Sultangazi Mimar Sinan Kent Ormanı girişinde geçen yıl "dur" ihtarına uymayan otomobildeki iki kişinin ölümü iki kişinin de yaralanmasıyla ilgili haklarında dava açılan 4 polisin yargılanmasına başlandı.
İstanbul 1. AĞır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Erkan E, Kenan A, Zafer S. ve Davut B. katıldı.
Mağdurlar Demirhan Erkul, Birkan Yüksel ve Ramazan Altürk ile birkısım müşteki ve tarafların avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Dava nedeniyle duruşma salonunda ve salonun dışında çevik kuvvet ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.
Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Erkan E, olay günü Mimar Sinan Kent Ormanı'nda bazı silahlı kişilerin uygulama yapıp vatandaşlardan kimlik sorduğu yönünde ihbar üzerine iki zırhlı araçla bölgeye intikal ettiklerini söyledi.
Ormanın çıkışında araçlarını konumlandırdıklarını aktaran Erkan E, bir süre sonra ormanın içinden bulundukları yere doğru siyah renkli bir aracın geldiğini belirtti.
Sanık Erkan E, oluşturdukları kontrol noktasında duran aracın yanına gittiğini dile getirerek, "Aracın camı yarı açıktı. Filmli olduğundan içerisi tam görünmüyordu. Şoförün yanında oturan kişinin bacaklarının arasında bir silah gördüm. Siyah kılıfın içindeydi." dedi.
Araya giren mahkeme başkanının "Kılıfı mı gördün silahı mı gördün ikisi ayrı şeyler" demesi üzerine sanık Erkan E, "Silah görmedim, silah kılıfı vardı." ifadesini kullandı.
Erkan E, aracın içindekilerin birdenbire hareket edip uzaklaşmaya çalıştıklarını anlatarak, "Ben de 'silah' diye bağırdım. Araç hareket ettiğinde 4-5 el silah sesi duydum. Aracı durdurmak için arkasından sol arka lastiğine doğru 8-9 el ateş ettim." diye konuştu.
Savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçilen Erkan E'ye müşteki avukatları, emniyet ifadesinde "Kılıfla birlikte silah da gördüm" dediğini hatırlatarak, emniyet ve duruşmadaki ifadeleri arasındaki çelişkiyi sordu.
Erkan E. de emniyetteki ifadesinin doğru olduğunu belirterek, arabada müştekinin bacaklarını arasında uzun namlulu silah gördüğünü öne sürdü.
Sanık Kenan A. da olay tarihinde Sultangazi Polis Merkezinde 2 yıllık çevik kuvvet polis memuru olarak görev yaptığını anlatarak, alınan ihbar sonucunda saat 22.00 sıralarında Mimar Sinan Kent Ormanı girişinde zırhlı araçlarla konuşlanarak kontrol noktası oluşturduklarını söyledi.
Kısa süre sonra bulundukları yere doğru gelen otomobilin sağ ön tarafında oturan kişinin bacaklarının arasında uzun namlulu silah gördüğünü savunan Kenan A, "Araç bekledikten kısa bir süre sonra devam etmeye başladı. Bu sırada otomobil bana çarptı, kendimi zırhı aracın yanına attım. Ardından otomobili durdurmak için sol arka lastiğine doğru 6-7 el ateş ettim." dedi.
Tutuksuz sanıklardan emniyet amiri Zafer S. de olay yerine ilk gittiklerinde kent ormanında görevli güvenlik görevlileriyle konuşarak giriş çıkışları tuttuklarını anlattı.
Zafer S, bulundukları yere gelen otomobilin önce yavaşlayıp ardından hareket etmesi, sanık polislerden Erken E'nin de "Silah" diye bağırması üzerine havaya 5-6 el ateş ettiğini söyledi.
Sanık Zafer S, aracın "dur" ihtarına uymayarak kaçmaya devam etmesi üzerine otomobili durdurmak için arkasından uzun namlulu silahıyla 3-4 el ateş ettiğini anlattı.
Tutuksuz sanık Davut B. de kaçan otomobili durdurmak için peşinden, sağ arka lastiğine doğru 8-9 el ateş ettiğini belirterek, aracın içindekilere ateş etmediğini öne sürdü.
Sanık savunmalarının ardından araçta bulunan ve yaralanan müşteki Ramazan Altürk, liseden mezun oldukları için eğlenmek amacıyla Mimar Sinan Kent Ormanı'na gittiklerini söyledi.
Ormanda eğlendikten sonra dönüşe geçtiklerini aktaran Altürk, "Yanımızda saz vardı. Uzun namlulu silah yoktu. Okuldan çıktıktan sonra gittik. Fotoğraf filan çekilecektik. Arabayı Demirhan sürüyordu. Ben de tam arkasında oturuyordum. Ormanın çıkışında polis bizi durdurdu. Demirhan'la konuşurken ben de arkadan onları dinliyordum. Polis birden bana dönüp, 'Sen ne bakıyorsun' diyerek silahını kafama doğrultu. Ben refleksle kendimi geri doğru attım. Sonra polisler de arabayı taramaya başladı." ifadelerini kullandı.
Altürk, iddia edildiği gibi aracı hızlı kullanmadıklarını ve "dur" ihtarına uyduklarını savundu.
Olayda ölen Barış Altınışık'ın annesi Melike Altınışık da "Çocuğumun hiçbir günahı yoktu. Saz çalmak için pikniğe gitmişti ve suçsuz yere öldürüldü. Sanıkların tamamından şikayetçiyim, cezalandırılmalarını istiyorum." dedi.
Altınışık, "Benim oğlum 21.00'de beni aradı. 'Anne 15 dakika sonra çıkıyorum' dedi. Gerçekten de çıkmış ama katiller oğlumu benden aldı." diye konuştu.
Sanıkların savunmasında otomobilin tekerleklerine ateş ettiğini söylediğini aktaran Altınışık, "Biri bana söylesin 9 kurşunu benim oğluma kim sıktı? Benim oğlumun vücudundan 9 kurşun çıktı. Ben şimdi kime güveneceğim. Benim canımı koruyacak olan insanlar benim oğlumu öldürdü. Hala benim oğlumu öldürdükleri yerde görev yapıyorlar." ifadelerini kullandı.
Ölen Oğuzhan Erkul'un annesi Seyran Erkul da oğlunu zor şartlarda büyüttüğünü belirterek, "Üniversite kazanacağına söz vermişti. Sabah işe başlayacaktı. İzin istedi 'İşe başlamadan önce arkadaşlarla buluşayım' dedi. İzin verdim. Tıraş makinesi fişe takılı kaldı benim oğlumun." dedi.
İfadesi sırasında duygulanan Erkul, sanık polis memurlarına tepki gösterdi.
Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuksuz sanıkların tutuklanmasına yönelik taleplerin reddine karar vererek duruşmayı erteledi.
Olayın geçmişi
Sultangazi'deki Mimar Sinan Kent Ormanında 14 Nisan 2017'de "Dur" ihtarına uymadıkları iddia edilen araca ateş edilmiş, olayda otomobildeki Oğuzhan Erkul ile Barış Altınışık ölmüş, Ramazan Altürk ile Demirhan Erkul yaralanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 4 polis hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan 22,5 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
Son Dakika › Güncel › Sultangazi'de 'Dur' İhtarına Uymayan Otomobile Ateş Edilmesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?