DSP'li Erçelebi: 18. Ölüm Yıldönümünde Uğur Mumcu'yu Özlemle Anıyoruz

.

ANKARA (ANKA) - DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, "Ölümünün 18. yıldönümünde Uğur Mumcu'yu saygı ve özlemle anıyoruz" dedi.

Erçelebi yaptığı açıklamada 24 Ocak 1993'te arabasına konulan bomba sonucu hayatını kaybeden Uğur Mumcu'yu saygı ve özlemle andıklarını ifade etti. Kararlı, inançlı kişiliği ile bağımsız ve araştırmacı gazeteciliği şahsında birleştiren Mumcu'nun öngörülerinin, bugün de topluma yön gösterdiğini belirten Erçelebi, "Mumcu, yaşamı boyunca, aydınlık, bağımsız ve demokratik bir Türkiye'nin mücadelesini yürüttü; yaşamını da bu uğurda kaybetti. Onun, Atatürk ilke ve devrimlerine, laik demokratik sisteme olan bağlılığı, bugün hepimize inanç ve güç vermektedir. Mumcu cinayeti ile aslında şimdiki gelişmelerin toplumsal alt yapısının oluşturulmasının ilk adımı atılmıştır. İzleyen süreçte gerici hareket daha da büyümüş; tarikat, ticaret, siyaset sarmalı, tüm toplumu ve devleti saracak boyuta ulaşmıştır" dedi.

Bugün AKP iktidarı tarafından Türkiye'nin başına örülen çorapların, Uğur Mumcu'nun ne kadar öngörülü ve haklı olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Erçelebi, özgürlüklerin ve demokratik gelişimin önündeki engelleri kaldırmaktan söz eden AKP hükümetinin, faili meçhul cinayetlerinin aydınlatılması için verilen araştırma önergelerini reddettiğini kaydetti.

Yarın ayrıca, 24 Ocak kararlarının da yıldönümü olduğunu hatırlatan Erçelebi, 24 Ocak kararları, 12 Eylül darbesi ve aydın cinayetlerinin bir bütünün parçaları olduğunu ifade etti. Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Musa Anter, Turan Dursun, Ahmet Taner Kışlalı gibi aydınların yok edilmesinin aynı sürecin devamı olduğunu belirten Erçelebi, "Kalemini sadece halkının ve ülkesinin çıkarı için kullanan Mumcu, bu günkü medya bataklığının karşısında bir anıt gibi durmaktadır. Bizlere düşen görev, Uğur Mumcu'nun hassasiyetle korumaya çalıştığı değerleri sahiplenmektir" dedi.

- "AKP 24 OCAK VE 12 EYLÜL'ÜN AÇTIĞI YOLUN İZLEYİCİSİDİR"-

DSP Genel Başkan Yardımcısı Hasat Macit de 24 Ocak kararları ile Türkiye'nin ekseninden kaydırılarak farklı bir yola sokulduğunu belirterek, "24 Ocak kararlarının siyasi ifadesi, 12 Eylül darbesidir. 12 Eylül darbesi yapılmasaydı, bu kararların uygulamaya konulması mümkün olmayacaktı" dedi. 24 Ocak'ın en büyük tahribatlarından birinin de mevcut toplumsal doku üzerinde gerçekleştiğini, Anadolu halkının öz değerlenirden kopartılarak; doğruluk, dürüstlük ve erdem gibi değerlerin çökertildiğini ifade eden Macit şöyle devam etti:

"9 yıldır iktidarda olan AKP, 24 Ocak kararlarının ve 12 Eylül darbesinin açtığı yolun izleyicisidir. 24 Ocak'ın en büyük hedeflerinden biri olan sosyal devleti tasfiye etmek, AKP hükümetine nasip olmuştur. AKP'nin yaptığı özelleştirmeler, 24 Ocaktan sonra gelen hükümetlerin yaptığının toplamından fazladır. Kayıt dışı ekonomi, sigortasız çalıştırma ve taşeronlaştırma, bu hükümet döneminde normal bir yaşam tarzı haline gelmiştir. Gelir dağılımı adaletsizliği, 12 Eylülün bile ulaşamadığı bir noktaya ulaşmıştır. AKP, demokrasiyi, seçimden seçime sandığa giderek oy vermeye indirgemiştir. Yasama, yürütmenin bir kolu gibi çalıştırılırken, yargı da hükümetin emrine alınmaktadır. Silivri ve KCK davaları; TEKEL işçilerine yapılanlar ve öğrencilere uygulanan şiddet, 12 Eylül anlayışının birer tezahürüdür. Ülkemizi, hem ekonomik, hem de siyasal alanda refah devleti düzeyine çıkarmak siyasetin görevidir. Bunu da ülkemizde ancak toplumsal dengeleri gözeten bir sol siyasal anlayış gerçekleştirebilir. DSP, bu atılımları yapabilecek, birikim, kadro ve inanca sahiptir."(ANKA)

(GO/ÖMR) - Ankara