kürtler'in içerde benim gibi hatta benden üstün binlerce insan Kürt hakkını Türklerden alana kadar savaşmaya hazır bulunuyor" ve Abdullah Öcalan'ın 'Ağrı isimsiz kahramanların irade tarihidir' sözlerinin bulunduğu pankart asıldı. Ağrı Dağı eteklerinde temsili olarak siyah mezar üzerine, Türkiye Cumhuriyeti'nin hakimiyeti kast edilerek 'hayali sömürgecilik burada meftundur' yazılı mezarı PKK'lılar askeri törenle açıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin temsili mezarı burada kazılıyor. Her zaman olduğu gibi yine burada devlet yok, asker yok, devlete ait bir alamet yok. Mahalli bütün bölücüler törende yerini almış ve bütün bölücü alametler mevcut. AKP'nin pazarlık süreci Türkiye Cumhuriyeti için mezarlık inşa sürecine dönüşmüştür."