Ahmet Murat Özel "Edebiyat Sohbetleri"ne konuk oldu

Şair, yazar Ahmet Murat Özel, İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Sanat Kültür Spor Daire Başkanlığının YouTube kanalında canlı yayınlanan "Edebiyat Sohbetleri"nde "Hikayem Ne Tuhaf" başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi.

Moderatörlüğünü Ubeydullah Erdoğan'ın üstlendiği programda konuşan Özel, "Neredeysek orayı görüyoruz, orayı yazmak durumundayız. Eğer yazamıyorsak tarihe düşeriz. Yazamıyorsak geçmişe düşeriz. Bu zamanını kaçırmaktır, kendi zamanda üretilmekte olan edebiyatı ve sanatı kaçırmaktır." dedi.

Lise yıllarında şiir yazdığını belirten Özel, bu şiirlerin çeşitli dergilerde yayımlandığını fakat hiçbirini kitaplarına almadığını söyledi.

"Ben şiiri yetersizlikle açıklayabilirim"

Özel, deneyimlerin ifadelerle anlaşılır hale getirilebildiği sürece şiir yazılmasına gerek olmadığına değinerek, "Bu deneyimlerin içinde açıklanmaya direnen, açıklamadan kaçan, daha ara alanlarda kümelenmiş olan ve ele gelmeyen biçimlerde ortaya çıkanlar varsa, bunlara uygun yine ele gelmeyen, tam olarak açıklanamayan karşılıklar ve metinler bulmanız lazım. Benim açımdan şiir böyle bir şey. Açıklanamayanı açıklama girişimi. Açıklanmış olanı daha iyi açıklama ve dile getirme biçimi." diye konuştu.

Şiirin süslü, kafiyeli şık sözlerden ibaret olmadığının altını çizen Özel, "Şiir, belli bir çelişkinin sonunda ortaya çıkmalı. Belli bir açıklama girişiminin ve yetersizliğin sonunda ortaya çıkmalı. Ben şiiri yetersizlikle, mevcut dilin sınırları içinde mutsuz olmakla açıklayabilirim. Halihazırdaki dil alışkanlıkları ve dil kalıpları bize durumumuzu anlatmak, deneyimimizi anlatmak, gördüğümüzü anlatmak için yetmiyor olabilir. Siz bu gündelik dilin dışında bir dile ihtiyaç duyarsınız. Bu dil de şiir olur." ifadelerini kullandı.

Özel, yazdığı bazı satırları bir esere yerleştirmese de sakladığını anlatarak, "Yazmak dediğimiz şey, şiir, öykü, roman fark etmez, bizim aslında yazma serüveninin içinde olmamızla bağlantılı bir şey. Sadece yazarken yazar değiliz. Şiir yazarken şair değiliz sadece. Öykü yazarken öykücü değiliz. Biz genel olarak öykücüyüz. Hayatı bir öykücünün penceresinden görürüz. Hayatı bir romancı gibi görürüz veya bir şair gibi. Arada bir şiir, öykü ya da roman yazarız ama aslında romancı olmak için hiç durmadan roman yazan bir adam tahayyül etmeyin. Romancı gibi düşünen ve gören birisini hayal edin." değerlendirmesinde bulundu.

"Neredeysek orayı görüyoruz, orayı yazmak durumundayız"

İnsanın neredeyse ve hangi zamandaysa orayı ve o zamanı yazması gerektiğini savunan Özel, "Neredeysek orayı görüyoruz, orayı yazmak durumundayız. Eğer yazamıyorsak tarihe düşeriz. Yazamıyorsak geçmişe düşeriz. Bu zamanını kaçırmaktır, kendi zamanda üretilmekte olan edebiyatı ve sanatı kaçırmaktır. Benim kişisel kanaatim ve şiir anlayışım da bu yönde. Bu sebeple de şiirimi değiştirmek zorunda kalıyorum zamana zaman. Kendime karşı da bir meydan okumayla normalde kolayca dikkatime girmeyecek meseleleri de şiirime sokmaya çalışıyorum." dedi.

Özel, yaşanan çelişkilerin ve zorlukların içerisinde bulunanların onu yazması gerektiğini aktararak, "Biraz da şairin sosyologluğu ortaya çıkıyor burada. Sosyolog gelmekte olan toplumu da okur, onlara dair de öngörülerde bulunur ya, şair de bunu yapıyor bir açıdan." şeklinde konuştu.

Özel yaklaşık 90 dakika süren programın sonunda izleyenlerin sorularını yanıtladı.

"Hikayem Ne Tuhaf" söyleşisi SKS Youtube Kanalı'nda izlenebiliyor.