Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Yargı hiçbir grubun, odağın, cemaatin, düşüncenin veya ideolojinin değildir. Türk yargısı, herkesin sonuna kadar güven duyduğu, hepimizin koruyup kollayacağı muteber bir mekanizmadır ve bu adalet mekanizmasını, merciini hep beraber koruyacağız, standardını da hep beraber inşallah yukarıya çıkaracağız." dedi.
Bakan Gül, çeşitli temaslarda bulunmak için geldiği Trabzon'da Bölge Adliye Mahkemesini ziyaret ederek incelemelerde bulundu.
İncelemelerinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, Bölge Adliye Mahkemesinin,haziran ayında atamaların yapılarak faaliyete gireceğini belirtti.
Gül, istinaf mahkemelerinin Türkiye'de 3 dereceli yargı sistemine geçiş anlamında çok önemli gelişme olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Böylece sadece Yargıtayda hukuku denetim yapmakta sınırlı kalmıyor, istinafta ilk derece mahkemelerin verdiği kararlarla yani Trabzon adliyesinden verilen kararlar, burada bir başka gözle tekrar üzerinden geçiliyor. Hukuki denetim yapılıyor, maddi denetim yapılıyor. Gerektiğinde duruşma açılıyor ve kararların vatandaşlarımızın daha adil bir şekilde ve makul sürede yargılanması için çok önemli bir adım. "
"Bizim temel yaklaşımımız yargının temel unsuru yine insandır ve bu anlamda insanımızın da gözü yargıda, adalette." ifadesini kullanan Gül, adaletin devletin temeli olduğunun altını çizdi.
Bakan Gül, istinaf mahkemeleri uygulamasına çok önem verdiklerini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uygulamadaki tüm gelişmeleri de takip ediyoruz. Bu sistemin daha başarılı uygulanması için çok önem veriyoruz. Trabzon'da da çok değerli birinci sınıf hakim ve savcıların ataması yapılacak ve bu yıl söz verdiğimiz gibi istinaf hizmete başlayacak. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da destekleriyle gördüğünüz gibi burada fiziki altyapılarımızı tamamladık, personelimizi, teknik imkanları da yerinde bilgilerini aldık, Bakanlığımız da her türlü desteği verecek ve burada Trabzon'umuza, bölgemize, ülkemize yakışır hizmetleri alacağız. Hem yargılamalar daha hızlı şekilde tamamlanıyor hem de verilen kararlar bir başka gözle birinci sınıf en nitelikli ehil ve liyakatlı hakim ve savcılarımız tarafından gözden geçiriliyor. Yargıtayda 3 yıl, 5 yıl süren dosyalar böylece belki 3-5 ay içerisinde ister hukuk davası ister ceza davası olsun hak eden hak ettiği sonuçla karşılaşıyor. Adalet de budur zaten."
Hiçbir masumun haksız yere haksızlığa uğramaması ve hiçbir suçlunun da yaptığının yanına kar kalmaması gerektiğini vurgulayan Gül, Türk yargısının da bu hassasiyetle, özveriyle gayret ettiğini aktardı.
"Hakim ve savcılarımızla ortak hazırladığımız bir yazılı metin oldu"
Bakan Gül, hakim ve savcılarla ilgili etik ilkelerin kapsamının sorulması üzerine şunları kaydetti:
"Hakim ve savcılarımızın uyacağı bağlayıcı meslek kurallarını yazılı hale getirmiş olduk. Elbette Türk yargısı, hakim ve savcılarımız meslek kural anlamında yazılı olmayan bir etik kurala tabilerdi. Hem sosyal ilişkilerde, davranışlarda mesleğin vakarına yakışır şekilde davranış yine sosyal ilişkileri buna göre tanzim ediyorlardı ama yazılı değildi. 2016'dan itibaren yapılan çalışmalar neticesinde son aylarda buna daha hız vererek son nihai halini ortaya koyduk. Bu esasen bizim kurum olarak getirip deklare ettiğimiz bir metinden öte Türk hakim ve savcıları 'Ben Türk milleti adına karar veriyorum, milletime bir sözde, bir taahhütte bulunuyorum' dedi. Biz de bunun sözcülüğünü yaptık. Bu anlama gelen hakim ve savcılarımızla ortak hazırladığımız bir yazılı metin oldu."
Bakan Gül, şöyle devam etti:
"Böylece anayasada Türk milleti adına yargılama yapan hakim ve savcılarımız, 'Ben Türk milletine yargılama yaparken her türlü yaklaşımda bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesini koruyarak, mesleğin onurunu, vakarını koruyacak şekilde ve insan onuruna yakışır şekilde nezaketle davranma hakkından tutun yargılanmaya varıncaya kadar uhdesine tevdi edilen sırları ister mesleki, ister ticari, ister beşeri sırlar olsun bunları koruyacağıma söz veririm' şeklinde bir etik ilkeleri ete kemiğe büründürmüş olduk. Esasen Türk yargısı tüm hakim, savcılarımızla bu titizlikle gayret etmektedirler ve hepimizin de temel yaklaşımı Türk yargısının hakim ve savcılarımızın milletimizin beklediği, hak ettiği bu yargılamayı elbete titizlikle sürdürmesi. Çünkü her meslek bu özeni gösterecektir ama hakim ve savcılar, Türk yargısı, adaletin dağıtıldığı mercilerde elbette daha özenli davranılacak mesleklerdir. Bu özeni hakim savcılarımız göstermektedir, hem etik ilkeler hem disiplin hukuku eş zamanlı devam etmektedir."
Türk yargı siteminde bağlayıcı etik kuralların dün itibarıyla tüm hakim ve savcıların bilgisine sunulduğunu vurgulayan Gül, "Umarız etik ilkeler hakim ve savcılarımızın sunduğu adalet hizmetlerinin standardını daha yukarı çıkartacaktır. Artık güven veren adalet diye bir mottomuz, amacımız, vizyonumuz var. Bu vizyona uygun bir şekilde de yapmış olduğumuz çalışmaların bir parçası seçimden sonra açıklayacağımız yargı reformu strateji belgemizin de bir parçası olarak bunu hep beraber ortaya koyacağız." diye konuştu.
"Takip ediyoruz"
Gül, "Bunu yaparken de şunu ayrıca vurgulamak lazım hakim ve savcılarımıza bu yargısal faliyeti yaparken bir olay üzerinden tüm hakim ve savcılarımızı töhmet altında bırakmakta asla kabul edemeyeceğimiz bir davranıştır, tutumdur." diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçtiğimiz yıl 11 milyon dosya hakim ve savcılarımızın önünden geçmiştir. Bunların içerisinde insan olarak bir eksiklik olduğunda bunun itiraz merci elbette istinaftır, Yargıtaydır. İtiraz mekanizmaları vardır ama kalkıp bir yargısal mekanizmayı, yargılamayı hepimiz yapıyoruz gibi hakim savcıları töhmet altında bırakmadan yargıya bu anlamda da güvenmek hepimizin beklentisidir. Hakim ve savcılarımızın da bu anlamda elbette titizliğini de hep beraber görüyor, takip ediyoruz. "
Yargının, Türk milletinin yargısı olmaya devam edeceğini ifade eden Gül, şöyle konuştu:
"Geçmiş kötü örneklerde kumpaslar, kayıt dışı şantajlar, yargıyı bir iktidara sandıktan çıkamayanların güç merkezi olarak gördüğü anlayış geride kalmıştır. Yargı hiçbir grubun, odağın, cemaatin, düşüncenin veya ideolojinin değildir. Türk yargısı, herkesin sonuna kadar güven duyduğu, hepimizin koruyup kollayacağı muteber bir mekanizmadır ve bu adalet mekanizmasını, merciini hep beraber koruyacağız, standardını da hep beraber inşallah yukarıya çıkaracağız."
Konuşmaların ardından Bakan Gül, Trabzon Valiliğini ziyaret ederek, şeref defterini imzaladı.
Bakan Gül, daha sonra Vali İsmail Ustaoğlu ile bir süre görüştü.
Son Dakika › Güncel › Yargı Hiçbir Grubun, Cemaatin, Düşüncenin veya İdeolojinin Değildir' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?