Uyuşturucu Parası İçin Vurmuşlar!

Adana'da kebapçı 33 yaşındaki Erdal Gündüz'ü sırtından vurup öldürdükten sonra üzerindeki parayı ve cep telefonunu gasp ettikleri öne sürülen 1'i firarda 3 sanığın yargılamasına başlandı.

Olay, 21 Şubat 2013'de merkez Seyhan İlçesi Gülbahçe Mahallesi'nde meydana geldi. Mahallede kebapçılık yapan Erdal Gündüz, arkadaşları 31 yaşındaki M.İ., aynı yaştaki İ.A. ve 26 yaşındaki K. Ç. ile gezmek için otomobile bindi. İddiaya göre otomobille gezerken, 3 şüpheli Erdal Gündüz'den 10 bin lira borç istedi. Erdal Gündüz de o kadar parası olmadığını söyleyince, aralarında tartışma çıktı. Daha sonra Erdal Gündüz, K.Ç.'in kullandığı otomobil yavaşlayınca, inerek uzaklaşmak istedi. Şüpheliler de arkasından tabancayla ateş etti. Sırtından vurulan Gündüz'ün üzerindeki miktarı belli olmayan para ile cep telefonunu alan şüpheliler, cesedi de Seyhan Nehri kenarına attı.

Olayın ardından K.Ç. ile İ.A. yakalanıp tutuklandı, M.İ. hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.

Cumhuriyet Savcısı, olayla ilgili 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açtı. Davanın iddianamesinde sanıklardan firardaki Mehmet İnan hakkında, 'kasten öldürme' suçundan ömür boyu, 'nitelikli yağma' suçundan da 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Diğer tutuklu sanıklar K.Ç. ve İ.A. hakkında da yardım ettikleri iddiasıyla cinayetten 15'er, yağmadan da 7 yıla kadar hapis talep edildi.

Yargılanmalarına başlanan sanıklar cinayeti firari sanığın işlediğini belirterek, yardım konusunda ise birbirlerini suçladı. Kendisinin suçsuz olduğunu ileri süren İ.A. şöyle dedi:

"K.Ç. ile M.İ. bana 'Seni eve bırakalım' dedi. Bir süre sonra Erdal'ı da çağırdılar. Erdal da gülümseyerek gelip araca bindi. Sonra M.İ., Erdal'dan 10 bin lira istedi. Erdal da veremeyeceğini, daha önce verdiği parayı da alamadığını söyledi. K.Ç. da 20 kilo esrar alacaklarını, sonra parasını iade edeceklerini söyledi. Araç yavaşlayınca Erdal inerek hızla uzaklaşmak istedi. M.İ. de peşinden inerek bir el ateş etti. 'Hastaneye kaldıralım' dedim. 'Tamam' dediler. Ancak boş bir arazideki bağ evi gibi yer yere götürdüler. Erdal hala yaşıyordu. Başını merdivenlere çarpa çarpa teras kata çıkardılar. Üzerindeki 2 deste parayı aldılar. Cüzdanından bir kaç senet çıkardılar. M.İ., K.Ç.'a 'Git, kazma kürek getir' dedi. K.Ç. da 'Benzinimiz yetmez, yolda kalırız' dedi. Sonra tekrar başını merdivenlere vurarak indirip otomobile koydular. Silahla birlikte yol kenarına bıraktılar."

İ.A.'in yalan söylediğini ileri süren K.Ç. ise şu sözlerle kendini savundu:

"Araçla gezerken M.İ. Erdal'ı çağırdı. Aracı ben sürüyordum. M.İ., 'Benimle İ.A.'e 50 kilo esrar gelmiş. 10 bin lira lazım. Bunları satıp, 10- 15 gün sonra faiziyle birlikte vereceğiz' dedi. Erdal da 'Bende bu kadar para yok' dedi. Sonra da İ.A. ısrar etti. Ancak Erdal parasının olmadığını tekrarladı. M.İ. silah çekince ben tepki göstererek aracı durdurdum. Erdal araçtan inip gitmek istedi. M.İ. de indi, sonra silah sesi geldi. Erdal'ı yaralı halde boş bir arazideki eve götürdüler. Çatıya çıkarırken bana taşıttılar. Çıkarırken değil de indirirken başı merdivene değdi. Bu esnada ölmüştü. M.İ. üzerindeki parayı aldı. Beni de tehdit ettiler. Ben kendimden geçmiştim. Ne derlerse onu yapıyordum. Benim gözümün önünde haksız yere bir insan öldü."

Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve firari sanığın yakalanmasının beklenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.