Cumhurbaşkanlığı himayelerinde İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen Uluslararası Göç Filmleri Festivali kapsamında gerçekleştirilen gerçekleştirilen "Live Talk" söyleşilerinin konuğu yazar ve senarist Gül Abus Semerci oldu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen, Anadolu Ajansının global iletişim ortağı olduğu festivalin Instagram hesabı üzerinden yayınlanan "TV Dizisi Yazmak Süperman Olmaktan Zor" başlıklı etkinliğin moderatörlüğünü Şebnem Vitrinel üstlendi.
Semerci, televizyon dizilerinden, bir dizi projesinin nasıl yapıldığından ve kendi senaristlik yolculuğundan bahsetti.
Tam olarak dizi yazmayı piyasada öğrendiğine işaret eden Semerci, "Yazdığım şeyi ekranda gördükçe orada öğrendim. Sanırım bir 4-5 yıl sonra 'Tamam, mesele buymuş.' demeye başladım." ifadesini kullandı.
Semerci, televizyon dizisi yazmak için sadece ders almanın yeterli olmadığını aktararak, "Ders almanın faydası olabilir fakat yazarak ve deneyip yanılarak, tekrar yanlışlar yaparak, piyasanın içinde olarak, setlerde bulunarak mümkün bence öğrenmek. Çünkü bir hikayeyi nasıl kuruyoruz, ilk bölümü nasıl yazıyoruz, o karakteri nasıl tasarlıyoruz, bütün bunları tabii ki derste anlatıyoruz ama birebir reel bir şekilde televizyonda görüyorsun onu. Bu anlamda ekiplere girmeliler." diye konuştu.
"Denemekten, yanılmaktan ve yapımcılara ulaşmaktan korkmamak gerekiyor"
Yeni bir televizyon dizisi yazanlara tavsiyelerde bulunan Semerci, "Bence denemekten, yanılmaktan ve yapımcılara ulaşmaktan korkmamak gerekiyor. Evet, ekiplere girecekler ama eğer yetenekli biriyseniz 'Aa bu farklı bir şeymiş' diyebilirler. Hani kapılarının önünde yatmak denir ya ben bekledim yapımcıların şirketlerinin önünde." dedi.
Semerci, bitmiş bir işini ilk kez ekranda gördüğünde çok farklı şeyler hissettiğini belirterek, "Ben 'adam kapıyı çarpar' demişim senaryoda, çarpıyor. 'Koşar' diyorsun, koşuyor. 'Karanlıktır, gecedir, bir mum ışığı vardır', evet aynı ortam oluyor. İlginç bir şekilde müthiş bir histi o. Senaryoda senin yazdığın şeyi hayata geçiriyorlar. İlk zamanlar böyleydi fakat sonrasında aldırmadık." değerlendirmesini yaptı.
Diziyle sinemanın farkına da değinen Semerci şunları kaydetti:
"İkisinin arasında çok büyük fark var. Bir defa diziler iki üç günde geçer. Süre farkı bile var. Genellikle anbean takip ettiğin karakterler vardır dizide. Sinema filmi öyle değil. Bir asrı da anlatabilirsin zaman açısından. Bir sürü zaten teknik anlamda farklılıkları var. Sinema filmi başka bir şey. 90 dakikada bir şeyi tam olarak anlatmak zorundasın. Başını, sonunu, bir hikayeyi seyircinin merakını celbederek meselen neyse onu söylemek zorundasın. Dizi öyle değil. Dizi 100 bölüm sürmek zorunda ama her bölüm o heyecanı o merakı uyandırmak zorundayız. Hangisi daha zor? İkisinin de farklı zorlukları var. İkisi de önemli ve zor."
Son Dakika › Güncel › Uluslararası Göç Filmleri Festivali devam ediyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?