MURAT Ardıçlar'ın verdiği bilgiye göre 6 Mart akşamı meydana gelen olaya, bir belediye otobüsü yol açtı. Bisikletiyle günlük sporunu yaptığı sırada otobüsün kendisine çarptığını belirten Ardıçlar, şöyle dedi:
"Bana çarptıktan sonra otobüs şoförü olay yerinde durdu, bana kızdı. Ağza alınmayacak laflar söyledi ve olay yerini terk etti. Oradan geçen bir polis, tüm olayı görmüş ve kendini görgü şahidi olarak yazdırdı. Sivil polis olarak orada bulunuyordu. Bütün bilgileri telefonla polise verdi ve vermesi gereken tüm ifadeyi verdi. Bana ismini söyledi ve herhangi bir durumda polisin kendisiyle kontağa geçeceğini söyledi. Ayrıca bir vatandaş da şahit olarak yer aldı. O sırada polis olay yerine geldi ancak görgü şahitleri gitti."
'LAFLARLA BANA SATAŞTILAR'
"Rapor aldıktan bir gün sonra beni polis bürosuna davet ettiler. Çarşamba gece 22.00'de ila sabah 06.00'da görevde olduklarını söyleyip beni o süreç içerisinde ifade vermeye davet ettiler. Saat 22.30'da ifade vermeye gittim ve 23.00'te ifademi almaya başladılar. 10 dakikada ifademi verdim fakat söylediklerimi ifadeye geçirmediler. Söylediklerimi ifadeye geçirmedikleri için 'İfademi yazabilir miyim?' diye sordum. Bana öyle bir hakkımın olduğunu söylediler ve boş kağıt ve kalem verdiler. Üç satır yazdım, beş dakika geçemeden, polisler 'Roman mı yazıyorsun, haber mi yazıyorsun?' diye laflarla bana sataşmaya başladılar. Cevap vermedim. 'Başka bir zaman, avukatımla gelir ifade veririm' dedim. Bunun haricinde hiçbir terbiyesizlik yapmadım. Hiçbir agresiflikte bulunmadım."
'BENİ DARP ETMEYE BAŞLADILAR'
"Avukatımla gelip, ifade vermek istemem tek suçum oldu ve bu ağzımdan çıkar çıkmaz bana yumruklarla yanaştılar. Kafamı defalarca masaya vurdular. O an, beni darp etmeye başladıklarında ellerim kelepçeliydi zaten. Kelepçeli halde, defalarca kendimden geçtim. Olay yerinde, defalarca bayıldım. Beni o vaziyette 10 saat nezarette beklettiler. Onun haricinde hiçbir şey hatırlamıyorum. Sabah saat 07.30'da beni çıkarttıklarını hatırlıyorum. Saat 08.00'e doğru annem ve kız kardeşim beni almaya geldiler. Oradan çıktıktan sonra direk hastaneye gittim. Hastanede fotoğraflarımı çektiler."
BABASI ERDOĞAN'I ARADI
Olayı ilgili makamlara ve ilgili mercilere bildirdiklerini ifade eden Murat Ardıçlar'ın babası Osman Ardıçlar da, "Sayın Cumhurbaşkanımızı aradım. Kendisiyle görüşme şansımız olmadı ama sekreteriyle görüştüm. Olayın takipçisi olacaklarını söyledi. Anvers Başkonsolosumuz olayın takipçisi olacağını söyledi" dedi.
Osman Ardıçlar, "Son günlerde Aalst polisinin yabancılar üzerindeki baskısı günbegün artmaya başladı. En ufak bir hatada hatta sokakta yürürken bile bakmamız suç haline geldi. Şu anda biz sokağa çıkamaz olduk. Nereye gitsek, başımıza hemen bir polis geliyor. Belçika genelinde mi böyle olmaya başladı yoksa Aalst'ta mı böyle bilmiyorum. En ufak bir şeyde paldır küldür götürüyorlar. Geçenlerde aynı şeyi ben de yaşadım. Bir şeyden dolayı beni ifadeye çağırdılar ama adam benim söylediklerimi yazmıyor" diye konuştu.
BELEDİYE MECLİS ÜYESİNDEN TEPKİ
Aalst Belediyesi'nin Türkiye kökenli meclis üyesi Fatma Yıldız, "Normal bir vatandaşın polis tarafından dövülmesi kabul edilemez bir olay. Bu gencimiz ne yapmış olursa olsun, böyle bir müdahaleyi hak etmiyor. Tabii ki, kendim meclis üyesi olarak, bunu daha politik mercilere taşımak için bölge yöneticimiz Meryem Almacı'yla konuştum. 3-4 gündü bu konuyla ilgileniyorum çünkü halktaki korkuyu gördüm, endişeyi gördüm. Normalde güvenlik görevlilerimiz olan polisin yanında kendilerini güvende hissetmediklerini dile getirdikleri zaman, bu işte normal olmayan bir şey var dedim" diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › Türk Gencinden Karakolda Dayak İddiası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?