Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sayın Trump, bana göre medeniyet olayını şekil olarak değerlendiren bir tipolojidir. Bizim anlayışımızda biz farklı düşünce insanlarına kapıları kapatmadık ama şu anda eğer Amerika'da Müslümanlar oradan kovulmanın hesapları içerisine mahkum edilmişse Amerika'da bir sıkıntı var demektir. Önce Trump'ın bunu masaya yatırması lazım. Bizim hedefimizde insan, yaratılmışların en şereflisidir. Fakat görüyorum ki Amerika'da durum böyle değil ve şu andaki gidiş orada sıkıntı yaratır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi'nde düzenlenen Uluslararası Medeniyet Şurası'nın açılışında yaptığı konuşmada, şuranın bu yıl "Dinin bir maksadı olarak medeniyetin korunması" başlığıyla yapıldığına dikkati çekti.
Düşünceleri ve tartışmalarıyla şuraya katkıda bulunacak tüm ilim ve fikir insanlarına şükranlarını sunan Erdoğan, Türkiye'de son iki asra damgasını vuran üç tarzda siyasetin, esasen bir medeniyet yönelimi arayışının adı olduğunu vurguladı.
Adı konmuş olmasına rağmen bu yönelimleri etraflıca tarifte başarısızlık yaşandığına değinen Erdoğan, "Hatta daha da ileri giderek söylüyorum. Her fırsatta ifade ettiğimiz İslam medeniyeti mefhumunu dahi günümüz insanlarının muhayyilelerinde müşahhas hale getiremediğimiz bir gerçektir." diye konuştu.
Hz. Muhammed'in nübüvvetiyle temelleri atılan İslam medeniyetinin köklerinin Kur'an-ı Kerim ve sünnet-i seniyye olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün aziz dinimizi terör örgütleri üzerinden öylesine bir yere konumlandırmaya çalışıyorlar ki böyle olmadığını anlatmaya çalışmaktan çoğu zaman hakikati ifade etmeye fırsat bulamıyoruz. Şu anda birçok insanlar çıktı, türedi. Bu türedi tipler sünneti ciddi manada tartışır hale geldiler. Bu tartışmaların özellikle ülkemizde yapılması, bizler için ciddi manada bir üzüntü sebebidir. Şunu açık, net söylemek zorundayım. Hoca olmak, ahkam kesmek yetkisini kimseye vermiyor ve dolayısıyla Sevgili Peygamberimizin sünnetini tartışma yetkisini de onlara vermiyor. Bu tartışmaları açmak, aslında bir neslin ifsadı anlamınadır. ve bu nesli ifsat etme hakkını da kimse onlara vermemiştir. Kendileri de böyle bir tarzla siyasetin içerisine giremezler, girerlerse bedelini onlar da ağır öderler."
"İslam medeniyetinin üslubu ve ölçüleri farklıdır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir medeniyetin inşası değil, ihyası hareketinin içerisinde olduklarını kaydetti.
Medeniyetlerin özünü inançlar belirliyorsa ve din, medeniyetin adeta bir şemsiyesi ise kendilerinin de farklarını ortaya koymaları gerektiğinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Medeniyetin şekillenmesinde bilim ve teknik önemli olmakla birlikte, inancı ve sosyal dayanışmayı ihmal ettiğinde ortaya çıkan şeyin adı, bize göre medeniyet değildir. Bu bakımdan Batı medeniyetinin üslubu ve ölçüleri ile İslam medeniyetinin üslubu ve ölçüleri farklıdır. Mesela bir şehrin Batı ölçüsüne göre medeni sayılması için, yollarda aydınlatma olması, sokaklarda çamur bulunmaması gibi görünür, özelliklere bakılır, halbuki İslam'ın ölçüsüne göre bir şehrin medeniliğinin işareti, mesela kapı kilitlemeden dışarı çıkılabilmesi, ihtiyaç sahibi herkese el uzatılması, sokak hayvanlarına dahi şefkatle davranılması demektir. Bizim medeniyetimizde medenilik budur. Fakat bu tuzağın içine biz farklı şekilde düştük. 40 kat, 100 kat bu tür binaları yapmak sizi medeni yapmıyor ama biz de bu tuzağın içine düştük, onu da söyleyeyim."
Batılı seyyahların Osmanlı ve diğer İslam coğrafyalarına yaptığı seyahatlerdeki gözlemlerine bakıldığında bu farkın tüm belirginliğiyle görülebildiğine işaret eden Erdoğan, "Bunun için Batı medeniyeti doğrudan bireye odaklanırken, bizim de içinde yer aldığımız İslam medeniyeti, toplumsal hayatın her alanını ihata eden bir anlayış üzerine kuruludur. Hayra çağırmak, iyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamak olarak ifade edebileceğimiz İslam dininin ölçüleri eğer bugün dünyada hakim olsaydı şu yaşadığımız krizler ortaya çıkar mıydı?" dedi.
"Trump'ın bunu masaya yatırması lazım"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisinden önce konuşan İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Heba Raouf'un ABD Başkanı Donald Trump ile ilgili sözlerini de hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Sayın Trump, bana göre medeniyet olayını şekil olarak değerlendiren bir tipolojidir. Bizim anlayışımızda biz farklı düşünce insanlarına kapıları kapatmadık ama şu anda eğer Amerika'da Müslümanlar oradan kovulmanın hesapları içerisine mahkum edilmişse Amerika'da bir sıkıntı var demektir. Önce Trump'ın bunu masaya yatırması lazım. Bizim hedefimizde insan, yaratılmışların en şereflisidir. Fakat görüyorum ki Amerika'da durum böyle değil ve şu andaki gidiş orada sıkıntı yaratır."
Müslüman hakları savunucusu sivil toplum örgütü Amerikan İslam İlişkileri Konseyi (CAIR), Beyaz Saray'ın önünde gösteri yapıyorsa bunun kendi inancının karşılığını alma ve demokrasi mücadelesini verme gayreti olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne deniyor Ameriya'ya? 'Demokrasinin beşiğidir.' Böyle bir şey demokrasi olamaz ve bunun adı demokrasi olamaz. Benim 13 tane korumam kendi davetine gittiğim bir ülkede eğer kalkıp da daha Amerika'da tanımadan, görmeden, bilmeden haklarında, gıyaplarında gözaltına alma kararı çıkıyorsa kusura bakmasınlar, ben bu ülkeye medeni demem. Beni davet edeceksin, yanımda korumalarım, ben bir ülkenin Cumhurbaşkanıyım ve teröristlere orada adeta bizi dövdürmeyle tehditle karşı karşıya bırakacaksın ve kendi korumalarım bizimle ilgili tedbir alacak, hele hele iki tanesi orada hiç yok, eşimin korumaları ve bunlarla ilgili savcı gözaltına alma kararı verecek. Böyle adalet olur mu? Böyle merhamet olur mu? O da yok. İki dünya saadetini onlar için zaten konuşmamıza hiç gerek yok."
"Hala da medeniyetler ittifakını savunuyorum"
Medeniyetler ittifakı anlayışının Birleşmiş Milletler'de İspanya ile birlikte banisi olduklarını hatırlatan Erdoğan, hala da medeniyetlerin ittifakını savunduğunu kaydetti.
İttifaktan yana olduğunu dile getiren Erdoğan, "Çünkü biz kesrette vahdeti bulmuş bir milletiz. Bir anlayışın mensuplarıyız. Madem ki biz kesretten vahdete gidebilmişiz, öyleyse burada da düşüncelerle teke, bire gidebiliriz. Bunun adımlarını atmamız lazım. Bu çok ciddi bir yaklaşım buldu. Birçok devlet sağolsun buna katıldı. Şu anda dünyada 114 devlet, bizim bu attığımız adıma destek veriyor."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Uluslararası Medeniyet Şurası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?