ÇANAKKALE Boğazı'nı geçmek isteyen itilaf devletlerin ilk bombaladığı yer olan Tarihi Gelibolu Yarımadası'ndaki Seddülbahir Kalesi, zamanla doğa şartlarına da yenik düşerek büyük oranda hasar gördü. İlk şehitlerin de verildiği Seddülbahir Kalesi'ni bir asır sonra ayağa kaldırmak için başlatılan restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışmaları devam ederken, Kaleyi dev dalgalardan korumak için denizde orijinal halinde olduğu gibi dolgu çalışması başlatıldı.
Çanakkale Boğazı'nı geçmek isteyen itilaf devletlerinin gemilerinden atılan top mermileri ile hem İlk şehitlerin verildiği, hem de büyük hasar alan Tarihi Gelibolu Yarımadası'ndaki Seddülbahir Kalesi, aradan geçen 100 yıllık zaman diliminde doğa şartları nedeniyle de zarar gördü. Harap haldeki kaleyi ayağa kaldırıp, açık hava müzesi haline getirmek için Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'nca 2015 yılında başlatılan restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışmalarında sona gelindi. Yaklaşık 40 milyon liraya mal olacak çalışmalarda restorasyonun yüzde 90'lık bölümü tamamlandı.
Eceabat İlçesi'ne bağlı Seddülbahir Köyü'ndeki kalede restorasyon çalışmaları devam ederken, bir daha doğa şartlarına yenik düşmemesi için de tarihsel veriler ışığında ve günümüzde yapılan teknik ölçümler sonucunda hazırlanan proje kapsamında sahil kesiminde denizde dolgu çalışması başlatıldı. Çalışmalarla ilgili bilgi veren Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Seddülbahir Kalesi'nin aslına ve kriterlere uygun şekilde restore edildiğini söyledi. Çalışmaların yüzde 90'ının tamamlandığına dikkati çeken Kaşdemir, amaçlarının kaleyi aslına uygun şekilde restore ederek, tarihi dokuyu hissettirecek şekilde ziyarete açmak olduğunu söyledi. Kaşdemir, "Seddülbahir Kalesi, 102 yıldan bu yana ilk defa restorasyon görüyor. Hem 102 yıl önce savaşta, hem de daha sonrasında doğal şartların bozulmasıyla, belirli bir tahribata uğramış bir kaleydi. 102 yıl sonra ilk defa burası restore ediliyor. Burada savaştan kalan izleri muhafaza ediyoruz. Özen gösteriyoruz. Savaştan kalan o tahribatlar, savaşın vermiş olduğu zararlar, muhafaza edilerek, doğal şartların bozduğu, tahrip ettiği yerleri de onararak ziyarete açmak istiyoruz" dedi.
"AMACIMIZ KALEYİ KORUMAK"
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı'nın dünyanın en büyük açık hava müzelerinden birisi olduğunu belirten Kaşdemir, "Seddülbahir Kalesi gerek Çanakkale Savaşları öncesinde, gerekse savaş sırasında çok önemli bir fonksiyonu yerine getirmiştir. Özellikle Çanakkale Savaşları sırasında yoğun savaşa ve çatışmalara sahne olmuş, Türk askerinin de destanlar yazdığı bir kaledir. Hatta ilk Şehitler Anıtımız'ın da olduğu bir yer. İlk Şehitlerimizi verdiğimiz bir mekandayız. O yüzden bu hassasiyetlerimizi de gözönüne alındığında burasını orijinal bir şekilde, daha fazla hassasiyet göstererek restore ediyoruz. Tarihi yeniden ayağa kaldırıyoruz. İstiyoruz ki, bu mekanları, bu müstesna coğrafyayı çok fazla insanımız ziyaret etsin. Çanakkale Ruhu'nu teneffüs etsin. Hem savaş öncesi gravürlerden, hem de savaş sırasında çekilen hava fotoğraflarından anlaşılıyor ki, burada bir kule var ve kulenin etrafında bir dolgu toprak, bir kara parçası var. Şiddetli rüzgar ve dalgalar o toprakları denize almış, katmış. Bizde aslına ve orijinaline uygun olması bakımında denize ufak bir dolgu yaparak, hem restorasyon çalışmalarını yaparak hem de kaleyi korumak istiyoruz. Çünkü, biz bu dolguyu yapmazsak, zamanla yine o dalgalar kalenin altını oyacak. Yine aynı şekilde bozulmaya ve tahribe sebep olacak. Bununla alakalı gerekli sualtı araştırmaları yapıldı, izinler alındı. Koruma Kurulunun raporu, izni ve onayı var. Mevzuata uygun bir şekilde restorasyon çalışmalarını yapıyoruz. Amacımız tamamen kaleyi korumak" diye konuştu.
"GEZİ GÜZERGAHI İÇERİSİNDE PEYZAJ PROGRAMI DA YAPILACAK"
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Restorasyon ve Yapım İşleri Grup Başkanı Gökhan Gümüşdağ da 2015 yılında başlayan restorasyon çalışmalarının, Güneydoğu-Güneybatı kulelerinin bulunduğu kıyı kısmında devam ettiğini söyledi. Gümüşdağ, "Tarihsel verilerde ulaştığımız bilgilere dayanarak, özellikle 1700'lü yıllardan elimize ulaşan gravürlerden ve 1915'deki savaş fotoğraflarından, Güneydoğu kulemizin ön tarafının dolgu bir alan olduğu ve mesafesinin de kulenin doğal şartlara korunacak şekilde bırakıldığı tespit edilmiştir. Fakat, geçen 100 senelik zaman zarfında, özellikle kış sezonunda deniz dalgaları özellikle kulenin alt tarafında büyük bir tahribata yol açmış. Bunun tespiti üzerine İstanbul Teknik Üniversitesi Hidrolik Anabilim Dalı hocalarımızın raporları doğrultusunda yapılan Batimetrik ölçümler neticesinde bir proje geliştirildi. Bu projedeki amacımız da, kalenin Güneybatı ve Güneydoğu kule tarafından gelecek doğal tahribatları engellemek adına yapılacak bir çalışmadır. Takriben 2 ya da 3 ay sürecek bir çalışmadır. Amacımız, deniz yönünden özellikle ağır tonajlı gemilerin geçmesiyle oluşan dalgaların ve doğal lodosta oluşan dalgaların kaleye zarar vermesini minimuma indirmektir" dedi.
Denizde dolgu çalışması öncesi sualtındaki doğal yaşamla ilgili bir inceleme de yapıldığını anlatan Gümüşdağ, "Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Uzmanları tarafından sualtında bir araştırma yapıldı. Aynı zamanda İzmir'deki Dokuz Eylül Üniversitesi'nden hocalarımız geldi. Sualtında doğal yaşamı, bu bölgede herhangi bir zararı olup, olmayacağı ve 2863 sayılı yasa kapsamında herhangi bir kültür varlığı olup, olmadığı yönünde tespitler yapıldı. Bununla ilgili de bir aksilik yaşanmadı. Takriben 20 metre civarında bir dolgu alanımız olacak. Burası aynı kalemizin müze olarak açıldıktan sonra ziyaretçilerimizin yürüyüş alanı olacak. Gezi güzergahı içerisinde peyzaj programı da yapılacak" diye konuştu.
Restorasyon çalışmaları yüzde 90 oranında tamamlanan ve sonrasında çevre düzenlemesi ile peyzaj çalışmaları yapılacak olan Seddülbahir Kalesi'nin, 2020 yılında çalışmalar tamamlanarak ziyarete açılması hedefleniyor. - Çanakkale
Son Dakika › Güncel › Seddülbahir Kalesi'ne Dolgulu Koruma - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?