Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Soma'daki maden faciasında sorumluluğu bulunanların, "olası kasıtla adam öldürmek" suçundan en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini bildirdi.
Alabaş, sendikada düzenlenen "GMİS Genişletilmiş Başkanlar Kurulu" toplantısında yaptığı konuşmada, Soma'da iş cinayetinin ötesinde, bir katliama tanık olduklarını belirterek, maden ocağından son şehidin çıkartılmasına kadar Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay başta olmak üzere Türkiye Maden İş Sendikası yöneticileri ve diğer sendika temsilcilerinin faciayı yakından izlediğini söyledi.
Soma'daki olayın sıradan bir kaza olmadığını dile getiren Alabaş, "Bu, bir katliamdır. Sorumluları en yukarıdan en alt birime kadar, olası kasıtla adam öldürmekten en ağır cezayla yargılanmalıdır" diye konuştu.
Alabaş, Soma'daki olaya "kaza" demekten imtina ettiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Baştan beri faciadan bahsediyoruz Yer altında yürümek için bile bir eğitim gerekir. Çünkü her işyerinin ve çalışan herkesin bir şekilde birbiriyle bağlantısı vardır. Yapılabilecek en küçük bir hata, o bölgede, hatta ve hava akımı itibarıyla birbirlerini etkileyen kilometrelerce mesafede çalışan insanların hayatını doğrudan etkileyebilmektedir. Bu nedenlerdir ki, 160 yıllık tecrübeye sahip bu kuruma işçi alınırken çok dikkatli davranılır."
Soma'daki şirketin Kürkiye Kömür İşletmeleri'nin (TKİ) sahasındaki kömürü, en düşük ücretle yine TKİ'ye vereceğini taahhüt ederek işi aldığını savunan Alabaş, şöyle devam etti:
"Şirket, çıkardığı tüm kömürü TKİ'ye veriyor. Fiyat ile oynama şansı yok. Tek alıcı TKİ. Ancak dönem sonlarında fiyatlar yeniden belirleniyor. Dolayısıyla şirket TKİ'nin hizmet satın aldığı taşeron bir şirkettir. Şirketin para kazanabilmek için maliyetleri düşürmekten başka yolu yoktur. İş güvenliği harcamalarını kısmak, düşük ücretli vasıfsız işçi çalıştırmak, eğitim harcamalarından kaçınmak, malzeme kalitesini düşürmek ve en önemlisi de üretim zorlaması yaparak üretimi artırmak bu seçeneklerin arasındadır. Bu seçeneklerin hepsi çalışanların ölümüne davetiye çıkarmaktır."
"Yeterli güvenlik önlemleri alınmadı"
Alabaş, TKİ Genel Müdürlüğünün bu sahada yapılan tüm çalışmaları izlemek ve denetlemekle sorumlu olduğuna vurgu yaparak, TKİ'nin denetim elemanlarının dışında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı iş müfettişlerinin bu sahaları periyodik olarak denetlemekle sorumlu olduğunu söyledi.
Bu sorumlulukların yeterince yerine getirilmesi halinde Soma faciasının yaşanmasının mümkün olmadığını belirten alabaş, "Asıl sorumlu olan şirket sahibi, tüm güvenlik önlemlerinin sürekliliğini sağlamak zorundadır. Kar hırsıyla yeterli güvenlik önlemlerinin alınmadığı, üretim zorlaması için akıl almaz düzenlemeler yapıldığı, çalışanların sindirildiği ve uyarılarının dikkate alınmadığı bugün açıkça ortaya çıkmıştır" şeklinde konuştu.
Soma'daki maden ocağında daha önce ana galerinin üzerinde tavan çökmesi denilen olayın meydana geldiğini iddia eden Alabaş, "Orayı ağaç tahkimat yapmışlar ama o ağaç tahkimat yapılan yeri havayla izolasyonu kesmemişler. Kömürle kızışma olmuş. Ağaç tahkimat tutuşuyor. Ana yola çökme meydana geliyor bantlar üzerine. Hatta ve hatta sabahtan vardiya başında o yangının olduğu ve soğutma çalışmaları yaparken diğer bir taraftan da üretime devam ettiklerini söylüyorlar. Facianın bu boyutlarda olmasının sebebi üretim hırsı ve üretimin yapılmasıdır. Ocakta böyle bir durum varken üretime devam edilmesi facianın boyutlarının bu kadar büyümesine yol açmıştır. O yüzden biz bu olaya katliam diyoruz" ifadesini kullandı.
"Yaşam odası' meselesi, olayı magazinselleştirme yönü"
Eyüp Alabaş, bir gazetecinin maden ocaklarındaki yaşam odalarıyla ilgili bir soru üzerine, şöyle konuştu:
"Yaşam odası' meselesi, bu olayın biraz daha hafife alınma ve magazinselleştirme yönü gibi geliyor. Olayın boyutu bir kere taşeron faciasıdır. Burada asıl sorgulanması gereken budur; birincisi taşeron sistemi, üretim zorlaması. İkincisi, alt taşeron uygulaması diyebileceğimiz 'ekip başı' sisteminin üretim zorlamasının bu faciaya davetiye çıkarması. Üstelik yangın devam ederken bırakın yaşam odası olmasını, o ocağın derhal tahliye edilmesi gerekirdi. Dolayısıyla yaşam odası meselesi gündeme getirilerek bu facianın boyutunu ve asıl üretim devam ederken orada yangın söndürme çalışmaları yapılırken, diğer taraftan üretime devam edilmesinin üstünü örtmek gibi yaklaşım çağrıştırıyor." - Zonguldak
Son Dakika › Güncel › Soma'daki Maden Faciası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?