Livaneli: AK Parti 2014'de Bölünecek

Dokuz yıl sonra yeni albümü 'Gökkuşağı Gönder Bana' ile dinleyenlerinin karşısına çıkan Zülfü Livaneli şarkılarında yine deniz mavi ve özgürlüğe yer verirken 25 yıldır böyle bir baskı görmediğini ve bu gidişatın sonunda 2014 yılında Ak Parti'nin ikiye bölüneceğini söyledi.

"2014 YILI ALTÜST OLACAK"

Hürriyet'e verdiği röportajda Livaneli "Umut demode mi" sorusu için "Gezi hareketine bakın, kardeşlik orada nasıl ortaya çıktı." diyor ve şöyle devam ediyor: Yıllar önce "2013-2014 Türkiye'nin türbülans yılları olacak, çok şey değişecek" diye hep söylüyordum. 2014 daha da altüst oluş yılı olacak. Yönetimde büyük değişiklikler göreceğiz. Bence bir kadro Türkiye'yi normalleştirme teziyle ortaya çıkacak. Bu AKP içinden de olabilir ve büyük ihtimalle öyle olur.

"SANATÇININ NEVROZU OLMAZ"

Yazarlık, bestecilik, söz yazarlığı, roman… Bu çeşitliliği nasıl sağlıyorsunuz?

- Sanatçıların sanatçı oldukları için nevrozları olmaz. O nevrozlarından kurtulmak için sanat yaparlar. Benim de bu kadar üretmemin sebebi biraz bu.

Sizin nevrozlarınız neler?

- Gündelik hayat, insan ilişkileri ve hoyratlıklar bana acı veriyor. Bunlardan kendime düş, roman ve müzik dünyası yaratarak kurtuluyorum.

Roman yazan adamla şarkı söyleyen adam farklı mı?

- Hayır, sadece prizmanın değişik yüzleri gibi. Sonuçta aynı kişiyim ve şarkılarımdaki temaları romanlarımda da kullanıyorum.

"ÇALIŞMALARIM GECİKTİRDİ"

Yeni albüm için dokuz sene beklediniz. Neden bu kadar uzun bir ara oldu?

- Müzik, yoğunlaşma gerektiriyor. Son albümden bu yana araya yazdığım kitaplar girdi. 35 ülkede yayımladılar ve o ülkelere gittim. Dört yıl Meclis'te bulundum. UNESCO çalışmaları yaptım. Bu yüzden albüm gecikti.

Albüm alıştığımız Livaneli müziğinden farklı neler vaat ediyor?
- Bu sefer yeni teknolojiyle eski ruhu canlandırdım. Ferhat Livaneli'yle birlikte kayıt ve düzenleme kalitesine çok özen gösterdik.

"SOL SANAT HAREKETİNDEN GELİYORUM"

12 Mart cuntası döneminde ilk albümünüzle Türkiye'de sol kesimin sesi olmuştunuz. Bugün durum ne?

- Ben sol sanat hareketinden geliyorum. Hâlâ aynı çizgideyim. Ama şarkılarım sadece solla tarif edilebilecek algıdan çıkıp Türkiye'nin her kesmine yayıldı.

Şarkılarınızda, 'gökkuşağı, deniz, mavi ve güneş…' vazgeçilmezleriniz. Neden?

- Bunlar benim özlemlerim, hayat temalarım ve simgeler. Çocukluğumdan beri deniz, aydınlık, mavi ve sonsuzluğa karşı bir hasretim var. Romanlarımda da bu temaları kullanıyorum. Mutluluk romanını hatırlarsan karada başlayıp denize gidiyor. Erkek egemenliğinden başlayıp kadının kurtuluşuna varıyor.

"UMUDUMU HİÇ KESMEDİM"

Şarkılarınıza yine kardeşlik, dünya barışı ve umut hâkim. Sizce bu temalar biraz demode kalmadı mı?

- Ne yapayım savaşı mı savunayım? Ayrıca bakın Gezi hareketine, kardeşlik orada nasıl ortaya çıktı. Benim de insanlara umut vermek gibi bir misyonum olmuştur hep. Karamsar bir yazı yazdığımda okuyucular kızıyordu.

Gerçekten hâlâ umudunuz var mı?

- İnsanlıktan umudumu hiç kesmedim.

Türkiye'den de mi kesmediniz?

- Her canlı organizma iyiye gider. Türkiye de iyiye gidecektir.

"ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ MUHALİFİM"

Aykırı olmayı seviyor musunuz?

- Yapım böyle. Modaya uygun şeyler yapamıyorum.

Hep mi muhaliftiniz?

- Evet. Çocukluğumdan beri muhaliftim.

Derdiniz ne?

- Problemim otoriteyle. Şimdiye kadar Türkiye'de iktidarda olan hiçbir hükümetle anlaşamadım. Milletvekilliği yaptım, düşün kendi partimle bile anlaşamadım.

Zor bir adam mısınız?

- Tam tersi arkadaşlığı, birlikte çalışması kolay ve neşeli birisiyim. Sadece insanların hayatına müdahale eden, nasıl giyinip nasıl düşüneceklerini söyleyen otoritelere tepkim var. İçim böyle, değiştirmem. Gerçi şimdilerde Türkiye'de kendime göre nispeten daha kolay günler yaşıyorum.

Ne gibi?

- Bu sözü siyasi açıdan söylemiyorum. İnsanlarla aramızda müthiş bir sevgi bağı oluştu. Oysa zamanında askeri dönemler yaşadım. Vatan haini gibi gösterildim. Halkımı, ülkemi, seviyorum ama bu ülkeyi yönetenleri sevemedim işte.

"HANGİ SOL OLDUĞUNA BAĞLI"

Sol bir hükümete de muhalif olur musunuz?

- Hangi sol olduğuna bağlı! İnsan haklarından yana, gelir dağılımını adaletli hale getiren barışçı bir hükümetse; adı ister sağ, ister sol olsun canım feda! Yoksa ben 'sol' parti denilen partiden aday oldum. Sonra istifa edip kaçtım.

25 YILDIR BÖYLE BASKI GÖRMEDİM

Zamanında şarkıları yasaklanmış bir sanatçı olarak sanata uygulanan sansüre ne diyorsunuz?
- Türkiye'de hep sansür vardı. Şimdi hem sansür hem otosansür var. 25 yıldan fazla basının içindeyim ama şimdi olduğu gibi bir baskı görmedim.

Canınıza tak ettiği oluyor mu?

- Çok karışır hale geldiler. Bir ara Kenan Evren her şeye karışıyordu. Şimdi seçilmiş bir başbakan aynı şeyi yapıyor. Büyük hata. Dünyada bunu yapan herkes bu işin böyle yürümeyeceğini anladı.

O halde Vatan gazetesinden kendinizi sansürlememek için mi ayrıldınız?

- Kurucuları arasındayım ve yayın kurulu üyesiyim. Can Dündar, Mustafa Mutlu, Can Ataklı gibi birçok arkadaşımız gazete tavır değiştirdiği için işten çıkartıldı. Ben de bu yaşananları eleştiren yazılar yazdım. Yayımlamadılar. Başka yazılar istediler ve yine yayımlamadılar. Ben de yazıları yayımlanmayan bir yazara döndüm. Aramızdaki bu ihtilaf devam ediyor.

Hâlâ yayın kurulunda mısınız?

- Gazeteye gitmiyorum. Kimse de bana haber vermiyor. Benim yazımı basmamaları zaten açık bir gösterge oldu.

Özgürce yazabileceğiniz bir alan olursa yeniden köşe yazar mısınız?
- Sevenlerimin açtığı Facebook sayfalarından birine arada yazıyorum ve oradan paylaşılıyor.

AKP 2014'TE İKİYE AYRILACAK

Yıllar önce "2013-2014 Türkiye'nin türbülans yılları olacak, çok şey değişecek" diye hep söylüyordum. 2014 daha da altüst oluş yılı olacak. Yönetimde büyük değişiklikler göreceğiz. Bence bir kadro Türkiye'yi normalleştirme teziyle ortaya çıkacak. Bu AKP içinden de olabilir ve büyük ihtimalle öyle olur. Bunun tarihi de en geç 2014 Ağustos ayıdır. Erdoğan değişmedi. Sorgulanması gereken de o değil. Ona sahip olmadığı özellikleri yükleyenler oldu hep.

SAĞ VE SOL NEHİRLER YENİDEN AKMALI

Dünyada demokrat dediğimiz bütün ülkeler merkez sol ve merkez sağ partiler tarafından yönetiliyor. Bunun dışında dini ya da etnik temele göre kurulmuş partilerle yönetilen ülkelerde zaten demokrasi yok. Darbeler bizdeki siyasi geleneği çökertti. Ve sonuç böyle oldu. Din mezhep gibi ayrımları olmayan, merkez sağ ve merkez soldaki nehirleri yeniden akıtmaya başlamamız lazım.

HABERLERİ AÇMAK İSTEMİYORUZ

Livaneli'nin yeni albümündeki dikkat çeken şarkılardan biri 'Haberleri Açma Baba'… Günümüzde sadece çocuklar mı haberlerin açılmasını istemiyor? "Biz de istemiyoruz. Haberlerde yıllardır içimizi açan bir şey yok. Bütün bunları şarkıda bir çocuğun gözünden anlattım. 'Güneş Yine Doğacak' şarkımı ve bu parçayı da çocuk korosuyla kaydettim".

SEKİZ KİLO VERMEK BENİ DEĞİŞTİRDİ

Plastik müdahale mi?

Daha neler, aklımdan bile geçirmem. Beni değiştiren sekiz kilo vermek ve ödemlerden kurtulmak oldu. Şimdi pilates yapıyorum. Bunun yanında mümkün olduğu kadar alkali diyeti uyguluyorum.

AYNI EVDE KALIYORSA KİME NE?

Türkiye ne yazık ki tecavüzün, ensestin çok yaşandığı, kadına karşı büyük suçlar işlenen bir ülke. Buna bakmıyorsun! Meclis'te iki üç eşi olanlar var. Onlara bakmıyorsun! Sonra gençler aynı evde mi oturuyor diyorsun? Kime ne? Ayrıca kız kendi isteğiyle sevgilisiyle yatıyorsa bu kıza bir kötülük mü? Neden böyle algılanıyor? Doğanın kanunu bu! Ama anlayışları böyle ve başından beri böyle düşünüyorlar. Kabahat onlara bu misyonu yükleyenlerde.