Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Ben Rhodes, Myanmar'da 8 Kasım'da yapılacak seçimlerin şeffaf, güvenilir olması ve Myanmar halkının iradesini yansıtması gerektiğini söyledi.
Myanmar'a ziyareti sırasında basın mensuplarına bilgi veren Rhodes, idari başkent Naypyitaw'da, Myanmar Devlet Başkanı Thein Sein, Nobel ödüllü muhalif lider Aung San Suu Çii, seçim komisyonu ve askeri yetkililerle görüşmeler yaptığını kaydetti.
Rohingyaların (Arakanlı Müslümanlar) temsilcileriyle de bir araya geldiklerini belirten Rhodes, Arakan eyaletindeki durum ve Rohingyalıların karşı karşıya kaldığı zorluklarla ilgili kaygılarının sürdüğünü bildirdi.
Rhodes, Arakan'da kalıcı barış ve istikrar için muhtaç Rohingyalılara insani yardımın erişiminin sağlanması, halkın kamplar yerine kendi ev ve köylerinde yaşayabilmeleri ve vatandaşlık haklarına sahip olmaları gerektiğini vurguladı.
-"Seçimler Myanmar halkının iradesini yansıtmalı"
Ülkede 8 Kasım'da yapılacak seçimlerin devam eden reform süreci için önemine işaret eden Rhodes, "Seçimler, şeffaf ve güvenilir olmalı ayrıca Myanmar halkının iradesini yansıtmalı. Sadece bir seçimin ülkedeki her sorunu çözeceğine inanmıyoruz ama seçimler, ülkede devam eden reform süreci için bir dönüm noktası olabilir" şeklinde konuştu.
Rhodes, seçim sonuçlara saygı gösterilmesi gerektiğine de dikkati çekerek, görüşmelerinde Myanmarlı yetkililerin bu yönde taahhüdünde bulunduğunu dile getirdi.
Seçimlerin ardından siyasi parti ve grup liderlerinin bir araya gelerek hükümetin oluşturulması için birlikte çalışması gerektiğinin altını çizen Rhodes, Myanmar'da ulusal ateşkes anlaşmasının imzalanmasının ulusal mutabakat süreci açısından önemli bir adım olduğunu anımsattı.
Rhodes, ülkede şiddet ve istikrarsızlığı önlemek için din ve siyasetinin birbirinden ayrı tutulması gerektiğini vurguladı.
Myanmar'da yaklaşık 50 yıllık cunta yönetiminin ardından Mart 2011'de iktidara gelen Tein Sein liderliğindeki sivil hükümet, reform süreci başlatmıştı. İlk icraatlarından biri Aung San Suu Çii'nin 15 yıllık ev hapsine son vermek olan hükümet, çok sayıda siyasi mahkumu serbest bırakmış, etnik gruplarla ateşkes imzalamış, basın özgürlüğünü genişletmiş ve denetim yasalarını hafifletmişti. Ancak sivil hükümetin reformları, dini azınlıklara uygulanan ayrımcılığa çözüm olmamıştı.
Ülkenin batısındaki Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çıkan çatışmalar, Rohingyaların dramını gözler önüne sermişti. Budistler tarafından düzenlenen saldırılarda çoğu Müslüman çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce ev ve iş yerinin ateşe verildiği şiddet olayları nedeniyle binlerce kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.
Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar "devletsiz" sayılıyor. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından "eziyet gören dini azınlık" olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, yaygın şiddet olaylarına ve hemen her alanda ayrımcılığa maruz kalıyor.
Son Dakika › Güncel › Myanmar'da Yapılacak Seçimler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?