Suudi Arabistanlı uzmanlar, Kral Selman bin Abdülaziz Al Suud'un Washington ziyaretinde, İran'ın nükleer programına ilişkin anlaşma ve bunun sonrasında Tahran'ın Riyad ile çelişen dış politikası konularının hakim olacağı görüşünü dile getirdi.
Suudi Arabistan Şura Meclisi'nin eski üyesi Halil el-Halil, Kral Selman bin Abdülaziz Al Suud'un, ocak ayında Kral Abdullah bin Abdülaziz'in vefatı sonrası tahta geçmesinin ardından ABD'ye yapacağı ilk ziyaretini AA muhabirine değerlendirdi.
İki ülke liderleri arasındaki ziyaretlerin Suudi Arabistan'ın kuruluşundan bugüne gelenek niteliğinde olduğunu belirten Halil, bu ziyaretin, bölgenin içinde bulunduğu "ateş çemberi" nedeniyle daha bir önem kazandığını anlattı.
Halil, görüşmelerde, Suriye, Yemen, Irak, DAEŞ ile mücadele gibi konuların yanı sıra Kral Selman'ın bizzat önem atfettiği Filistin meselesinin de gündeme geleceğini aktardı.
İran'ın nükleer programıyla ilgili olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üye ülkesi ve Almanya (P5+1) arasında Viyana'da imzalanan anlaşmanın masadaki "sıcak" konulardan biri olacağını ifade eden Halil, görüşmede, İran'ın "küstah" dış politika dili, bölgedeki milis gruplara verdiği destek ve Körfez İşbirliği Konseyi'ne (KİK) yönelik tehditlerinin de ele alınacağını kaydetti.
Riyad'ın nükleer anlaşmaya yönelik tutumunun net olduğunu ve anlaşmayı memnuniyetle karşıladığını dile getiren Halil, "Anlaşmalara sadık kalmayan İran'a nasıl güvenileceği" sorusunu yöneltti ve görüşmelerde İran konusuna özel önem verileceğine işaret etti.
Halil ayrıca Riyad'ın Washington'dan nükleer anlaşmaya ilişkin isteyeceği teminatlara da değinerek, Riyad ve Körfez ülkelerinin taleplerini, "İran'ın kendi sınırları içerisinde kalması, altına imza attığı anlaşmaları yerine getirerek milislere desteğini çekmesi ve nükleer silah elde etmesinin engellenmesi" şeklinde sıraladı.
ABD'nin Suudi Arabistan'ın isteklerine yaklaşımını da değerlendiren Halil, "ABD'nin son dönemdeki politikaları çekingen, araçları zayıf ve bölgeye bakışı sağlıklı değil. İran'a yönelmesi Körfez ülkelerini tedirgin ediyor. Bu ziyaret ABD'nin bakış açısına dair bilgi verecek ve KİK ülkelerinin meşru taleplerini ABD'ye iletmesine olanak sağlayacak" diye konuştu.
"Asıl sorun anlaşmanın siyasi boyutunda"
Suudi Arabistanlı akademisyen ve siyasi analist Halid ed-Dahil ise liderler arasındaki toplantıda, Yemen, Irak, Suriye ve İran'la imzalanan nükleer anlaşma konularının ele alınacağını söyledi.
Suudi Arabistan'ın anlaşmanın nükleer enerji boyutuna karşı olmadığını ancak uygulanmasıyla ilgili endişeleri bulunduğunu dile getiren Dahil, "Asıl sorun anlaşmanın siyasi boyutunda yaşanmaktadır. Anlaşmanın bir sonucu olarak Obama yönetimi Suriye'den çekilip, alanı İranlılara bıraktı. Washington Irak'taki nüfuzunu İran ile paylaşmaya başladı. İran bölgede milisler üzerinden yürüttüğü vekalet savaşları aracılığıyla teröre destek sağlıyor. Bu konular görüşmelerde hakkettiği ölçüde masaya yatırılacaktır" ifadelerini kullandı.
Dahil, "Nükleer anlaşmanın İran'ı nükleer silah elde etmekten alıkoyacak olması iyi bir gelişme. Ancak İran'ın bölgede özellikle mezhepsel anlamda kendine biçtiği role sessiz kalınması kaygı verici" dedi.
Suudi Arabistan'ın ABD'den fazla talepte bulunmaması gerektiğini dile getiren Dahil, "Riyad'ın kendine daha bağımsız bir dış politika alanı açması, bu alanda da İran'ın komplolarına hazırlanması ve İran'ın mezhepçiliğini azaltacak bir proje geliştirmesi gerektiğini" savundu.
ABD'nin "İran ile bu mahiyette yaptığı anlaşmanın orta ve uzun vadede bölgeye veya kendine fayda sağlamayacağını anlaması gerektiğine" işaret eden Dahil, görüşmelerde Suudi Arabistan'ın anlaşmaya ilişkin endişelerinin Amerikan yönetimine iletileceğini öne sürdü.
DAEŞ'le mücadele
Suriye konusunda DAEŞ ile mücadele için sahada bir güce ihtiyaç duyulduğu, hava saldırılarının yetersiz kaldığı, Esed'in rolünün Suriye'de sona erdiği, Esed ile bir çözümün mümkün olmadığı konusunda İran ve Rusya haricindeki ülkelerle fikir birliği olduğunu hatırlatan Dahil, "Ancak sahadaki kara birliklerini finanse edip, DAEŞ ile mücadele ederken Suriye rejiminin güçlenmesi nasıl engellenecek? Esed'in, yani İranlıların gelecekteki rolünde anlaşmazlık var. Bu konuların görüşmelerde yer bulacağını düşünüyorum. DAEŞ ile Suriye rejimi konularında fikir birliği var ancak bu hedeflere nasıl ulaşılacağı ve öncelikler konusunda fikir ayrılıkları mevcut" değerlendirmesini yaptı.
Dahil, Yemen konusunda ise ABD'nin Husilerle teması kesmesi gerektiğine işaret ederek, "Washington, Riyad'ın Yemen'de coğrafik emeller ve hegemonya arayışı içinde olmadığını ve talebinin gayet basit olduğunu anlamalı. Husilerin silah bırakması ve diğerleri gibi siyasi partiye dönüşmeleri, silahın sadece devletin silah taşıyabileceğini kabul etmeleri isteniyor" şeklinde konuştu.
Halid ed-Dahil ayrıca, Obama'nın başkanlığının son yılına girildiğini ve ABD Başkanı'nın anlaşmanın başarılı olmasını tarihsel mirası olarak gördüğünü kaydetti.
ABD Başkanı Barack Obama'nın Körfez ülkeleri liderleriyle Camp David'de mayısta düzenlediği zirveye Kral Selman'ın katılmaması, Suudi Arabistan'ın ABD'nin İran'la ilişkilerinden rahatsızlık duymasından kaynaklandığı yorumlarına neden olmuştu. Zirvenin düzenlenmesinin ardından Kral Selman ile birkaç kez telefonla görüşen Obama, Kral Selman'ı bugün Beyaz Saray'da ağırlayacak.
Son Dakika › Güncel › Suudi Arabistan Kralı Selman'ın Washington Ziyareti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?