Polislerin "Sehven Tape" Davası

Bazı telefon hatlarıyla yapılan konuşmaları, Ergenekon davasında 14 yıl 8 ay hapis cezası alan İbrahim Özcan'a ait gibi göstererek tape düzenledikleri iddia edilen 2 polis memurunun "görevi kötüye kullanma" suçundan yargılanmasına başlandı.

İstanbul 88. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya sanık polisler Mehmet Ali Doğan ve Ali Avcı katıldı. Müşteki İbrahim Özcan da avukatı Ali Rıza Dizdar ile duruşmada hazır bulundu.

Savunmasını yapan sanık Avcı, 2007-2012 yılları arasında İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) Teknik Büro'da polis memuru olarak görev yaptığını ve pek çok soruşturmada iletişimin tespiti kaydının alınması işlemi yaptığını belirterek, "O dönemde günde yüzlerce tape oluşturma yükü altında kaldım" dedi.

Ergenekon soruşturması kapsamında davanın sanıklarından Raif Görüm'ün de dinlenildiğini ve Görüm'ün müşteki İbrahim Özcan ile bir ilgisinin olmadığını aktaran Avcı, "Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) kayıtlarında şikayetçinin ismi geçmemektedir. Tapelerde görülen, kimin adına, hangi adreste oturduğuna ilişkin yazı bulunan bazı kısımlar, iş yoğunluğundan maddi hata sonucu yazılmıştır. Şikayetçi Avcı'nın bu tape içeriklerinden dolayı bir mağduriyeti olmadığı gibi yine bu tape içeriklerinden dolayı kendisine yönelmiş bir isnat da yoktur" diye konuştu.

İletişimin tespiti tutanağında dinlenilmesi gereken hedef kişinin TİB tarafından otomatik olarak verildiğini ve sehven hatanın 5 tapede mevcut olduğunu anlatan Avcı, görevini ihmal etme gibi bir şeyin söz konusu olmadığını savundu.

Diğer sanık Mehmet Ali Doğan da 2007-2014 yılları arasında İstanbul TEM'de çalıştığını ve iletişimin tespitiyle ilgili tapelerin oluşturulmasında görev aldığını belirterek, "Eleman eksikliği ve günlük iş yoğunluğu nedeniyle iddianameye konu olan olay bir maddi hata sonucu oluşmuştur. Şikayetçinin herhangi bir zararı söz konusu olmamıştır" ifadesini kullandı. Doğan, suçsuz olduğunu da iddia etti.

"Günde 15-17 saat civarında tape oluşturuyorlardı"

Sanıkların avukatı Ali Çelik, müvekkillerinin günde yaklaşık 15-17 saat, çoğu zaman uykusuz olarak, eksik personelin olduğu ortamda yüzlerce tape oluşturmak zorunda kaldığını anlatarak, iş yoğunluğu nedeniyle sehven hatalar yapılabildiğini kaydetti.

Müşteki İbrahim Özcan, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandığını ve tutuklanmasından 1 yıl sonra iddianame hazırlandığını ifade ederek, tutukluluğunun ikinci yılında, davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 16 Mart 2012 tarihli 47. duruşmasında kendisine, bu dava konusu tapelerle ilgili sorular sorulduğunu ve kendisiyle ilgisi olmayan bu tapelerin kasıtlı hazırlandığını düşündüğünü dile getirdi.

Özcan, "Yaptıkları ve sehven olduğu söylenen böyle hatalar ve bir belge bile insanların hayatına mal olmaktadır. 5 yıl 2 ay hücrede tutuldum. Özellikle sanıkların bu tapeleri oluştururlarken kimden emir aldıklarını öğrenmek istiyorum" dedi.

Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme, müşteki İbrahim Özcan'ın, suçtan zarar görme ihtimaline binaen davaya müdahilliğine karar vererek, duruşmayı erteledi.

İddianameden

Ergenekon davası sanığı İbrahim Özcan'ın suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şikayetçiye ait olmayan 5 ayrı telefon hattı ona aitmiş gibi gösterilerek tape hazırlandığı belirtiliyor.

İddianamede şüpheli polislerin "go¨revinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kis¸ilerin magˆduriyetine neden olmak" suçundan 6 ay ile 2 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. - İstanbul