Vahap Seçer: "Yargı Siyasetin Vesayeti Altına Girerse Orada Kimsenin Bir Güvencesi Kalmaz" - Son Dakika
Son Dakika Logo
Güncel

Vahap Seçer: "Yargı Siyasetin Vesayeti Altına Girerse Orada Kimsenin Bir Güvencesi Kalmaz"

31.12.2025 12:16  Güncelleme: 13:16

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Demokratik ve ‘Biz hukuk devletiyiz’ diyen toplumlarda olmaması gereken tartışmalı yargı kararlarıyla bir süreç yaşıyoruz. Yargı eğer siyasetin vesayeti altına girerse orada kimsenin bir güvencesi kalmaz. Zaten muhalefet diye bir unsur kalmaz, sadece iktidar diye bir yapı kalır. Sadece iktidarın olduğu bir yerde de demokrasiden söz edemezsiniz; başka bir rejime doğru kaymış olursunuz” dedi.

(MERSİN) - Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, "Demokratik ve 'Biz hukuk devletiyiz' diyen toplumlarda olmaması gereken tartışmalı yargı kararlarıyla bir süreç yaşıyoruz. Yargı eğer siyasetin vesayeti altına girerse orada kimsenin bir güvencesi kalmaz. Zaten muhalefet diye bir unsur kalmaz, sadece iktidar diye bir yapı kalır. Sadece iktidarın olduğu bir yerde de demokrasiden söz edemezsiniz; başka bir rejime doğru kaymış olursunuz" dedi.

TBB Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer; yerel TV ve radyolarda gerçekleşen ortak canlı yayının konuğu olarak; Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Başkanı Rüstem Kaya Tepe'nin moderatörlüğünde, Dünya gazetesi Mersin Bölge Temsilcisi Fahriye Kutlay Şenyurt ile gazeteci Ahmet Özdemir'in Türkiye ve Mersin gündemine ilişkin sorularını yanıtladı.

Seçer, Yalova'da düzenlenen DEAŞ operasyonunda şehit düşen 3 polise Allah'tan rahmet, yaralı güvenlik güçlerine acil şifalar diledi.

İlk 5 yıllık görev süresinde pandemi, global ekonomik kriz, afetler gibi ekstrem olayların yaşandığına işaret eden Seçer, şöyle konuştu:

"Bu inişli çıkışlı, netameli süreçler içerisinde biz de asli görevimizi yapmaya devam ettik. Yüzde 45 gibi bir kabulden yüzde 60'lara varan bir kabule bu kadar ekstrem süreçler içerisinde evrilmeniz çok dikkate değer. Ben CHP'li bir belediye başkanıyım, sosyal demokrat ve Atatürkçü kimliğim öne çıkar. Uygulamalarımda da dünya görüşüme ve yaşam biçimime uygun projeler hayata geçiririm ama bana oy veren yurttaşımla vermeyen yurttaşım arasında bir fark ya da ayrım yapamam. Bu süreci bu anlayışla götürdük. Bu kadar yüksek kabul görmenin temel nedenlerinden bir tanesi de insanların size, adaletinize, şehre sadakatinize, aldığınız göreve, vatandaşın desteğine duyduğunuz saygıya güvenmesi ve inanmasıdır.

Bu kentin 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planları yoktu. Bizim dönemimizde merkezin ve periferideki bazı ilçelerin bu sorunu ortadan kalktı. Çocuk kampüsleri, çocuk köyleri ve sosyal yaşam merkezleri yapıyoruz. Çünkü belediye hizmet alanları arsalarımız var. Bunları halk için bazı yatırımlara dönüştürebiliyoruz ya da hızlı bir konut yapımı başladı. İmarlı alanlar ortaya çıktı. ya da iş yeri sorunu vardı, fabrika yapacak yapamıyor, atölye yapacak yapamıyor; bütün bunlar süratle aşılmış oldu."

Kenti yönetirken katılımcı demokrasiyi öncelediklerini ve bunun karşılığında yurttaşlardan nasıl geri dönüşler aldıklarını soran Tepe'nin sorusunu yanıtlayan Seçer, şunları aktardı:

"Ben her zaman söylüyorum: 'Bu kenti tek başımıza yönetemeyiz'"

"Demokrasinin içeriğinde katılımcılık vardır. Biz de demokrasiyi demokrasi gibi uyguluyoruz. Demokrasi; azınlığın da sesinin duyulması, dediklerinin dikkate alınmasıdır, çoğunluğun azınlığı yönetme rejimi değildir. Biz; odaları, dernekleri, kooperatifleri, sosyal sorumluluk projesi yapan, gönül işinde çalışan vatandaşları, kısacası herkesi dinliyoruz. 'Kente Sözümüz Var' toplantılarımız oluyor. O toplantılarda toplumun farklı kesimlerinin görüşlerini dinliyoruz. Binlerce vatandaş Teksin uygulamasında meramını anlatıyor, şikayetlerini bildiriyor. Bu da halkı yönetime dahil etmektir. Ben her zaman söylüyorum: 'Bu kenti tek başımıza yönetemeyiz.' Bu, kent yönetimine katkıdır ve belediye halkındır."

Fahriye Kutlay Şenyurt'un, Seçer'e 2024 yerel seçimlerinde yüzde 60 oy oranıyla ikinci dönem belediye başkanlığı yaptığını hatırlatarak, "Mersinlilerin büyük bir teveccühünü alıyorsunuz. Bu konuyla ilgili anketler yaptırıyor musunuz? Şu anda Mersin'in teveccühü ne kadar? Mersinlilerin gösterdiği teveccühü CHP size gösteriyor mu" sorusu üzerine Seçer,  şunları belirtti:

"Parti bir tüzel kişiliktir ve bizim başımızın tacıdır. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı olmamı sağlayan partimdir, yani genel başkan da dahil olmak üzere kişiler değildir. Ben ithal bir siyasetçi değilim. CHP'nin içinde doğmuş, büyümüş, çeşitli görevlerde yer almış bir siyasetçiyim ve partinin bize sahip çıkmasından ziyade; 'Biz partiye sahip çıkıyor muyuz' diye sormak daha doğru olur."

"Türkiye'de bilançosu en sağlam olan iki belediyeden biriyiz"

Seçer, göreve geldikleri 2019 yılından bu yana bütçe disiplini anlamında çok önemli yol katettiklerini söyleyerek, "Bilançomuz sağlam ve şu anda Türkiye'de bilançosu en sağlam olan iki belediyeden biri Mersin Büyükşehir Belediyesi'dir" dedi.

Bütçe gerçekleşme oranlarının yüzde 90 seviyesinde olduğunu dile getiren Seçer, "Bütçe gerçekleşme oranlarının bu durumu mali disiplini sağlamış olmanın göstergesidir. Bu, bütçeniz stratejik plana bağlı demektir. Bir yatırım programınız vardır ve 'Şunları yapacağım' dersiniz. Büyükşehir olarak yatırımlarımız da arttı. 2019'da yatırımlarımızın toplam bütçeye oranı yüzde 25,94'tü. 2025 yılında bu oran yüzde 32,18'e yükseldi ve 2026 yılında da aynı azim ve kararlılıkla yüzde 34'e çıkaracağız. Aynı şekilde MESKİ'de de yüzde 24,33 ile başladık şu anda yüzde 53'e ulaştık. MESKİ'de tüm tarihlerin en büyük yatırımlarını yapıyoruz" diye konuştu.

"Sosyal politikalarda 'doğumdan ölüme belediyecilik' anlayışıyla çalışıyoruz"

Mersin'de gelir dağılım tablosundaki makasın açıklığına dikkati çeken Seçer, "Mersin'de sosyal politikaları hak edildiği şekilde uygulamayan bir belediye olamazsınız. Kabul görmemizin en önemli nedenlerinden biri sosyal politikalardır. Yollar ve binalar yapabilirsiniz ama halkın karnını doyuramıyorsanız, acısını dindiremiyorsanız iyi bir belediye başkanı değilsinizdir. Sosyal belediyecilik; vatandaşı yalnız koymamak ve bir başına bırakmamaktır. Belediyecilik tam da budur" ifadelerini kullandı.

Belediye başkanlarının merkezi hükümet ile uyum içinde çalışmasının kentin huzuru noktasında önemli olduğuna değinen Seçer, şunları söyledi:

"AK Partili bir belediye başkanına uygun görülen bir uygulama bize de uygun görülsün"

"Ben hizmeti herkese yapıyorum. Ben nasıl hizmetlerimde parti ayrımı yapmıyorsam, onların da bize bakışlarında parti ayrımı olmasın. AK Partili bir belediye başkanına uygun görülen bir uygulama bize de uygun görülsün. Ben bunları Mersin'in huzuru, geleceği ve kalkınması adına talep ediyorum. Bu benim oyuma oy katma meselesi değil. Geçen dönem Meclis'te yaşatılanları gördünüz. Kendi seçmenlerinin sesine kulak vermediler, güç zehirlenmesi yaşadılar ama siyaset öyle değil. Seni oraya getiren halk, getirdiği gibi götürmeyi bilir. Ben buradayım, yerimde güçlenerek kaldım. Demek ki ben doğru işler yaptım. Sayın Valimizle göreve geldiği günden bu yana uyumla çalışıyoruz. Mersin dikkat edilmesi ve önemsenmesi gereken bir kent. Mersin, Doğu Akdeniz çanağının en önemli kenti olduğu gibi dünyada da önemli bir lokasyon haline geldi. Burası milli güvenlik açısından da önemli bir kent. Bu bilinçle bu kenti sarıp sarmalayacağız. Halkın da bizden beklentisi bu.

"Yatırımlardan kaynaklı aksaklıklar siyasi malzeme yapılmamalı"

Cumhur İttifakı'nın haddini aşan bazı söylemleri ve suçlamaları oldu, kötü kelimeler kullanıldı. Hızlı Tren Projesi'ni belediye yapmıyor, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yapıyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı iktidar tarafından sevk ve idare ediliyor. Eleştiriyi yapan kim? İktidara yakın milletvekili. Milletvekilleri görevini yaparken sırf muhalefet etmek için muhalefet edilmez. Mersin ile ilgili olumsuz kelime kullanan herkes siyaset yapmıyor, doğru iş yapmıyor. Mersin aleyhine çalışıyor diye algılarım. 'Mersin çöp mü, çukur mu, çamur mu?' Bu tabiri kullanan milletvekilleri oldu. Ben bunların siyasi acemiliğine, tabiri caizse siyasi bilgisizliğe veriyorum."

TOKİ projelerinin özellikle alt gelir grubu için yararlı olduğunu ancak planlı alanlar dışında, altyapı hazırlığı yapılmadan ve belediyeye önceden bilgi verilmeden hayata geçirilen yatırımların ciddi sorunlara yol açtığını ifade eden Seçer, mevzuat gereği bu tür alanlarda arıtma ve su temininin yatırımcı tarafından sağlanması gerektiğini vurguladı. Seçer, 'yaptım oldu' anlayışıyla gerçekleştirilen projelerin hem hukuki hem de planlama açısından Büyükşehir'in müdahalesini zorlaştırdığını ifade etti.

"Son 2 yılın kuraklığına rağmen çok dramatik bir su sorunu yaşamadı"

Gazeteci Şenyurt'un iklim krizi ve olası su krizi riskine karşı Büyükşehir'in ilerleyen süreçteki hedeflerini sorması üzerine Seçer, iklim krizi ve su sorununun yalnızca Mersin Büyükşehir'in değil tüm kurumların ortak sorumluluğu olduğunu vurgulayarak, Mersin'in iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek riskli kentler arasında yer aldığını söyledi. Kuraklığın yalnızca içme ve kullanım suyunu değil, tarımsal üretimi de ciddi şekilde etkileyeceğine dikkati çeken Seçer, "Kullanım suyunun yüzde 75'i tarımsal alanlarda kullanılıyor. Plansız alanlarda, sayfiye yerlerinde, deniz kenarlarında, sahillerde, ikincil konutların olduğu yerlerde, yaylalık bölgelerde kesinti oluyor. Bu bölgelerde maalesef suda kaçak kullanım söz konusu. Kullanım ve içme suyu olarak sunulan su, parası verilse dahi sulama için kullanılamaz. Demode olmuş sistemler, ciddi kayıp kaçak oranları var. Bütün bunlara baktığınız zaman aslında Mersin son 2 yılın kuraklığına rağmen çok dramatik bir su sorunu yaşamadı. İnsanüstü bir gayretle bu süreçleri atlatmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

"Tramvay çalışmaları ile Mersin'de raylı sistemler dönemi başlamış oldu"

Metro ile ilgili gelişmelerin sorulması üzerine Seçer, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik konjonktür dolayısıyla böyle bir borçlanmaya izin verilmediğini kaydetti. Metro projesinde revizyona gidilmesine rağmen 35 milyar TL'nin üzerinde bir maliyeti olduğunu söyleyen Seçer, daha az maliyetli iki tramvay projesi üzerine yoğunlaştıklarını ifade etti. M1 Fuar İstasyonu-Üniversite Tramvay Hattı ve M2 3 Ocak-Şehir Hastanesi/MEŞOT Tramvay Hattı ile ilgili detaylı bilgi veren Seçer, "Şu anda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nda, yatırım programına alınmasını bekliyoruz. Metrodan vazgeçmiyoruz. Metro'yu bekletip çok daha hızlı finansman bulmak için tramvaya dönmenin daha makul olduğunu da kendileriyle konuştuk. Hem izin konusunda hem yatırım programına alınması hem de dış kredi kullanma izni konusunda yardımcı olunacağı sözüyle bunun çalışmalarını başlattık. Birkaç aydır çalışıyoruz. Bu ay içerisinde bunu netleştirip kamuoyuyla paylaşacağız. Biz tramvaylarla devam edeceğiz. Ben; 'Mersin'de raylı sistemler dönemini başlatıyoruz' demiştim. Raylı sistemler dönemi başlamış oldu" dedi.

"Birçok gelir grubuna hitap eden konutlar yapacağız"

Seçer, "Sosyal konut açısından yeni konsepte evrildik. Belediye adına iştiraklerimizin de imalat, inşaat yapacağı, birçok gelir grubuna hitap eden; orta alt, orta üst gelir grubuna hitap eden konut çalışmalarını 2026 yılı itibariyle başlatmayı düşünüyoruz" dedi. Toroslar ve Tarsus'ta Büyükşehir bünyesindeki alanlarda bu çalışmaların yapılacağını ifade eden Seçer, "Orta alt ve orta üst gelir grubuna hitap eden konut çalışmalarını da 2026 yılı itibariyle başlatacağız" ifadelerini kullandı.

Rüstem Kaya Tepe'nin Türkiye Belediyeler Birliği'nin çalışmalarının kentlere yansımalarına ilişkin sorduğu soruları yanıtlayan Seçer, TBB'nin görev alanları ve gelir kaynakları çerçevesinde de bilgi vererek, şunları dile getirdi:

"Birçok konuda belediyelerimizin destekçisi konumundayız. Sadece ayni ya da nakdi yardım meselesi değil. TBB, sadece belediyecilik alanında değil ama belediyeciliği de ilgilendiren dünyadaki gelişmelerden; kuraklık, küresel iklim değişikliği, çevre sorunları, ülkelerdeki yaşanan spesifik bölgesel sorunlar ya da demokrasi sorunu gibi birçok alanda iş birliği yaptığı ya da üyesi olduğu kuruluşlarla çalışmalar yapıyor. Başkanlarımıza toplantılarda görüşlerimi açıklarken her zaman şunu söylüyorum; 'Her şey para değil.' Belediye başkanlığı görevinde oda dolusu paranız olsun, nasıl sevk ve idare edeceğiniz ile kenti nasıl yöneteceğiniz konusunda yeterli liyakat sahibi bir kadronuz yoksa kenti yönetemezsiniz. TBB verdiği eğitimlerle bu konuda da çok önemli katkılar sunuyor. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, Başkan Vekilliği görevimi de hakkıyla yerine getirmek için gerekeni yapıyorum."

TBB asil başkan seçiminde aday olup olmayacağı sorusuna yanıt veren Seçer, partisinin uygun gördüğü görevi yerine getireceğine işaret ederek, "Bu görevleri partiniz verir. Temmuz ayında Zeydan Karalar tutuklandığı zaman böyle bir görev talebim olmadı. Zaten o toz duman ve üzüntü içerisinde bu aklıma da gelmez" diye konuştu.

"Belediye başkanları yaptıkları görevlerden dolayı suçlamalarla karşılaşabiliyorlar"

CHP'ye yönelik operasyonlara ilişkin de Seçer, şunları kaydetti:

"Hiç kimse suç işleme özgürlüğüne sahip değildir ama artık olay başka bir duruma evirildi. Belediye başkanları yaptıkları görevlerden dolayı suçlamalarla karşılaşabiliyorlar. Haklarında soruşturma da açılabilir ama genelde teamül şudur; tutuksuz yargılama esastır. Hukukta böyledir; hele ki milyon kişinin iradesiyle seçilmiş bir belediye başkanıysanız… İstisnai durum tutuklamayken bizim belediye başkanlarımız gözaltına alındı ve tutuklandı. Kayyım olayı sadece CHP'li belediyelere değil, DEM Partililere de uygulanıyor. Daha önce esas olan şuydu; mahkeme kararına dayalı olarak belediye başkanı görevden alınırdı, belirli suçlarda kayyım atanırdı. 2016'dan sonra, önce Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, ardından da Meclis'te bir yasa değişikliğiyle kararnameden yasaya dönüştü. Şu an İçişleri Bakanlığı kararıyla, mahkeme kararı olmadan görevden el çektirilebiliyor ve kayyım atanabiliyor.

"Partimizin mücadelesine destek vermeye devam edeceğiz"

Demokratik ve 'Biz hukuk devletiyiz' diyen toplumlarda olmaması gereken tartışmalı yargı kararlarıyla bir süreç yaşıyoruz. Sadece belediye başkanları değil; Meclis üyeleri, siyasiler, gazeteciler, doğru konuşan, doğru konuştuğunu iddia eden, düzene ya da iktidara karşı itirazı olan kişiler için alınan kararlara bakıyorsunuz; bir anda gözaltına alınıyor, tutuklama istemiyle mahkemeye sevk ediliyor ve tutuklanıyor. Bu yaşananlar, demokratik toplumlarda çok olası şeyler değil. Onun için olağanüstü şartlardan geçiyoruz ve bunları kabul etmemiz mümkün değil. Bir taraftan görevimizi yaparken diğer taraftan partimizin mücadelesine destek vermeye devam edeceğiz."

"Demokrasi; herkesin kendini güvende hissetme rejimidir"

Yargı süreçlerinin görev yaparken baskı unsuru oluşturup oluşturmadığı yönündeki soruya, "Bu konu; 'Çiğ yemedim ki karnım ağrısın' misalinin ötesinde" sözleriyle yanıt veren Seçer, CHP'nin konuyla ilgili olarak yargının siyasetin etkisi altına girdiği iddiasını ortaya koyduğunu hatırlattı. Alınan kararların da bu iddiaları kuvvetlendirdiğini söyleyen Seçer, "Niye belediye başkanlarımız tutuksuz yargılanmıyor? Niye bırakmıyorsunuz? Herkes görevini yaparken siz yine yargılamanıza devam edin. Bizim söylediğimiz bundan ibaret. Yargı eğer siyasetin vesayeti altına girerse orada kimsenin bir güvencesi kalmaz. Zaten muhalefet diye bir unsur kalmaz, sadece iktidar diye bir yapı kalır. Sadece iktidarın olduğu bir yerde de demokrasiden söz edemezsiniz; başka bir rejime doğru kaymış olursunuz. Demokrasi; herkesin kendini güvende hissetme rejimidir. Bunun da yolu ve yöntemi bağımsız yargıdır. Ancak siyasetin etkisi ve baskısıyla yargıçların kararlarına gölge düşerse, hukuk ve yargı camiasını zan altında bırakacak kararlar çıkarsa, bütünüyle işin içinden çıkılmaz hale gelir" diye konuştu.

TBB Başkan Vekili olarak hangi partiye mensup olursa olsun tüm belediye başkanlarıyla görüştüğünü aktaran Seçer, 17 Ocak 2026 tarihinde CHP'li 13 büyükşehir belediye başkanı ve eşlerini Mersin'de misafir ederek birlik ve dayanışmayı tahkim edeceklerini kaydetti.

Şenyurt'un, Seçer'in isminin CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak dile getirilmesine ilişkin sorusunu yanıtlayan Seçer, kendisinin konuya ilişkin görüşlerinin ilk günden beri değişmediğini dile getirdi. CHP için önemli olanın, kimin Cumhurbaşkanı adayı olacağı tartışmalarından öte Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak olması gerektiğini yineleyen Seçer, şöyle konuştu:

"Parti grubumuz var ve zamanı geldiğinde adayımızı belirleyecek"

"2024 seçimlerinden sonra partimizde Cumhurbaşkanı adaylığı tartışması oldu. Ben; 'Bu konuyu tartışmak için çok erken, bu bizi sıkıntıya sokabilir' dedim. Yanlış bulduğum bir tartışma ortamında adımın anılması benim hoşuma gitmiyor. Bunu konuşmak bile istemem. CHP'nin sorunu 'Cumhurbaşkanı adayı kim olsun' değil, Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak olmalı. Bu partinin bir genel başkanı, yetkili kurulları var. Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu; 'Siyasi partiler Cumhurbaşkanı adayını parti grubunun kararıyla belirler.' diyor. Parti grubumuz var ve zamanı geldiğinde adayımızı belirleyecek. Ben bu fikrimi partide o gün de söyledim, bugün de söylerim, yarın da söylerim. Bu tartışmaların içinde olmamalıyız."

"Milli iradenin en net tecelli ettiği yer, belediye başkanlarıdır"

İktidarın oylarının düşüşte olduğu bir dönemde CHP'nin topluma gerçekleri anlatması gerektiğini vurgulayan Seçer, şunları belirtti:

"Türkiye'de partimin konuşacağı çok konu var. Şu anda iktidarın inişte olduğunu hepimiz görüyoruz. Biz iktidar adayıysak ekonomi konuşalım, belediyeler üzerinden vatandaşı ikna edelim. 'Belediyeler güzel işler yapıyorsa, iktidarda da bunu yapacağız' diye halka anlatalım. Bakın ne güzel sosyal politikalar uyguluyoruz, ne güzel yollar, köprülü kavşaklar yapıyoruz, toplumu bir arada tutuyoruz. CHP'nin Türkiye'nin sorunlarına yönelik hem çözüm önerileri ortaya koyması hem de uygulamada bunu hayata geçirmesi lazım" diye konuştu. CHP'nin içinde Türkiye'yi hakkaniyetle yönetebilecek çok değerli isimler olduğunu ve halihazırda sadece 13 büyükşehir belediye başkanının Türkiye nüfusunun yüzde 65'ini, ülke ekonomisinin ise yüzde 75'ini yönettiğini söyleyen Seçer, dünyada birçok devlet başkanının mahalli idarelerden çıktığını belirterek, "Milli iradenin en net tecelli ettiği yer belediye başkanlarıdır."

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Vahap Seçer: 'Yargı Siyasetin Vesayeti Altına Girerse Orada Kimsenin Bir Güvencesi Kalmaz' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement