Katliam Sırasında Hepsi Evlerindeymiş

Bilge Köyü katliamı şüphelilerinden bazıları, şöyle ifade verdiler:

Mehmet Emin Çelebi: "5 yıl öncesine kadar korucuydum. İstifa ederek nakliyeciliğe başladım. Olay günü sabah Diyarbakır’dan aracıma tuğla yükledim. Yükümü akşam Nusaybin’e boşaltarak tekrar yola çıktım. Gece yatsı ezanı okunduğunda köyüme vardım. Nusaybin’e indirdiğim yükle ilgili irsaliyem de mevcuttur. Ben geldiğimde ezan yeni okunmuştu. O anda silahlar patladı. Önce 4-5 el ateş edildi. Eşim nişan olduğunu, Diyarbakır’dan kız istemeye gelindiği için silahların patladığını söyledi. Sonra silah sesleri çoğaldı. Mehmet Sait, Ömer, Abdülhakim ve Süleyman Çelebi ile Vahit Doğan dışarı çıktılar. Üzerlerinde silahları da vardı. Olay yerinde değildik. Üzerime atılı suçu kabul etmem."

Asker panzerle geldi

Abdülkadir Çelebi (Emekli korucu, 64): "Silahlar patladığında evimde yatsı namazı kılıyordum. Evimle olayın olduğu nişanevi arasında bir ev vardır. Korucu olmamam ve silahımın da olmaması nedeniyle dışarı çıkmadım. Ağlamaları, feryatları ve yardım çağrılarını duyarak dışarı çıktım. Yeğenim Ferhat’ın evine doğru gittim. Ferhat olayı anlattı. Yaralıları arabaya taşımaya başladım."

Abdülhakim Çelebi (Korucu, 33): "Ömer Çelebi’nin evinde yemek yedik. Yemekte Sait, Süleyman, Abdülhakim Çelebi ile misafirimiz Vahit Doğan da vardı. Yemek yediğimiz esnada önce 3-4 el ateş edildiğini duyduk. Dışarıya koştum Sait Çelebi’yi gördüm. Kürtçe, teröristlerin köyü bastığını söyledim. Ve teröristlerin geldiğini söylediği tarafa doğru bir şarjör boşalttım. Yanımdakilerle su deposunun orada mevzilendik. Buradan bölük komutanını aradık. Komutan ’Kimse mevziyi terk etmesin talimatı verdi. Sonra Ayhan Başcavuş panzerle gelerek olay yerini sordu. Ömer Çelebi panzerin üzerine binerek yol gösterdi. Biz Mehmet Sait ve Süleyman Çelebi ile mevzide kaldık. Mevziden ayrılırken misafirimiz Vahit Doğan’ı ahırda bıraktık. Son olarak Ahmet Üsteğmen bizi götürdü. Üzerime atılan suçu kabul etmiyorum."

Mehmet Sait Çelebi (Korucu, 42): "Saat 17.00 sıralarında Ahmet Üsteğmen beni arayarak yanına gelmemi istedi. Vahit Doğan’ı tanıdığım Abdullah’ın dükkanına bıraktım. 17.00-19.00 arasında Ahmet Üsteğmen’in yanındaydım. 19.00’da Mazıdağı’na geldim ve Vahit Doğan’ı da alarak köye gittim. Köyde Ömer, Süleyman ve Abdülhakim ile yemek yedik. Vahit misafirimizdi. Ezan okunmuştu ki 4-5 el ateş edildi. Hemen dışarı çıktım. Evdekiler de geldi. Vahit’i bırakarak mevziiye gittik. Mevzii su deposunun oradadır. Ahmet Üsteğmen’i aradığım sırada olayın tam ortasıydı. Ben havaya dahi ateş etmedim."

Süleyman Çelebi (Korucu, 44): "Olay günü Ömer’in evinde Mehmet Sait, Abdülhakim ve Süleyman ile yemekteydik. Ayrıca Vahit Doğan vardı. Silah sesleri duyunca dışarı çıktık ve su deposunun olduğu yere mevzilendik. Önce 156’yı, daha sonra Ahmet Üsteğmen ve yüzbaşıyı aradılar. Ahmet Üsteğmen cevapladı. Bize mevzide beklememizi ve yerimizden ayrılmamamızı söylediler. Daha sonra Ayhan Başçavuş gelerek Ömer’i aldı, biz mevzide kaldık. Daha sonrasında Ahmet üsteğmen gelerek bizi aldı ve Ahmet Çelebi’nin evine götürdü."

Şıh lakaplı Mehmet Çelebi (Korucu, 42): "Evdeydim. Saat 21.30’a geliyordu. Yatsı namazını kıldım. O esnada silah sesi geldi. Ben de hemen evden dışarı çıktım. Dışarı çıktığımda Abdülvahap’ın oğlu Sait Çelebi’yi gördüm. Sait bana teröristlerin köyü bastığını söyledi ve havaya ateş etti. Ben de havaya yaklaşık 10 el