Suriye'de Esed rejiminin hapishanelerinde hukuka aykırı şekilde tutulan ve işkencelere maruz kalan kadınların seslerini duyurmak için düzenlenen "Vicdan Konvoyu" Hatay'a geldi.
İstanbul'dan yola çıkan, 55 ülkeden katılımla yaklaşık 200 otobüslük konvoyun yolcuları, 3 günün ardından Hatay'ın merkez Antakya ilçesi Akasya Mahallesi'ndeki fuar alanına vardı. Çeşitli ülkelerden omuzlarındaki oyalı yazmalarla bir araya gelen kadınlar, "Katil Esed, vicdanları boşalt" sloganı atarak tekbir getirdi.
Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı etkinlikte, alan düzenleme ve organizasyonda da kadınlar görev aldı.
İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK) Genel Başkan Yardımcısı Avukat Gülden Sönmez, burada yaptığı açıklamada, bir dünya kadının, Hatay'da buluştuğunu söyledi.
Tüm kadınlara katılımları için teşekkür eden Sönmez, şöyle devam etti:
"Bizler, dünyanın birçok ülkesinden gelen kadınlar olarak, hukuksuzca tutulan, cinsel saldırıya ve işkencelere maruz kalan Suriyeli kadınların hürriyeti için bir araya geldik. Farklı ülkelerden, farklı kültürlerden bir araya gelen bir dünya kadın, vicdan konvoyuyla dayanışma ortaya koymak için yola çıktı. Yol aldıkça kalabalıklaştı, yol aldıkça başka ülkeler duydu, tüm dünyanın kadınlarının vicdanlarına ulaştı. Herkes sordu yol boyunca, 'sizi yola düşüren nedir' diye. Bizleri yollara düşüren, bizleri isyan ettiren, Suriyeli kız kardeşlerimize ve çocuklara yapılan zulümdür. Savaşın 7. yılındayız, 'artık yeter' diyoruz. Ne çok öldük, ne çok acı çektik, ne çok çocuk ölümü seyrettik. Bizler dünyanın her yerinde barış olmasını istiyoruz. İnsanlık için, barışın, en hayırlı olduğuna inanan insanlarız ancak görüyoruz ki savaşları önlemeye biz kadınların gücü yetmiyor. Kadınlar olarak savaşın karşısında yer almak istiyoruz, gücümüz yetmiyor."
Savaşın, artık ne bir hukuku ne de bir ahlakı kaldığını aktaran Sönmez, savaşta kadınlara tecavüzün bir silah olarak kullanıldığını, insanlıklarından utandıklarını dile getirdi.
Kimyasal silahlarla çırpınarak ölen her bir çocuk ve hapiste tutulan mazlum her bir kadının, insanlığın geleceğine dair biraz daha umutları kaybettirdiğini kaydeden Sönmez, "Her geçen gün daha da acımasız işkence yöntemleri keşfediyor insanlık. En acılı toplu katliam silahlarını yarıştırıyoruz. Korkuyoruz, geleceğimizle beraber insanlığımızı da kaybetmekten korkuyoruz." dedi.
Sönmez, kadınlara zulmederek çocukları hapsedip işkence ederek bir zafer kazanmaya çalışanların, kan ve gözyaşının üzerine mutsuzluktan başka hiçbir şey inşa edemeyeceklerinin altını çizdi.
Vicdan konvoyunun, dili, inancı fark etmeksizin büyük bir sevgi ve merhametle yola çıktığına vurgu yapan Sönmez, "Tek bir kardeşimiz zindanlarda kalmayana kadar, biz vicdan hareketimizi sürdürmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
"Tarihte hangi sayfayla anılmak istiyorsanız tercihinizi yapın"
Sönmez, kadınlar olarak sessiz çığlıklarının duyulmasını ve cevap verilmesini talep etti.
İşkencelerin ve tecavüzlerin durdurulmasını isteyen Sönmez, "Tüm Suriyeli kardeşlerimizi serbest bırakın, bırakın evlerine dönsünler, ailelerine kavuşsunlar. Bırakın ki biz de yaşama dair biraz daha umutlanmış olarak evlerimize dönelim." dedi.
Dünyanın bir tercih yapması gerektiğinin altını çizen Sönmez, şunları söyledi:
"Rusya, İran, Esed rejimi, tercihinizi yapın. Size bir tercih sunuyoruz. ya masum kadınları hapsedip işkence eden tecavüzcü zalimler olarak anılacaksınız ya da onlara yapılan bu kötülüklere son verenler olarak anılacaksınız. Tarihte hangi sayfayla anılmak istiyorsanız tercihinizi yapın. Biz kadınlar buradayız ve tercihinizi bekliyoruz."
Zindandaki kadınlara seslenen Sönmez, asla onlardan vazgeçmeyeceklerini dile getirdi.
Konuşmanın sonunda tüm kadınlar, yere oturup omuzlarındaki oyalı yazmaları ellerine kelepçe yaparak "sessiz bir çığlık" attı.
Suriye zindanlarında yaşananları anlattı
Hapishanedeki Suriyeli kadınlar adına konuşan Mecit Çorbacı da Suriye zindanında yaşadıklarını anlattı.
Yaklaşık 7 ay zindanda kaldığını belirten Çorbacı, kendisi hapisteyken, eşi ve 3 çocuğunun da gözaltına alındığını kaydetti.
Bu 7 ay boyunca çeşitli işkencelere tabi tutulduğunu ifade eden Çorbacı, şöyle devam etti:
"Yirmi metrekarelik alanda onlarca insanı bir arada tutup onlara işkenceyle cevap veriyorlardı. 20 kişinin küçücük bir alanda günlerce tutulduğunu düşünebiliyor musunuz? 20 metrekarelik bir alanda günlerce uyku görmedik, birçok kişi ayakta duruyor, diğerleri uyuyabiliyordu, günlerce bu şekilde yaşamak zorunda kaldık. Günlerce, saatlerce gördüğümüz işkenceler oldu."
Çorbacı, çıktıktan 6 ay sonra, eşinin gördüğü işkenceler yüzünden hayatını kaybettiğini öğrendiğini söyledi.
Etkinlikte, Katar Prensesi Asya El Rubai, Rabiatul Adeviyye Meydanı'ndaki kanlı baskında hayatını kaybeden Esma el-Biltaci'nin annesi Sena el-Biltaci, Afgan milletvekili Hümeyra Ayubi ile Ukraynalı milletvekili Olga Bogomolets ve Pakistanlı milletvekillerinin de bulunduğu çeşitli ülkelerden gelen kadınlar da yer aldı.
"Lütfen, çığlığımızı duyun"
Konvoyda yer alan kadınlardan Doğu Türkistanlı Rabia Kadir ise Kayseri'den geldiklerini ve etkinliğe katılmaktan mutlu olduklarını söyledi.
Dünyadaki mazlum kadınların sesini duyurmak için bir araya geldiklerini dile getiren Kadir, "Gece yollara çıktık, geldik bu vesileyle bütün dünyaya sesimizi duyurmak istiyoruz." dedi.
Songül Kıyak ise yoğun duygularla Hatay'a geldiklerini belirterek, "Tecavüzleri silah aracı olarak kullanıyorlar, hakikaten bu çok acı. Biz buradan sesimizi dünyaya duyurmak istiyoruz. Lütfen çığlığımızı duyun, elinizi vicdanınıza koyun, bu kardeşlerimizi, çocuklarımızı buradan kurtaralım." diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › Vicdan Konvoyu' Hatay'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?