Usame El Nüceyfi: Türk Askeri'nin Eğittiği Haşid El Vatani Güçleri Musul'u Kurtarmaya Hazır

Dha DIŞ HABER-

Irak'ta Mutahidun Lilislah İtilafı Başkanı eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Usame El Nüceyfi Türkmeneli Televizyonuna açıklamalarda bulunarak Musul'un kurtarılması ile katılacak güçler hakkında açıklamalarda bulundu. Haşid El Şabi'nin Musul savaşında taraf olması mezhepsel sorun ve kaos anlamına geleceği uyarısında bulunan El Nüceyfi Türkmeneli Televizyonu Genel Müdürü Yalman Haceroğlu'nun sorularını yanıtlarken Musul'un kurtarılmasında yer alacak Haşid El Vatani güçlerine verilen askeri eğitimden dolayı Türkiye'ye teşekkür etti.

El Nüceyfi Irak güçlerinin, Türk askerleri tarafından eğitilmesi talebinin de Başbakan Haydar El İbadi'den geldiğini vurguladı. EL Nüceyfi, Başika kampında Iraklılara eğitim veren Türk askerlerin bulunmasının Türkiye ile bir anlaşma sonucu olduğunu ancak Irak hükümetinin bunu inkar ettiğini söyledi. EL Nüceyfi bir İranlı askeri komutandan tehdit aldığını belirtti.

Usame El Nüceyfi Musul'un kurtarılması ile katılacak güçler hakkında şunları söyledi:

"Musul savaşı bir milli ve Irak meselesidir, Musul savaşına mutlaka Musul halkı katılmalıdır, farklı mezhep ve etnik grupları ile Musul halkı bu savaşa öncülük etmelidir, tabi ki de bunun yanında resmi güçler de olacaktır. Irak ordusu, Haşid El Vatani, Peşmerge ve Musul'daki aşiret güçleri ve koalisyon güçleri olacaktır. Musul savaşına bunlar katılacak, planlar da adı geçen bu güçler tarafından yapılacak, başka güçlerin katılması söz konusu değildir, daha önceden bu şekilde bir anlaşma yapılmıştır. Haşid El Şabi'nin katılması üzerine daha önceden anlaşma yapılmamıştır, bu güçler dayanışma ve anlaşmaları olumsuz yönde etkileyecektir ve mezhepsel anlaşma sorunlar çıkacak, Musul'un kurtarılmasından sonra bir kaos ortamı yaratılmasını istemiyoruz"

Musul'un kurtarılmasında yer alacak güçlerin bölgeye gelmesine işaret eden Usame El Nüceyfi, şöyle konuştu:

"Mahmur'a sevkiyatı yapılan güçler Irak ordusu 15 ve 16'ıncı tugay komutanlığına bağlı resmi güçlerdir, dün de bazı tümen ve birimler aynı bölgeye ulaştı. Zırhlı birlikler ve kara kuvvetlerinden oluşan bu birlikler resmi devlet gücüdür, bunların dışında gelen gayri resmi bir güç yoktur. Bu güçler arasında her hangi bir milis gücü ve Haşid El Şabi bulunmuyor."

El Nüceyfi Musul'un kurtarılması savaşında ana faktör olarak gördükleri Haşid El Vatani'nin konumunu da anlattı. El Nüceyfi, "Haşid El Vatani etnik ve mezhepten uzak Musul halkını temsil ediyor, bu güçler Türk askerler tarafından 1 yıl yüksek düzeyde askeri eğitime tabi tutuldu, bu güçler şimdi savaşta yer alabilecek ordu güçlerine eşdeğer ve hatta ordu güçlerini bazı konularda geçecek düzeye geldi, bu güçlerin sayısı ise yaklaşık 5 bin" dedi.

Muttahidun Lilislah İtilafı Başkanı eski Cumhurbaşkanı yardımcısı Usame El Nüceyfi "Uluslararası koalisyon güçleri ile yapılan anlaşma gereği Haşid El Şabi Musul savaşında taraf olmaz, bu hususu tüm taraflara aktardık, Başbakan da konuyu hükümet ve Savunma Bakanlığına aktardı, ancak Başbakanın Parlamento'daki konuşması sırasında Haşid El Şabi'nin de Musul savaşına katılacağı yönündeki konuşması daha önceden yapılan anlaşmalara aykırıydı, Başbakan bu açıklamayı bazı siyasi tarafların rızasını kazanmak için yapmış olabilir" diye konuştu. Başika kampındaki askeri eğitim konusuna değinen El Nüceyfi, "Biz doğrudan Türk güçlerine teşekkür ediyoruz, teröre karşı savaşacak olan Musul halkını askeri eğitim bakımından hazırladı ve bu güçlere askeri anlamda teçhizat desteğinde bulundu ve verilen eğitim üst düzeyde oldu, bu resmi bir şekilde Türkiye ile yapılan bir anlaşma sonucu oldu, ancak Irak hükümeti bunu inkar etti, Başika kampında Türk muharip birlikleri bulunmuyor sadece askeri eğitmenler bulunuyor, Türk askeri güçleri varsa eğer bu Başika kampında değil, Kürdistan bölgesinde olabilir bunun Başika Kampı ile bir ilgisi yoktur" dedi.

El Nüceyfi Türk askerlerinin Irak güçlerine askeri eğitim vermesi talebinin Başbakan El İbadi'den geldiğini belirterek şöyle konuştu: "Parlamento Başkanın evinde resmi bir toplantıda oldu. Toplantıda Başbakan ve Ulusal Güçler Koalisyonu yetkilileri hazır bulunmuştu. O zaman hükümetin ne silah ne de askeri eğitmenleri vardı. Toplantıda konuşmasını bana doğrultan Başbakan bana 'yardım edin iletişim araçlarını kullanın' dedi ve 'senin Türk liderlerle iyi ilişkilerin var! kendilerinden silah ve askeri eğitmen yardımında bulunayım diye ricada bulundu. Başbakan bana 'ben her türlüsüne razıyım yeter ki Türkiye askeri eğitim ve silah desteğinde bulunsun' dedi. Ben de 'tamam Türkiye'yi ziyaret ederek konuyu ilgili taraflarla görüşeceğim' dedim kendisine, ve Türkiye'den silah desteğinde bulunmalarını isteyeceğimi kendisine ilettim, daha sonra Türkiye'ye gittim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile konuyu etraflıca konuştum, kendileri de bu fikri desteklediler ve olumlu yaklaştılar, daha sonra ziyaretler yapıldı, başbakanın Türkiye ziyaretinde konu hakkında görüşmeler yapılmıştır. Türkiye Başbakanı da Bağdat'a geldi daha sonra Savunma Bakanı'nın Türkiye ziyaretinden sonra Türkiye Bağdat'a askeri teçhizat ve silah gönderdi Bağdat'a uçakla gelmişti tüm bunlar, Başika kampına ise Türk askeri eğitmenler gönderildi ve bu askeri eğitimler Irak hükümetinin denetimi ile yapıldı"

Musul'un IŞİD'in eline geçmesi ile ilgili önemli bir bilgiyi de paylaşan El Nüceyfi, "Parlamento başkanı olduğum zaman İran'ı ziyaret etmiştim. İranlı tanınmış bir askeri komutan yanıma geldi ve 'Bir kaç aya Musul düşecek ve IŞİD'in eline geçecek' diye bilgi verdi. Ben de şaşkınlık duyduğumu söyledim çünkü 'Musul'da askeri tugay, yerel ve federal polis güçleri var üstelik Musul'da terör zayıf bir konumdadır, buna ihtimal vermiyorum' dedim. İranlı komutan bana 'Nuri Maliki ile görüştüğünde ve kendisi ile anlaştığında bu durum yaşanmayabilir' dedi bana, ben de 'ben Nuri Maliki ile anlaşamam Nuri Maliki devleti kötü bir şekilde yönetiyor ve Musul ve diğer illere karşı mezhebe temelli bir politika izliyor, siyasi anlamda Maliki ile politikalarımız örtüşmüyor' dedim. Maliki tek bir şey istiyor oda kendisinin izlediği politikaya tabi olmak, Maliki bizim illeri ve özellikle Musul'u kendisinin izlediği ırkçılık sistemine geçirdi ve teslim etti. Maliki bizim vatandaşları ikinci sınıf vatandaşı olarak görüyor, bu ırkçılık politikasını benimsedi biz ise bunu kesinlikle reddediyoruz, ben İranlı komutanın konuşmasından bir tehdit algısı aldım ancak Musul'un düşeceğini tahmin etmemiştim ama sonunda oldu ve Musul düştü" dedi.

Görüntü dökümü////////

Gazeteci Yalman Haceroğlu'nun sorularını yanıtlayan Usame El Nüceyfi.

İkili görüşmeden detaylar - Tuzhurmatu