ARTVİN'in Hopa ilçesinde, Kadın Sığınma Evi'nde kalan Ö.D.'nin (30), olay tarihinde 2 yaşında olan kızı Derya D., 16 Nisan Nisan 2016'da baygın bulundu. Kaldırıldığı hastanede kalp masajıyla yeniden hayata döndürülen kız çocuğu, solunum cihazına bağlı olarak 2 yıldır verdiği yaşam savaşını geçen yıl kaybetti. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada tanıkların 'boğazında parmak izleri vardı' ifadeleri üzerine küçük kızın annesi tarafından emanet edildiği o dönem kadın sığınma evinde kalan İ.C. isimli kadın hakkında 'taksirle yaralama' suçlamasıyla dava açıldı. Otopsi raporunda kesin ölüm nedeni belirlenemeyen küçük kızın ölümüne neden olduğu iddiasıyla İ.C. adlı kadın, Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak.
Olay, 16 Nisan 2016'da, Hopa Kadın Sığınma Evi'nde meydana geldi. İddiaya göre olay tarihinde 2 yaşında olan kızı Derya D. ile birlikte kalan Ö.D., kızını sığınma evinde bir arkadaşına bırakarak verilen bir kursa katılmak için gitti. Bu sırada sığınma evinde bulunan kızı, bir başka kadın tarafından odada baygın halde bulundu. Ambulansla Hopa Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne götürülen ve kalbi durduğu belirlenen küçük çocuk, burada yapılan kalp masajı ile yeniden hayata döndürüldü. Yapılan ilk müdahalenin ardından ambulans helikopterle Samsun'da özel bir hastaneye kaldırıldı. Ö.D.'nin şikayeti üzerine, olayla ilgili olarak Hopa Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Tedavisi Samsun'da özel bir hastanede yapılan Derya D., solunum cihazına bağlı olarak yaşamaya başladı.
YAŞAMINI YİTİRDİ
Zaman zaman evine de gönderilen minik Derya, 30 Ağustos 2018'de fenalaşınca annesi tarafından ambulansla tedavi gördüğü özel hastaneye götürüldü. Küçük çocuk, yapılan tüm müdahalelere rağmen aynı gün kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Derya'nın cenazesi Trabzon Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından annesine teslim edildi. 31 Ağustos 2018'de, Derecik Mezarlığı'nda 4 kişinin katıldığı cenaze namazının ardından Derya D., toprağa verildi.
DAVA AÇILDI
Olayla ilgili yürütülen soruşturmada tanıkların 'boğazında parmak izleri vardı' ifadeleri üzerine küçük kızın annesi tarafından emanet edildiği o dönem kadın sığınma evinde kalan İ.C. isimli kadın hakkında 'taksirle yaralama' suçlamasıyla dava açıldı. Kadın Sığınma Evi'nde geçen nisan ayında keşif yapıldı. Keşifte olayın gerçekleştiği dairenin girişinde kamera olduğu ancak dairenin içinde kamera bulunmadığı belirtildi. Yine keşif sonucunda olay öncesinde çocuğun kime teslim edildiğiyle ilgili bir tutanak da bulunmadığı belirlendi.
TANIKLAR 'BOĞAZINDA İZLER VARDI' DEDİ
Olayın tanığı A.A., Ben çocuğu kucağıma aldığımda boynunda el izleri ve morluklar vardı. Bu izler tam olarak çenesinin altında ve nefes borusunun üstündeydi. Boynunda parmak izi olduğuna kesinlikle eminim yönünde ifade verdi. Tanık B.Ö. ise Olay esnasında odaya çıktığımızda Derya boğazında izler olduğunu, dudaklarında ve göz kapaklarında morarma olduğunu gördüm ama nasıl meydana geldiğini bilmiyorum dedi.
'KIZIMA NE OLDU'
Acılı anne Ö.D. kızına Kadın Sığınma Evi'nde ne olduğunun ortaya çıkarılmasını isteyerek, Ben kızımı oraya kurtarmak için götürmüştüm. Bizi devletin korumasına aldılar. Biz oraya gittiğimizde artık güvende olduğumuzu zannetmiştim. Yaklaşık 5 ay biz orada kaldık hiçbir sıkıntımız yoktu. Ben kursa gidiyordum. Kursa gitmek zorundaydım. Kızımı oraya bırakma zorundaydım. Ben kursa gittiğimde iki saat sonra aradılar ki kızım fenalaştı, hastaneye gel. Bana ne olduğunu söylemediler. Hastaneye gittiğimde o gün hafta sonuydu. Kurumdaki personeller hafta sonu olduğu için izindeydiler. O gün hepsi hastanedeydi. Ben 'Kızıma ne oldu' diye sorduğumda. Bana 'Aniden fenalaştı mosmor koltukta gördük' dedi. O gün acilde kızımı görünce, boynunda morluklar vardı. Doktorlara sorduğumda 'Yastıkla boğulmuş olabilir de olmayabilir de' dediler. 'Müdahale edilirken de olmuş olabilir' dendi. Kızımı ilk gören kişiler, 'Parmak izinin olduğunu' söyleyip ifade verdiler dedi.
'BİR TEK O ODADA KAMERA YOK'
Olay günü görevli olan personelin hala kurumda çalışmaya devam etitği belirten Ö.D. Keşif için kuruma gititğimizde orada 30 kamera var. Kurumun her yerinde var, oturma odasında kamera yok. Türkiye'nin bütün sığınma evlerinde oturma odasında kamera var kızımın darp edildiği bu odada kamera yok. Beni yıkan da bu oldu. Ben kızımı 2.5 yıl baktım acı değildi. Ama onlar o kurumda hala çalışmaya devam ediyor. Onlar benim kızımı ölüme terk ettiler. Ben oraya kızımı kurtarmak için götürdüm. Ama ben oradan kızımın cansız bedenini aldım. Yaklaşık 4 yıl oluyor hiç kimse bana bir açıklama yapmadı. Tamam dava Ağır Ceza Mahkemesi'ne ya gitti ama ben bir açıklama bekliyorum. Herkes farklı farklı ifadeler veriyor. Ben acımı yaşayamadım. Çünkü onlar ceza alana kadar benim kızım ölmedi. Onlar ceza aldıktan sonra ben acımı yaşayacağım. Ben onların hapse girmelerini istiyorum, cezalarını çekmelerini istiyorum. Ben sadece bu kadar sabırla beklerken birilerinin benim elimden tutmasını istiyorum. Benim tek istediğim adaletin yerini bulması. Ben tek başıma bir yargı mücadelesi veriyorum diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › SAMSUN SIĞINMA EVİNDE FENALAŞAN DERYA'NIN ÖLÜMÜNDEKİ SIR PERDESİ ARAŞTIRILIYOR - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?