2. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu- Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu: - "(Yeni yargı paketi) Sorun yasalarımızda değil. Sorun yasalarımızı uygulayan yargıçlarımızda ve savcılarımızda" - "Bundan önceki yasamızda zaten 'makul şüphe' olayı vardı"- "Somut delil, kovuşturma aşamasında ancak bulunabilir ve ona göre hakim takdirini kullanır. Ben yasada eğer böyle bir değişiklik olursa makul şüphe önceki yasada bulunduğu için geriye dönüş olarak düşünmüyorum"- Avrupa Konseyi İnsan Hakları Temsilcisi Muiznieks: "İhtiyaç duyulan delil miktarı, tutukluluk koşulları, hukukun üstünlüğü konularında geriye gidiş olmaması önemli"ANKARA (AA) - Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu, yeni yargı paketi tartışmalarıyla ilgili olarak, "Sorun yasalarımızda değil. Sorun yasalarımızı uygulayan yargıçlarımızda ve savcılarımızda" dedi. Ömeroğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve sözleşmesi ile uluslararası standartlar gözetildiği oranda makul şüphenin yargıçlar ve savcılar tarafından çok iyi değerlendireceğini söyledi.Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Temsilcisi Nils Muiznieks, 2. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu'nın açılış oturumu sonrasında basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin sorularını cevapladı.Nihat Ömeroğlu, yeni yargı paketindeki aramalarda "somut delile dayalı kuvvetli şüphe" şartını "makul şüphe"ye çeviren düzenlemeye ilişkin soru üzerine, bunun TBMM'ye sunulan bir taslak olduğunu belirtti. IŞİD bahanesiyle yapılan eylemlere işaret eden Ömeroğlu, şöyle konuştu: "Taslak hakkında konuşmaktan ziyade şunu söylememek isterim: Ben eski bir hukukçuyum, yüksek mahkeme üyesiydim. Lütfen makul olalım. Bundan önceki yasamızda zaten 'makul şüphe' olayı vardı. Makul şüphenin somut delillerle ortaya konmasını istediğiniz takdirde orada bir anlamda daha soruşturma evresinde somut delil dediğiniz an insanları mahkum etmiş olursunuz. Somut delil, kovuşturma aşamasında ancak bulunabilir ve ona göre hakim takdirini kullanır. Ben yasada eğer böyle bir değişiklik olursa makul şüphe önceki yasada bulunduğu için geriye dönüş olarak düşünmüyorum. Sorun orada yatmıyor, sorun yasalarımızda değil. Sorun yasalarımızı uygulayan yargıçlarımızda ve savcılarımızda."Ömeroğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve sözleşmesi ile uluslararası standartlar gözetildiği oranda yargıç ve savcıların makul şüpheyi çok iyi değerlendireceklerini söyledi. Ömeroğlu, "Bundan da benim hiçbir şüphem yoktur. Yoksa benim kararlarımda da vardır. Hiçbir zaman geriye gidiş değil, sürekli olarak özgürlüklerin önünün açılması lazım" diye konuştu.2010 referandumuyla Anayasa Mahkemesi'ne, Kamu Denetçiliği Kurumu'na, İnsan Hakları Kurumu'na başvuru hakkı getirildiğini anımsatan Ömeroğlu, bunların çok yakın süreçte özgürlükler konusundaki tavrını ortaya koyduğunu söyledi.Özgürlüklerin sınırsız olmadığını, bir kişinin özgürlüğünün başkasının özgürlüğünün başladığı alanla sınırlandığını dile getiren Ömeroğlu, bunun de evrensel bir kural olduğunu aktardı. Türkiye'nin özgürlükler konusunda artık geriye değil ileriye gideceğini belirten Ömeroğlu, "Kişisel kanım şudur. Uygulamada yine bir takım sıkıntılar olursa yüce Meclis her zaman için değiştirebilir, haksızlığı giderebilir" ifadesini kullandı.- Muiznieks: "Geriye gidiş olmaması önemli" -Avrupa Konseyi İnsan Hakları Temsilcisi Muizkines ise yeni yargı paketiyle ilgili taslaktan haberdar olduğunu fakat detaylarını bilmediğini, tam metni ekibiyle beraber inceledikten sonra yorum yapabileceğini söyledi. Muiznieks, "Ancak ihtiyaç duyulan delil miktarı, tutukluluk koşulları, hukukun üstünlüğü konularında geriye gidiş olmaması önemli" diye konuştu.Gezi olayları ve kolluk kuvvetlerini tutumuyla ilgili oldukça eleştirel bir rapor hazırladıklarını hatırlatan Muiznieks, kendilerinin ve Kamu Başdenetçisinin kolluk kuvvetleriyle ilgili tavsiyelerinin uygulanabilmesi için yapılması gereken çok şey olduğunu dile getirdi.İnsan Hakları Temsilcisi Muiznieks ayrıca, ombudsmanlık kurumunun insan hakları açısından bütün ülkeler için çok önemli kurumlardan olduğunu dile getirdi. Kamu Denetçiliği kurumuna 11 binden fazla kişinin başvuruda bulunmasının artık insanların bu kuruma itimat ettiği ve bu kurumdan yardım beklediğinin göstergesi olduğunu ifade eden Muiznieks, Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı ve Meclis Başkanvekilinin bugünkü sempozyuma katılmış olmasının siyasi otoritelerin de ombudsmanlık kurumuna duydukları saygıyı gösterdiğini söyledi.Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu'nun açılışta yaptığı konuşmaya değinen Muiznieks, "Kamu Başdenetçisinin kendisine bir şikayet iletilmeden soruşturma başlatmasına imkan tanıyacak olan resen soruşturma hakkı verilmesi çağrısını tamamıyla destekliyorum" dedi.Resen soruşturma hakkıyla kamu başdenetçisinin problemler büyümeden kaynağına müdahale etme şansı bulacağına işaret eden Muiznieks, "Aynı zamanda devlet ve devlet kurumlarının da Kamu Denetçiliği Kurumu'nun verdiği tavsiye kararlarına uyma anlamında daha iyi bir yanıt verebileceği kanısındayım" ifadesini kullandı. Muiznieks, bunun sadece kamu başdenetçisinin faaliyet veya yetki alanlarının genişletilmesiyle ilgili bir durum olmadığını, aynı zamanda kamu kurumlarının da Kamu Denetçilği Kurumu'na bakış açılarını ve bu kurumun anlayış kültürlerini değiştirmesiyle ilgili olduğu belirtti. Türk idari yapısının, bağımsız bir kuruluş tarafından faaliyetlerini eleştirmesine alışık olmadığını savunan Muiznieks, "Devlet bürokrasisinin bu sisteme alışmasının zaman alacağını düşünüyorum" diye konuştu."Devlet önünde vatandaşların haklarının savunulması ve kamu yönetimi kalitesinin artırılmasının herkesin çıkarına olduğunu düşünüyorum" ifadesini kullanan Muiznieks, Türkiye'deki insan haklarının geliştirilmesi için Kamu Denetçiliği Kurumu ve diğer ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmaya hazır olduklarını belirtti."Bu kurumun en önemli özelliğinin bağımsız olması" diyen Muiznieks, ayrımcılıkla mücadele, kolluk kuvvetleri gözetimi, kişisel verilerin korunması gibi insan haklarıyla ilgili çeşitli konularda yeni kurumların tesis edilmesi yönünde çalışmalar yürütüldüğünü bildiğini, bu alanlarda faaliyet gösterecek kurumların en önemli özelliğinin bağımsızlık olduğuna dikkati çekti.Muiznieks, insan hakları konusunda medyanın da önemli bir görev icra ettiğini dile getirdi ve medyadan Kamu Denetçiliği Kurumu ve benzer bağımsız kurumlarla ilgili bilgilendirme yapmalarını istedi. Muiznieks, böylece vatandaşların haksızlığa uğradığında nereye başvurması gerektiğini bileceklerini söyledi.Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu de Muiznieks'in Türkiye ile yakından ilgilendiğini ve kendisinin gözlemlerinin son derece adil ve tarafsız olduğuna inandığını dile getirdi. "Şüphesiz olumlu eleştiriler, doğru eleştiriler yapıldığında bunları hem ülke olarak hem de kurum olarak gidermek bizim görevimizdir" diyen Ömeroğlu, hem ulusal barışa hem de vatandaşlara bu konularda katkı sunmaya devam edeceklerini söyledi. --
Son Dakika › Güncel › Ömeroğlu: 'Sorun Yasalarımızı Uygulayan Yargıçlarımızda ve Savcılarımızda' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?