Gaziantep Üniversitesi (GAÜN), Hür Akademisyenler Derneği (HAKAD ve Bilim Eğitim Kültür Araştırmaları Merkezi (BEKAM) tarafından düzenlenen Göç Sempozyumu'nda, Suriye'den Türkiye'ye gelenlerin sayısının 3 milyona yaklaştığı ve bunların Türkiye'ye entegrasyonuyla ilgili yapılan çalışmalar anlatıldı. Sempozyumda konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, "Suriye ve Türkiye'de yaşananlar büyük ülkelerin projesi" dedi.
GELECEĞE OLAN UMUTLARIMIZI DEVAM ETTİRMELİYİZ
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Gaziantep Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Hür Akademisyenler Derneği (HAKAD) Başkanı Prof. Dr. Ali Gür, Suriye'de iç savaş ve sonrasında yaşanan göçün yol açtığı drama işaret ederek, "Düşünün, Suriye'de yaşayan insanların ellerinde her şeyleri vardı. Bir sabah uyandılar ki hiçbir şeyleri yok. Evleri, malları, gelecekleri ellerinden alınmış" dedi. Üniversitelerin, akademisyenlerin toplumun içinden geldiğini, bu nedenle göçe kayıtsız kalamayacağına işaret eden Prof. Dr. Gür, "Artık, küçük teferruatları, ayrılıkları bir yana bırakıp vatanının bütünlüğüne umutla bakmak zorundayız. Bu amaçla kısa bir süre önce kurduğumuz Hür Akademisyenler Derneği, bu ülkenin ekmeğiyle büyüyen, maalesef kendi milletine kem gözle bakan, teröre karşı yapılan haklı mücadeleyi eleştiren akademisyenlerin bildirisine karşı kampanya başlatmış, ve sağduyulu bir geri dönüşüm alınmasını sağlamıştır. Ortadoğu'da oluk oluk kan akıyor. Gözyaşı dökülüyor. Bu coğrafyanın eski günlerine yakın bir zamanda döneceğine olan inançlarımızı hiçbir zaman yitirmemeli, toplum olarak da, fert olarak da üzerimize düşeni bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da yapmaya devam etmeliyiz" dedi
TÜRKİYE'YE MİNNETTARIZ
Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Ahmed Tuma ise, Türkiye'ye ülkesinden göç eden Suriyelilere olan kardeşçe yaklaşımından dolayı her zaman minnettar kalacaklarını belirttiği konuşmasında, "Allah bu ilimle Türkiye'ye gelişmeyi nasip etsin. Çünkü, net çözümler üniversitelerde başlayıp, topluma yayılır. Göç meselesi çok üzücü bir mesele. Sempozyumda göçle gelen Suriyelilerin sorunlarının ele alınmasından son derece mutlu olduk. Bize gösterdikleri yakınlık için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu başta olmak üzere tüm Türk Milleti'ne teşekkür ederim" dedi.
BİR SİLAH SESİ RÜYAMIZI BİTİRDİ
Sempozyumun birinci oturumuna başkanlık yapan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Suriye'deki iç savaş öncesi Halep Üniversitesi ile son derece iyi ilişkiler içinde olduklarını hatırlatırken, "Çünkü, biz Suriye ile herkesten daha çok kardeştik. Beraber projeler yapıyor, bilimsel çalışmalar, sempozyumlar, sosyal ve kültürel etkinlikler projelere imza atıyorduk. Çok sık görüşüyorduk. Çok güzel bir rüya mı görüyorduk? Çünkü, on yıllar boyunca birbirine uzak kalmış ondan sonra sınırlar açılmış nerdeyse pasaportsuz kimlikle gider gelir olmuşuz. Sınırda toplantılar yapılmış, halklar birbirini tanımaya başlamış, bayramlaşmaya başlamışlar" dedi. Coşkun, duygulu bir şekilde devam ettiği konuşmasında şöyle dedi: "Birdenbire bir yangın ki hakikaten rüyaymış yaşadıklarımız. Bir silah sesleri başladı gökyüzü kararmaya. Arkasından kıyamet gibi bir yangın yeri çıktı ortaya. Karışıyordu dünya. Suriye de dahil olmalıydı süreç. O da parçalanmalıydı ve paramparça olmalıydı. İnsanlar ölmeli, çocuklar annesiz babasız yetim kalmalı, çocuklar ölmeliydi. Ama, bu projenin içerisinde inanılmaz kan, gözyaşı çocukların ruhlarındaki ağır travmalar, anneler, babalar. Neyin neye karşı olduğu da seçilememişti. Türkçe bir tabirle; at izi it izine karışmıştı."
BÜYÜK ÜLKELERİN PROJESİ
Konuşmasının devamında, Suriye ve arkasından Türkiye'de yaşanan üzücü gelişme ve terör olaylarının büyük ülkelerin projeleri olduğunu kaydeden GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun şunları söyledi: "Kural koymaya çalışan, dünyada etkin olmaya çalışan ülkelerin kendilerine ait kısa orta uzun vadeli hesapları vardı. Büyük ülkelerin projesiydi ve böyle planlanmıştı belki de. Ama, biz meseleye biraz daha kardeşçe, samimice bakmıştık ülke olarak. Perde arkasındaki karanlık oyunları iyi görememiştik belki o zaman. Bu yüzden o insancıl politikalarımız kimi zaman duvara çarpmıştı. Böyle mi olmalıydı bilmiyorum? Ama, akademia olarak biz en azından o dönemden beri bu acıyı, süreci paylaşmak ve o insanlar için hafifletmek için elimizden gelen her şeyi yapmalıydık. Onun için Suriye başlığı altında çok şey yapmaya çalıştık. Onlar toptan tüfekten, can korkusuyla gelmişti. Kan kokuyordu geldikleri yerler. Akif diyor ya,'Varımı yoğumu alsın da hüda etmesin tek beni vatanımdan dünyada cüda' diye. Bu insanlar vatanından olmuşlardı. Vatanından kaçırıldılar. Düşünün ne kadar acı bir şeydir. Bunları biz yük sayamazdık. Bunlar bizim misafirimizdi. Bir Suriyeli belgeseli yaptık. Kadın ve çocuğu merkeze alan yarım saatlik bir belgesel. İngilizce altyazıyla Birleşmiş Milletler dahil bir çok platformda gösterildi. Türkiye'nin çok önemli bir dokümanı oldu. Birçok televizyon kanalında gösterildi. Türkiye'de ilk olarak Arapça Eğitim Programları açtık. Bu hiçbir üniversitede, hiçbir yükseköğrenim kurumunda yoktur. 26 programla bugün eğitim verebileceğimiz Arapça programımız var, talebe göre aktifleştiriyoruz. Şuanda 7 tanesi aktif. 20 tane kampta doktorlarını eğitiyoruz. Çünkü, bilgilerini tazelemeleri, tazelemedikleri takdirde eskiyeceklerini yeni bilgilerle donatıyoruz. Biz de Gaziantep Üniversitesi olarak elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz."
RUSLAR VE PYD BASKIYLA GÖÇ ETTİRİYOR
Konuşmasında, göçün tarihsel seyrini anlatan SETA Ortadoğu Araştırmacısı Ufuk Ulutaş da, dünyanın çeşitli yerlerindeki İsraillilerin Ortadoğu'ya göçünün Filistin meselesi olarak ortaya çıktığına işaret ederken, Türkiye'nin sınır ihlali nedeniyle Rus uçağını düşürmesinin ardından ortaya çıkan gelişmeler sonucu bu ülkenin PYD güçlerini destekleyerek, PKK zihniyetinde olmayan Kürtler, Türkmen ve Arapları göçe zorladığını dile getirdi. Ulutaş konuşmasında, "Böylelikle Suriye'de yeni bir demografik yapıya zemin hazırlanılmaya çalışılıyor. Dünyanın neresinde olursa olsun, göç gelinen yerde siyasi gelişmeler ortaya çıkarıyor. Bu Bizim ülkemiz için de geçerli. Suriye'den göç edenler ekonomik bir maliyet getirmesinin yanı sıra, beraberinde bu siyasi gelişmeleri de getiriyor" dedi.
TÜRKİYE ENSARLIĞINI YAPTI
Suriye'den Türkiye'ye olan göçün 2. Dünya Savaşı'ndan buyana yaşanan en büyük göç olduğuna işaret eden Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Edibe Sözen ise, göçmenlerle ilgili yapılan araştırmalarla ilgili görüşlerini paylaştı. Türkiye'nin 'Kardeş' yaklaşımıyla göçmenlere iyi bir ensarlık örneği gösterdiğinin altını çizen Prof. Dr. Sözen, "Yapılan araştırmalar Türklerin yüzde 65'inin dil, din, etnik yapı farkı gözetmeden tüm göçmenlere insani olarak baktığını ortaya koyuyor. Onlar da Türk halkından son derece memnun. Onlar da bizi akraba olarak görüyor. Türkiye'nin ensar bir ülke olduğunu ve hiçbir zaman yalnız kalmayacaklarına inanıyorlar" diye konuştu.
GÖÇ EDENLERİN YÜZDE 60-70'İ KALIR
Başbakanlık Göç ve İnsani Yardımlar Baş Müşavirliği Strateji Koordinatörü Ali Güneş de konuşmasında, Türkiye'nin son 5 yılda yaklaşık 3 milyon Suriyeliye kapısını açtığını vurguladı. Bu süreçte Türkiye'de 160 bin Suriyeli bebeğin dünyaya geldiğini açıklayan Güneş konuşmasının devamında şunları söyledi: "Öngörümüz o ki, Türkiye'deki göçmenlerin yüzde 60-70'i savaş durduktan sonra da ülkelerine dönmeyecek. Kiraların yükselmesi başta olmak üzere çeşitli nedenlerle ortaya çıkan tepkilerin ortadan kaldırılması için çalışmalar yapıyoruz. Bu amaçla çalışma grupları kurduk. Bu grupların içinde 80 kadar Sivil Toplum Kuruluşu (STK) var. Böylelikle sahadaki birtakım koordinasyon eksikliklerini göreceğiz. Çalışma izniyle, alanlarında uzman Suriyelilerin kendi vatandaşlarına hizmet vermesini sağlayacağız. Bu da, kendi vatandaşlarımızın hizmet kalitesinde düşüş olmamasının yolunu açacak. Alanlarında uzman Suriyeliler eğitim, sağlık ve diğer hizmetleri verecek. Eğitim başta olmak üzere entegrasyonun sağlanması konusunda ciddi çalışmalar yapacağız. Bu kapsamda 28 Ocak'ta Ankara'da 600 Suriyeli akademisyen ile bir araya geleceğiz. Bu akademisyenlerimizi üniversite rektörleriyle buluşturup, istihdamı konusunda işbirliğine zemin hazırlayacağız."
Son Dakika › Güncel › Suriyelilerin Uyumu İçin Önemli Adımlar Atılacak - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?