Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Sosyolojiyi bu toprakların sosyolojisi yaptığımız zaman, kendiliğinden reel ihtiyaçlara cevap veren sosyologlarımız olacak demektir" dedi.
Avcı, Sosyologlar Derneğince (SOSYODER) Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nde gerçekleştirilen " Türkiye'de Sosyolojiye Rol Vermek" konulu konferansta yaptığı konuşmada, daha önce katıldığı çalıştaylarda salonların boş kalması ile sık sık karşılaştıklarını ancak bu çalıştayda gördüğü doluluk oranının kendisini oldukça şaşırttığını söyledi.
Kendisinden önceki konuşmacıların sunumlarına salondakilerin alkışlarla tepki vermesini anlamlı bulduğunu ifade eden Avcı, şöyle devam etti:
"Dinlediğim sunumlardan anladığım, sizlerin siyaset ve bürokraside çok güçlü temsilcileriniz var. Dolayısıyla istihdam konusundaki taleplerinizi görüyorum ama bunun anlamlı bir çerçeveye oturtulması için görev tanımlarının iyi yapılması gerekiyor. Bu görevleri öyle tanımlayalım ki sosyologların üstleneceği görevler için başkaları 'O görevleri biz de yaparız' diye devreye girmesinler."
Bakanlık olarak diğer meslek gruplarının sunumlarını da dinlediklerini, herkesin kendi alanını olabildiğince kendisiyle sınırlamayı, yan veya komşu disiplinlerin fazla müdahil olmamasını istediğini vurgulayan Avcı, şunları söyledi:
"Tartışma başlatmak için söylemiyorum ama neyi kastettiğimin iyi anlaşılması bakımından PDR'cilerin (psikolojik danışma ve rehberlik) kendi alanlarını paylaşmak konusunda zannettiğiniz kadar cömert olmadıklarını, olmayacaklarını siz zaten biliyorsunuz. Dolayısıyla siz nasıl kendi alanınızın komşu disiplinler tarafından daha güvenli sınırlar içinde tutulmasını istiyorsanız felsefeciler de aynı şekilde, psikologlar da aynı şekilde, PDR'ciler de aynı şekilde... Bütün bu sınır tartışmalarını barışçıl bir biçimde çözmenin yolu da her kadronun gerçek tanımını, ne beklendiğini, hangi nitelikte insanların bu görevi yapabileceğinin net bir şekilde tanımlamak.
Bu toplantının anlamlı yönü, sivil toplum kuruluşu olarak meseleye bu şekilde sahip çıkıyor olmanız güzel bir örnek de teşkil ediyor. Bu güzel örneği daha ileri taşımak için üniversitelerimizin ilgili bölümlerinin de müfredatlarını, o üniversitede verilecek eğitimlerden beklenen sonuçları beklentilere uyumlu hale getirmek adına birlikte çalışalım. Üniversite aşamasında toplumsal ihtiyaçlara cevap verecek kazanımların da programlarda yer almasını sağlamak gerekiyor. Üniversitelerin bu konuda bir tutuculuğunun olmadığını biliyorum. Sosyolojiyi bu toprakların sosyolojisi yaptığımız zaman, kendiliğinden reel ihtiyaçlara cevap veren sosyologlarımız olacak demektir."
"Sosyologlar gereken itibar ve ilgiyi görememiştir"
SOSYODER Genel Başkanı Prof. Dr. Sami Şener de Türkiye'de sosyolojinin 100'üncü yılını geride bırakan, kadim bir sosyal bilim olarak önemli bir geçmişe sahip olduğunu söyledi.
Sosyolojinin şimdiye kadar kendi değerleri ve tarihi birikimi üzerine kurulmadığını, sadece batıdan aktarılan bilgi ve metotlarla kendi varlığını sürdürme talihsizliğini yaşadığını aktaran Şener, bu durumun kamu ve özel sektörde sosyolojiden gereğince faydalanılamamasına sebep olduğunu dile getirdi.
Sosyolojinin bilinen ve kendisinden istifade edilecek bir meslek olmasının önündeki bir başka engelin ise sosyologların teorik çalışmalarla yetinip, metot olarak çözüm merkezli bir anlayış dışında kalmaları olduğuna işaret eden Şener, "Sosyologlar uzun bir geçmişe rağmen toplumla gereği gibi kaynaşamadığı için toplumca iyi anlaşılamamış, halktan ve kurumlardan uzak kalmış, kendisine olan ihtiyacı gereği gibi ortaya koyamadığı için gereken itibar ve ilgiyi görememiştir" dedi.
Konuşmalar sonrasında konferansın yapıldığı eski mahkum yemekhanesinden ayrılan Bakan Avcı, konferansa katılan öğrencilerle fotoğraf çektirdi.
Son Dakika › Güncel › Türkiye'de Sosyolojiye Rol Vermek' Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?