Başbakan Yardımcısı Bozdağ: (3) - Son Dakika
Güncel

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: (3)

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Kadınlarımıza karşı yapılan çarpık uygulamaların, haksız anlayışların mesnedi dinimiz İslam, medeniyetimiz ve kültürümüz asla değildir.

10.03.2018 18:01
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Kadınlarımıza karşı yapılan çarpık uygulamaların, haksız anlayışların mesnedi dinimiz İslam, medeniyetimiz ve kültürümüz asla değildir. Medyada, dine karşı ömrü boyunca mücadele vermiş insanların oradan buradan kalkarak, dinimize, kitabımıza, peygamberimize saldırmalarını da kabul etmemiz mümkün değildir." dedi.

Bozdağ, Yozgat Belediyesi Büyük Sinema Salonu'nda düzenlenen AK Parti Kadın Kolları 5. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Kuran'ın gelecekte de bütün inananların ihtiyaçlarına cevap verecek mükemmelliğe sahip olduğunu söyledi.

Eğer din dondurulursa gelecekte ortaya çıkan sorunlara cevap bulunamayacağına işaret eden Bozdağ, "Sayın Cumhurbaşkanımızın söyledikleri, dünle beraber, önceki günle beraber, çok nettir. Kur'an'ın ayetleri, sahih sünnete sadakat konusunda ve bunlarla ilgili bir değişim talebi asla olmamıştır, olması da mümkün değildir. Ayet değişmez, Mecelle kaidesidir. Eğer bir konuda Kur'an'da ayet, sahih sünnet varsa orada içtihada izin verilmez. Ama Kur'an'daki ayetlere bakışla sünneti değerlendirmede elbette İslam alimleri ne yapacak, değerlendirmede bulunacaktır." diye konuştu.

Kur'an'a saldıranlar karşısında yekvücut olunması gerektiğini, bunun 80 milyonun üzerine düşen vazife olduğunu vurgulayan Bozdağ, şunları kaydetti:

"Ama bu vazifede öncelikli olanlar var. Birisi Diyanet İşleri Başkanlığıdır, Sayın Cumhurbaşkanımız da ifade etti. Diyanet İşleri Başkanlığı hem başkanıyla hem Din İşleri Yüksek Kurulu başkan ve üyeleriyle, müftüleriyle, vaizleriyle, imam hatipleriyle, Kur'an kursu öğreticileriyle ve müezzin kayyımlarıyla, bütün personeliyle dinimizi sahih kaynaklarına uygun bir şekilde milletimize anlatmakla ve milletimizi doğru bilgilendirmekle görevlendirilmiş anayasal bir kuruluştur. Elbette Diyanet İşleri Başkanlığı bu görevini yapıyor. Ama ortaya çıkan tartışmalara baktığımızda bu görevi layık-ı vechiyle yapamadığı da yapılmadığı da ortadadır. O nedenle bundan sonraki süreçte Diyanet İşleri Başkanlığı ve bütün personeliyle beraber bütün dini konuların her kısmıyla beraber milletimizi doğru aydınlatma konusunda daha aktif olmaları gerekiyor ki bundan sonra buna özen gösterilecek. Daha fazla yaptıkları işi daha iyi yapma konusunda gayret içerisinde olacaklar."

Bozdağ, bunun sadece Diyanet İşleri Başkanlığının başarabileceği bir iş olmadığına da işaret edecek ilahiyat fakültelerine, İslami ilimler fakültelerine, imam hatip liselerindeki meslek dersleri öğretmenlerine, din eğitimi almış pek çok kişi ve bu konuda mütehassıs insanlara büyük vazife düştüğünü belirtti.

İlahiyatçıların, ilahiyat konusundaki akademisyenlerin, İslam'a yönelik saldırılar karşısında İslam'ı müdafaa eden seslerini, yazılarını, yorumlarını, makalelerini herkesin duymak istediğini dile getiren Bozdağ, "Ben de buradan onlara bir kez daha çağrı yapıyorum, yaptıklarınızı milletimize siz de anlatın, duyurun. Dinimizin doğru anlatılmasına, doğru öğretilmesine, doğru yaşanmasına sizler bugüne kadar sunduğunuz katkının daha fazlasını sunmak durumundasınız, bunu yapabileceklerine de yürekten inanıyorum. Onun için de bu konuda topyekun bir mücadelenin hepimiz için gerekli olduğu çok nettir, aşikardır." dedi.

Medyaya çağrı

Bozdağ, medyaya da büyük görev düştüğünü ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Televizyonlarıyla, gazeteleriyle, internet siteleriyle, sosyal medyasıyla dine saldıranlara, milletimizin arasına fitne, fesat saçmak isteyenlere fırsat vermemeleri medyanın da üzerine düşen en önemli vazifedir. Saygın, din ilmine sahip insanların bilgisinden istifade ederek kamuoyunu aydınlatmak doğru olandır ama maalesef tarihte yapılmış bitmiş, tükenmiş, artık tarihin tozlu rafları arasında yerini almış tartışmaları alıp bugüne taşıyarak dine, dinimize ve insanımıza hizmet ettiğini sananlar varsa onlar büyük bir yanılgı içerisindedir. Herkesin bu noktada üzerine düşen vazife vardır. O nedenle de ben buradan televizyonlarınıza, gazetelerinize ve medyaya da çağrıda bulunuyorum ve diyorum ki bu konularda lütfen ama lütfen saygınlığı olan ilmiyle irfanıyla, ameliyle toplum nezdinde yeri olan insanların görüşlerine televizyonlarınızda, gazetelerinizde ve başka yayın organlarında yer verin."

Alimlerin, İslami hususlardaki sorulara Kur'an ve sünnet ışığında cevap vermesinin doğru olacağını vurgulayan Bozdağ, kişiye göre fetva verenlere itibar edilmesinin hatalı bir durum olduğunun altını çizerek "Buradan medyaya da çağrıda bulunuyorum. Bu konularda lütfen saygınlığı olan, ilmi ve irfanı ile toplum nezdinde yeri olan insanların görüşlerine yer verin. Birisine bakıyorsunuz falan grubun, öbürüne bakıyorsun filan grubun, böyle şey olmaz. İslam alimi İslam alimidir, falanların filanların alimi olanlar İslam alimi olamaz. İsteyene istediği şeyin fetvasını verirseniz onlar sizi göklere çıkarır. Kim hangi soruyu sorarsa sorsun Kur'an ve sünnet sahih İslam kaynakları ne diyorsa onu söyleyeceksiniz. Ama şimdi bakıyorsun herkes kendine göre fetva verecek bir insan arıyor, böyle şey olabilir mi." ifadelerini kullandı.

"Hepimizin uyanık olması lazım"

İslam dininin getirdikleri konusunda yeterli ilme sahip bazı din alimlerinin sözlerinin bir kısmının cımbızlanarak alındığına dikkati çeken Bozdağ, halkın benzeri durumlara karşı da sağduyulu davranarak uyanık olmasının önemli olduğunu söyledi.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Türk milletinin basiretine güvendiğini, zaman zaman farklı hesap güderek ortaya çıkan sözde alimlerin, halkın vicdanında ayırt edildiğine inandığını belirterek şöyle devam etti:

"İdeolojilere veya dini kılıflarla dinimize karşı olanlara değil, gerçekten dinin gerçek alimlerine hepimizin itibar etmesinde büyük fayda vardır. Sünnet üzerinden dinimize saldırılanların esas saldırmak istediği Kur'an'dır. Kur'an'a saldırmayı beceremedikleri için sünnet üzerinden saldırıyor. Onlara karşı da hepimizin uyanık olması lazım. Bazıları kitap yazıyor, konuşuyorlar, yaptıklarına bakıyorsun, az çok biz de eğitim aldık benim yüreğim kaldırmıyor. Saygısızlıkta, edepsizlikte, ahlaksızlıkta hem de Peygamber efendimize ve ailesine saygısızlıkta zirve yapanlar, Peygamber'imizin tebliğ ettiği dini anlatamazlar, anlatma hakkına sahip olamazlar. Ama samimi, gerçekten dinin alimi olanları da bunlarla karıştırmamak lazım. Ömrünü ilme vermiş insanlar sözleri cımbızlanarak veya başka şekillerde getirilip dikte edilebiliyor bunun karşısında da herkesin uyanık olmasında fayda var. Diyorum ki beraber bu konuları birlikte dinleyerek, birlikte anlatarak, birlikte yanlışları düzelterek mesafe alabiliriz. Şunu unutmamak lazım kadınlarımıza karşı yapılan çarpık uygulamaların, haksız anlayışların mesnedi dinimiz İslam, medeniyetimiz ve kültürümüz asla değildir. Medyada, dine karşı ömrü boyunca mücadele vermiş insanların oradan buradan kalkarak dinimize, kitabımıza, peygamberimize saldırmalarını da kabul etmemiz mümkün değildir."

Milletin olup bitenleri vicdan terazisinde en güzel şekilde değerlendirdiğini ifade eden Bozdağ, "Ben milletimizin basiretine, sağduyusuna inanıyorum. Milletimiz her zaman yalancıları, iftiracıları ve başka başka hesabı olanları ayırt etmeyi başarmıştır. Bu vesile ile kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü'nü tekrar kutluyorum. Rabb'imizin Kur'an'da ve Peygamber'imizin sünnetinde verdiği değere uygun biçimde, kadınlarımıza ve birbirimize karşı saygılı olmaya çağrıda bulunuyorum. Kur'an dilinde hepsine insan diye hitap edilir ve insan yaratılmışların en şereflisidir. Bunun daha ötesini yaparak ayrımcılığa gidenler bu işi doğru yapanlar değildir." diye konuştu.

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Başbakan Yardımcısı Bozdağ: (3) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement